Sincar'ın eşi 19 yıl sonra Meclis'te
Meclis İnsan Hakları Komisyonu, karanlık sayfalardan birini daha açtı. 19 yıl önce faili meçhul cinayete kurban giden DEP Miletvekili Mehmet Sincar'ın eşini dinledi. İlk kez resmi bir kurumdan davet alan Cihan Sincar, heyecanlıydı.
1993'te Batman'da hayatını kaybeden DEP Milletvekili Mehmet Sincar'ın eşi Cihan Sincar, Mecliste'ydi. Sincar, İnsan Hakları Komisyonu'na bilgi verdi. Sincar, "19 yıl oldu. Dünden beri uykusuzum. Bu kadar beklememize gerek yoktu, gerçekten çok bekledik. O gün bugündür çalmadığımız kapı kalmadı" dedi. Sincar, eşinin bu komisyonun üyesi olduğunu ifade ederek, "Kim bu işi yaptı, bu katillerin tetikçilerin arkasında kim var? Niye Mehmet Sincar, eşimim suçu neydi? Ben ve çocuklarım bunu öğrenmek istiyoruz. Bu işin çok bedelini ödedik. Eşim milletvekilliğinde 2 yılını doldurmamıştı, o yüzden çok ekonomik sıkıntı yaşadık" diye konuştu.
Aradan yıllar geçse de o davasından hiç vazgeçmedi. Faili mechul cinayetleri araştırmak için gittiği Batman'da, faili meçhule kurban giden eşi Mehmet Sincar'ın katilini aramayı ve hukuki mücadelesini sürdürdü.
Cihan Sincar, konunun yurtdışından da takip edildiğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir görevlinin o zaman kendisini ziyaret ettiğini belirten Sincar, "Eşimin durumunu sordu. O zaman İçişleri Bakanı Mehmet Ağar idi. 'Gidip onunla görüştüğünde Mehmet'in olayını sorarsan sevinirim' dedim. Sonra beni aradı, eşimin durumunu sorduğunu ve Ağar'ın "onu vuran bir Hizbullahçının İran'da olduğunu ve gelmesi durumunda yakalayacaklarını söylediğini' anlattı, ancak 'söylediklerine ne o inandı ne de ben inandım' dedi" diye konuştu.
Sincar cinayetinde, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım bir numaralı katil zanlısı olarak Susurluk Raporu'na girmişti. Yine, Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu'nun isimleri de raporda yer almıştı. "Yeşil" haricindeki diğer zanlılar Hizbullah örgütü üyesi olmaktan tutuklandı. Hatta Sincar'ı öldürdüklerini itiraf ettiler. Ancak cinayet tam olarak aydınlatılamadı.
"Marş çalmaya başladı ve o ölüm işaretiydi"
Bunun üzerine söz alan BDP'li Sakık, şöyle konuştu:
"Kendileri öldürttüler, kendileri alıp Kızıltepe'de defnettiler. Genelde cinayetler işlenirken orada marş çalınır, marştan sonra tetiğe basılır. Biz tören alanındayız, hepimizin elinde silahlar vardı, resmi polisler de vardı. Karanfiller bırakıyorduk o marş çalmaya başladı ve o ölüm işaretiydi. Cinayeti işletenler, soruşturanlar ve defnedenler aynıysa çok fazla şey aramaya gerek yok. O zaman askerlerin eğitim yerlerinde eğitim gören Hizbulkontra denen birim tarafından cinayetler işleniyordu ancak hiçbiri yargılanmıyordu. Hizbullah devletin denetimindeydi. Benim de ağabeyim Gaziantep'te öldürüldü. Rövanş içinde, kin içinde değiliz. 'Bin tane operasyon yaptık' diyen en üst düzeydeki görevliler, 'ben bir tuğla çekersem, burası çöker" diyenler vardı."
AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener, Sakık'a yönelik, "Türkiye'nin geleceği ile ilgili karar alma noktasına geldiğinde başka yerlerden gelen tavsiyelere uyarak ülkenin ufkunu açacak kararlara katılmıyorsunuz" dedi.
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, "ABD'nin bu işin ta içinde olduğunu düşünüyorum. ABD geçmişten bu yana PKK'nın oluşturulması dahil her şeyin içinde var. Bunu biliyorum" dedi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Ankara'da korkunç kaza! Önüne gelene çarptı
KABİNE TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ | Kabine Toplantısı ne zaman, YARIN MI? Asgari ücret, Suriye’deki gelişmeler...
Kayak Merkezlerinde Yılbaşı Yoğunluğu
100 Binde 1 Görülüyor: Doktorlara Ameliyatta 'Mide' Şoku!
Bu Kaçıncı? Fenomenin 'Estetik' Ölümü Sonrası Aynı Soru Gündemde: Her Estetik Güvenli Mi?