İtfaiye eri Abdulgani Aslan ise bot ile gelip vatandaşlara ve arkadaşına yardım ettiği sırada akıntıya kapıldığını söyledi. Aslan, botun üzerindeki can simidini yüzme bilmeyen arkadaşına verdiğini ve saatler sonra suyun seviyesinin azalınca yüzerek çıktığını belirterek, şöyle dedi:
"Biz o sabah görevdeydik. Göreve başlamıştık, sabah 8'de direkt anons geldi zaten buraya. Arkadaşımız Sait ağabey mahsur ve diğer vatandaşlar da mahsurdu orada, botla çıkış yaptık. Kavşağın başına geçtik. Botumuzu daha kurarken arkamızdan büyük bir dalga geldi. Bülent Bulut, Ömer Şimşek bir de ben, dalgaların arasında kaldık. Ömer ağabey yüzme bilmiyordu, ben kendimi zar zor botun içine atmıştım. Orada çizmelerimi ve yağmurluğumu indirdim, ondan sonra botun içerisinde can kurtarma simidi direkt Ömer ağabeye uzattım, o zaten bizden önce çıkmıştı. Daha köprü tamamen su dolmadan bizden önce çıkmıştı. Ben de Bülent Bulut ağabey köprünün altında kaldık. Yaklaşık üç saat. Üç saatten sonra da zaten artık su boğazımıza kadar dayanmıştı. Ufak bir çukur kalmıştı, böyle ufak bir delik kalmıştı. Oradan nefes alıp verebiliyorduk. Sağ olsunlar arkadaşlarımız, itfaiye erlerimiz, amirlerimiz, daire başkanımız talimatıyla suyu boşaltıyorlardı. Biz de zaten artık Allah'a teslim olduk. Ondan sonra bir baktık tekrardan su yavaş yavaş milim milim düşmeye başladı. Ondan sonra ışığı baktım. Elimi aşağıya doğru uzatmışım. Ondan sonra çabamla, Allah'ın yardımıyla köprünün dışına doğru yüzmeye başladım. Bir 5 metre gidiyordum kafamı çıkarıyordum. Nefes alıp tekrardan dalıyordum. Aynı şekilde köprünün dışına çıktım. Çok şükür ondan sonra arkadaşlarımız ve oradaki vatandaşların çabasıyla çıktık. Orada vefat eden vatandaşlarıma Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum."