Uzaktan bakıldığında setin içindeki bir oyuncu gibi görünse de o hayatın içinde biri. 23 yaşındaki Halil genç bir çoban. Onu diğer çobanlardan ayıran özelliği ise, hayvanları otlatırken 'Kafka' okuması.Hürriyet'ten Cansu Şimşek'in haberine göre; Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinin Karacadağ yaylaları, ısınmaya başlayan hava ile birlikte yüzyıllardır misafir ettiği göçerleri karşılıyor. Halil de o göçerlerden biri. 23 yaşındaki Halil'i görenler, kendini yabancı bir filmin setindeymiş gibi hissedebilir. Üzerinde kanvas pantolonu ve montu, balıkçı şapkasıyla Halil, koyunları etrafta otlarken Kafka'nın 'Milena'ya Mektuplar'ını okuyor. Başta konuşmaktan ve hatta adını bile paylaşmaktan çekinen Halil, konu edebiyat olunca sessizliğini bozuyor. Altıncı sınıfta okulu bırakmak zorunda kalmış. Genç çoban, Kafka'ya ve favori kitabı Victor Hugo'nun Sefiller'ine duyduğu hayranlıktan bahsediyor. Herkese Gogol ve Dostoyevski okumasını tavsiye ediyor. Gittiğimiz yere evimizi götüremiyoruz ama kitapları taşımak çok kolay diyor. Göçerlerde kadınların yeri çok önemli. Erkekler de kadınların işinin daha zorlu olduğunu kabul ediyor. Kadınlar sadece çocuklardan ya da evleri sayılan çadırlardan sorumlu değil, aynı zamanda en büyük çadırı kuranlar da onlar. Gece hayvanlarla birlikte yeşil alanlarda sabahlayan erkeklerin dönüş saatiyle mesaisi başlayan kadınların işi koyun sağarak devam ediyor. Erkeklerin yokluğunda süt satışı dahil her şeyden bizzat kadınlar sorumlu.