hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Seyfi Oktay duruşmadan vareste tutuldu

    Seyfi Oktay duruşmadan vareste tutuldu
    expand

    İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, "Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri" iddiasıyla yargılanan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada savunma yapan sanık Ali Haberal, iddianamede yer alan aleyhine iddiaların soyut olduğunu öne sürerek, "İddia edilen terör örgütünü bilmem. Ağabeyim Mehmet Haberal'ın sağlık durumuyla hukuki yollarla ilgilendim" dedi.

    Ali Haberal, Mehmet Haberal'ın, Ankara ve İstanbul'daki avukatlarının Şevket Demirel'in Maçka'daki ofisinde toplantı yaptığını ifade ederek, ağabeyi Mehmet Haberal'ın tahliyesi için yürütüldüğü iddia edilen faaliyetlere katılmadığı ve suçlamanın muhatabı kendisi olmadığı için beraatini istediğini söyledi.

    Sanık Erkan Bülent Haberal da hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, "Ne iddia edilen terör örgütünü biliyorum ne de örgüt adına suç işledim. Babamın sağlık ve hukuki durumuyla meşru yollarla ilgilendim ve buna da devam etmekteyim. Babamın tahliyesinin hukuk dışı yollarla sağlanması iddiası soyut bir iddiadır. Bunu kanıtlayacak somut bir olgu bulunmamaktadır" diye konuştu.

    Bülent Haberal, Sinan Aygün'le yaptığı telefon görüşmelerinin sorulması üzerine, "Ankara Ticaret Odası'nın 8 yıldır meclis üyesiyim. Ticaret Odası'nın başkanıyla görüşmem gayet doğaldır" cevabını verdi. Sanık Bülent Haberal, "İçeride olan babam, yaptığım hiçbir şey yok. Beraatimi istiyorum" dedi.

    Savunmaların ve avukatların taleplerinin alınmasının ardından duruşmaya ara verildi. Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, savunmaları alınan sanıklar Mehmet Seyfi Oktay, Canfer Balçık, Sefa Altıoğlu, Şehriban Nihan Atasagun, Ali Haberal, Erkan Bülent Haberal, Mehmet Cengiz ve Tülay Bekar'ın duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

    Köksal Şengün'ün ifadeleri İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin talimatıyla "tanık" sıfatıyla ifadesi alınan eski İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, davanın sanıklarından avukat Tülay Bekar'ı hemşehrisi olması nedeniyle tanıdığı ifade ederek, Mehmet Seyfi Oktay'ı da 2009'da Yargıtay seçimleri aşamasında Tülay Bekar aracılığı ile tanıdığını belirtti.

    O dönemde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak 3 yıl boyunca "Ergenekon" davasının yargılamasını sürdürdüğünü anımsatan Şengün, "Bu süre içerisinde iddianamede adı geçen sanıklar tarafından tarafıma yargılamayı etkilemeye yönelik her hangi bir girişimde bulunulmadığı gibi, bazı sanıkların tahliyelerine yönelik her hangi bir baskı, telkin veya yönlendirmede de bulunulmamıştır. Zaten öyle bir davranışa kesinlikle müsaade de etmem" ifadesini kullandı.

    Şengün, "Ergenekon" davasının, başkanlığını yaptığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne düşmesinin ardından kamuoyunun ortaya koyduğu tutum ile davanın bütün belgelerinin medyada detaylı bir şekilde, ilgili, ilgisiz kişilerin değişik tarzdaki yorumları ile yayınlanması karşısında gerek ailesinin gerekse arkadaşlarının o mahkemeden ayrılması konusunda devamlı kendisine telkinde bulunduklarını aktardı.
    Bu telkinlerin haklı olduğunu kaydeden Şengün, ifadesinde şu görüşlere yer verdi:

    "Ancak o şartlarda bile davadan ayrılmayı düşünmedim ve üç yıl oradan  ayrılana kadar davayı sürdürdüm. Tülay Bekar da aynı nedenlerle ve tamameniyiliğime yönelik oradan ayrılmamı ve emekli olmamı istemişti. Bu tamamen telefon görüşmesinde konuşulan bir konuydu. Zaten tersi olsaydı, o tarihlerde davanın bir çok sanığı hakkında tahliye edilmeleri yönünde oy kullanmaktaydım. 'Ergenekon' örgütü üyeliği ile suçlanan birisinin birçok sanıkla ilgili tahliye edilmeleri yönünde oy kullanan mahkeme başkanının o mahkemeden ayrılması için telkinde bulunulması düşünülemez. Özel yetkili mahkeme hakimleri ve savcıları olarak emniyetin verdiği bir iftar yemeğine hep birlikte katılmıştık. Aradan epey bir süre geçtikten sonra bu yemekle ilgili bazı fotoğrafların basına verileceği yönünde avukat Tülay Bekar beni bilgilendirmişti. Bu bilgiyi nereden aldığını bilmiyorum. Bu olayda Tülay Bekar'ın hareketi tamamen benim zarar görmememe yöneliktir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow