SON DAKİKA: Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dost ve kardeş ülke İran'ın yanındayız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak; 'İranlı kardeşlerimizin bu süreci suhulet ile yöneteceklerine inanıyorum. Biz de zor günlerinde kardeş İran halkının yanında olacağız.' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Değerli hakim ve savcılarımız, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne hoş geldiniz. İran'dan üzücü haber aldık. Sayın Reisi ve beraberindekilerin helikopter kazasında vefa ettiklerini öğrendik. Reisi'ye ve diğer yetkililere Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Şahsım ve milletim adına İran halkına baş sağlığı diliyorum. Tüm imkanlarımızla arama kurtarma çalışmalarına katkı vermeye hazır olduğumuzu belirttik. Akıncı ve helikopterimizi bölgeye sevk ettik. Kurtarma ekiplerimiz de bölgeye intikal etti.
Merhum Reisi'yi Ankara'da misafir etmiştik. Gerek ikili ilişkiler gerek bölge konularında reisi ile yakın diyalog içinde olduk. İran halkının huzuru için verdiği çabalara şahitlik ettim. İranlı kardeşlerimizin bu süreci suhulet ile yöneteceklerine inanıyorum. Biz de zor günlerinde kardeş İran halkının yanında olacağız.
Yargı adaylarımızın bir kısmının kurasını çekeceğiz. 1044 hakim ve savcımızı ülkemizin dört bir yanındaki görev yerlerine yolcu edeceğiz. 81 vilayeti ile bu ülkeyi çok sevmelerini istiyorum. İnşallah gittikleri yerlerde adalet sancağını yücelteceklerine inanıyorum. Bugünkü törenle 25 bine yaklaştırıyoruz hakim savcı sayımızı. 9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2 buçuk kattan fazla artırdık.
Adalet teşkilatımızın personel sayısı 61 bin iken bugün 204 bini buldu. Adalet camiamıza güçlü destek verdik. Merdiven altı sistemden bugünkü koşullara ulaştık. Mahkeme kararlarındaki hataları en aza indirmek amacı ile istinaf mahkemelerini kurduk. Adalet kurumlarının modern mekanlar olmasına hassasiyet gösterdik.
Bina ve kadro haricinde kanuni düzenlemeler ile hukuk devletini güçlendirdik. Yargının bağımsız hareket edebilmesinin yasal altyapısını oluşturduk. Engel teşkil eden vesayet araçlarını ortadan kaldırdık. Çok geniş yelpazede adalete erişimi kolaylaştıran tarihi reformlara imza attık. Güven veren ve erişilebilir adalet ile çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Medeniyetimizin temel direği adalettir.
Adalet suçunun hapiste masumun dışarıda olmasıdır. Cezasızlık algısının yaygınlaşması toplumsal barışı dinamitleyecektir. Tecelli eden adalet birliğimizin huzurumuzun güvencesidir. Her mahkeme kararı sonrasında hak yerini buldu anlayışı ne kadar güçlenirse toplum da kendini emniyette hisseder. Hakkın yerini bulmasının önemi tartışma götürmez. Ülkemizdeki darbe geleneği ile de hesaplaştık, darbecilerin yargılanmasını sağladık. İlk defa milli iradeye karşı çıkan darbeciler yargılandı, cezalarını aldılar. 12 Eylül ve 28 Şubat'ta demokrasiye darbe yapanlar bağımsız Türk mahkemeleri tarafından da mahkum edildi. Aynı durum 15 Temmuz darbe teşebbüsü için de geçerlidir. 253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecek. Yurt dışına kaçan alçakların peşini de bırakmayacağız. Son FETÖ'cü hain hesap verene kadar enselerinde olacağız.
Vatanımızın bekasına, vatandaşın huzuruna kim kastederse karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik yine çekinmeyeceğiz. Görevi huzuru sağlamak olanların darbe şartlarının olgunlaşmasını beklediği günler artık geride kalmıştır. Antidemokratik yollara başvuranların varacağı tek yer hukuka hesap vermek olacak. 6-8 Ekim olayları ilgili mahkeme kararların bu zaviyeden değerlendiriyoruz. Bu hadise asla protesto gösterisi değil 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü terör kalkışmasıdır. Bir isyan girişiminde bulundular. 35 il 96 ilçede sokaklar dükkanlar, okullar ateşe verilmiş masumların kanı akıtılmıştır. Katledilenler arasında 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları vardır. Hukuk elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilmesi her şeyden önce demokrasiye ve hukuka hakarettir. Haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar yüreklere su serpmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan memnuniyet duyuyoruz.