Son dakika: Milli Savunma Bakanlığı'ndan Netanyahu çıkışı

Mili Savunma Bakanlığı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili sözlerine sert yanıt verdi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Milli Savunma Bakanlığı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun açıklamalarıyla ilgili açıklama yaptı. Millî Savunma Bakanlığı açıklamasında, "Ülkesindeki yolsuzluk suçlamaları ve siyasi sorunlar karşısında dikkatleri başka yere çekmeye çalışan İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türk Ordusu aleyhindeki yersiz, mesnetsiz ve gerçek dışı iftiralarını reddediyoruz" dedi.

Milli Savunma Bakanlığı, resmi internet sitesinden 'İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türk ordusuna yönelik iftiralarına ilişkin basın açıklaması' başlığıyla yayınladığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Ülkesindeki yolsuzluk suçlamaları ve siyasi sorunlar karşısında dikkatleri başka yere çekmeye çalışan İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türk Ordusu aleyhindeki yersiz, mesnetsiz ve gerçek dışı iftiralarını reddediyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin şanlı tarihi boyunca icra ettiği görev ve harekâtlarda, hiçbir dönem utanılacak bir husus olmamıştır. Lefkoşa’da banyoda katledilen anne ve çocuklar, PKK terör örgütünün kurşuna dizdiği bebekler gibi, ellerinde Filistinli çocukların kanı bulunanlar, barışın teminatı Türk Ordusunu karalayamaz. Çünkü Türk Ordusu hiçbir zaman bebek katili değildir ve böyle de anılmamıştır.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Uluslararası hukuk ve anlaşmalar çerçevesinde icra edilen; Kıbrıs Barış Harekâtı, terörle mücadele, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında da görüldüğü üzere, en zor harekât ortamlarında dahi, sivil/masum insanlar, tarihi, dini, kültürel yapılar ve çevre, Türk Silahlı Kuvvetleri için, operasyonların gecikmesi pahasına dokunulmaz olmuştur.

Örnek olarak; Rakka, Halep, Musul, Guta ile Afrin ve El Bab’ın harekât sonrası fotoğraflarını karşılaştırmak yeterlidir.

Türk Silahlı Kuvvetleri; tüm harekât alanlarında, halkın özlediği, beklediği şefkat eli olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

Gerek Türkiye’de gerekse çevre ülkelerde yaşayan ve halen ülkemize sığınmış on binlerce Kürt kardeşimiz de bunun en önemli tanığıdır."