Son dakika: Selin Sayek Böke'nin yerine gelen isim belli oldu
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan yeni parti sözcüsü oldu.
Geçtiğimiz günlerde CHP sözcülüğü görevinden ayrılan Selin Sayek Böke'nin yerine CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan getirildi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında saat 12.00'de toplandı.
Toplantı devam ederken, MYK açıklamasının saat 15.00'te yapılacağı duyuruldu.
Duyuruda açıklamanın, parti sözcülüğü görevine getirilen Genel Başkan Yardımcısı Tezcan tarafından yapılacağı bildirildi.
Böke'nin istifasıyla boşalan Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına ise henüz atama yapılmadı.
Yeni sözcüden ilk açıklamalar
CHP MYK toplantısının ardından, yeni parti sözcüsü Bülent Tezcan açıklamalarda bulundu. ABD'nin YPG'ye ağır silah desteğine değinen Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki hafta gerçekleştireceği ABD ziyareti için "Cumhurbaşkanı'nın, ziyareti bir kez daha gözden geçirmesi gerekir" dedi. CHP'de MYK değişikliği iddialarına ilişkin soruya yanıt veren Tezcan, "Şu ana kadar görünen böyle bir tablo yoktur" diye konuştu. İşte Tezcan'ın açıklamaları:
Bugün Danıştay'ın kuruluş yıldönümünün kutlamaları vardı. Çok ilginç bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Danıştay Başkanı'nın yaptığı konuşma yüksek yargının hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çok çarpıcıdır. 149 yıllık bir geçmişi olan Danıştay'ın başkanı bugün ne yazık ki bu anayasa değişikliğini değerlendirirken kuvvetler ayrılığının anayasa değişikliğinde ifade edildiğini söyleyebilecek duruma gelmiştir. Bunu söyleyebilmek için hukukçu olmak değil ama bugünün Danıştay Başkanı olmak gerekir.
OHAL KHK'larını bir hukuk devleti olmanın gereği gibi yutturmaya çalışan yüksek yargı anlayışı bir tarafta devam ederken, işlerinden ihraç edilip haklarını arama imkanı bulamayan kamu görevlilerinin her türlü demokratik yolu deneyerek haklarını arama mücadelesi sürdürdüklerini biliyoruz. Açlık grevinde 2 kamu görevlisi, Nuriye Gülmen ile Semih Özakça Ankara'da kritik eşiğe doğru hızla sürükleniyor. Protestosunu açlık grevi ile yürütenlere hükümet ciddi ve vahşet derecesinde diye ifade edebileceğimiz bir ilgisizlik içerisindedir. Aileler hükümet yetkililerinin kendileri ile konuşmasını istiyorlar ama bugüne kadar canını ortaya koyan evlatlarının derdini hükümet yetkilisine yüz yüze anlatmak için talep ettikleri randevuyu alamıyorlar. Öldükleri zaman mı hatırlayacaksınız. Genel Başkanımız, sayın Numan Kurtulmuş ve sayın Başbakan Binali Yıldırım'a iletmiştir. Biz de bir kere daha hükümeti bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
Türkiye 15 yıllık AK Parti iktidarı döneminde dış politikası iflas etmiş bir noktaya sürüklenmiş. Devletin dışişleri birikimini yok eden anlayış, Türkiye'yi tüm uluslararası ilişkilerde çaresiz, rotası bozuk bir gemi durumuna düşürmüştür. Bugün Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti öncesi, tam da bu çürümüşlüğün çarpıcı neticeleri ile karşı karşıya kaldık. ABD'ye gönderilen ön inceleme heyeti, dışişleri kadrolarından oluşturulmadı. Genelkurmay Başkanı ve MİT'in içinde yer aldığı bir ön inceleme heyeti gönderilerek orada neyin mesajının dahi verileceği belli olmayan bir çarpık sürecin içine girilmiştir.
Henüz ön heyet oradayken ABD YPG'ye ağır silahlar vereceğini ilan etmiş ve karar vermiştir. Bu Türkiye için kabul edilebilir bir şey değil. Bölgede söylediği bütün temel argümanlara karşı NATO müttefikimiz olan ABD'nin çok ciddi bir problemidir. Böyle bir tablo kuşkusuz hepimizin şiddetle reddedeceği bir tablodur. YPG'ye ağır silahlar verilmesi demek hem bölge güvenliğinin hem de Türkiye'nin bütünlüğünün tehdit altına alınması demektir. Cumhurbaşkanlığı makamı ve hükümet olmak üzere Türkiye'nin zayıf bir pozisyonda olması düşünülemez. Bu nedenle sayın Cumhurbaşkanı'nın, kararın arkasından ABD ziyaretini ciddi olarak bir kere daha gözden geçirmesi ve yeniden değerlendirmesi gerekir diye düşünüyoruz.
Bu bilinçli olarak milletin gönlünden kurucu önderi silme çabasının bir parçasıdır. Tarihçi görüntüsü altındaki sahtekarlar özellikle belli yayın kuruluşlarına kendi maharet ve yetenekleri ile çıkarılmıyorlar.
Tüzüğümüze göre MYK oluşturmak sayın Genel Başkanımızın yetkisindedir. Bir işareti, adımı olmamıştır, şu ana kadar görünen böyle bir tablo yoktur.
Sayın İnce kendi siyasi yaklaşımı doğrultusunda değerlendirmeler yapabilir. Sayın Kılıçdaroğlu döneminde, parti içi tartışma, ifade ve düşünce özgürlüğünün en geniş şekilde yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Parti disiplini içinde atılan bütün adımlar meşru adımlar olarak kabul edilir. Disiplinle ilgili yapılan çalışmalar meselenin parti içi yarış olma ötesinde, partinin söylemlerine aykırı tutumlar çerçevesinde başlatılan soruşturmalardır. Onların da yetkili organları vardır.
Sayın Genel Başkanımızın 'sarayın işareti ile hareket ediyorlar' açıklaması yoktur. Düşüncelerini söylemeleri bazen sarayın açıklamaları ile örtüşebilir. Bu çerçevede düşüncelerini paylaşacaktır. Bir partilinin olağanüstü kurultay talep etmesinde bir mahsur yoktur. Sayın Genel Başkan çağırabilir, Parti Meclisi toplayabilir, kurultay delegelerinin yarıdan bir fazlası çağrı yapabilir. Bu 3 yetkili kurumdan sayın Genel Başkan'ın yetkisini kullanmasını istiyorlar, onların hakları ne kadar makulsa, sayın Genel Başkan'ın da parti yararı açısından yararlı olduğunu düşünmüyorum deme hakkı vardır.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TAKLİT TAĞŞİŞ LİSTESİ 2024: Sahte - hileli ürünler sorgulama ekranı (guvenilirgida.tarimorman.gov.tr)
ASGARİ ÜCRET 3.TOPLANTI TARİHİ: Asgari Ücret Tespit Komisyonu 3. toplantısı ne zaman?
Suriye'deki Gelişmeler Türkiye’ye Yeni Fırsatlar Sunuyor, Yunanistan Endişeli!
Yılbaşı Yaklaşıyor: Sahte Alkol Endişesi! Vatandaşlar Nelere Dikkat Etmeli?
Son dakika haberi: Meteoroloji'den kar yağışı uyarısı: Eğitime kar engeli