Savcılar hakkında casusluk iması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, savcıları keyfi dinlemeler yapmakla suçladı ve casusluk suçlamasında bulundu. Erdoğan, "Bakın ben dün akşam Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüm. Bir savcı keyfi bir dosya hazırlayıp bu mahrem görüşmeyi dinleyebiliyor. Belki bizim devlet başkanlarıyla yaptığımız görüşmeler de böyle keyfi dinlemiyor. Bir başbakanı dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz" dedi. Erdoğan, MİLGEM ihalesine ilişkin bir iş adamıyla yaptığı telefon görüşmesine ilişkin yayınlanan kayıtlara da değindi ve "Burada bu devletin 100-200 milyon dolar kazancı oluyor" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde yerel medya temsilcileriyle buluştu. Erdoğan burada yaptığı konuşmada dinlemelere değindi ve bu dinlemeleri yapanlara yönelik ağır suçlamalar yöneltti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında bir ülkede demokrasinin en önemli göstergelerinden birinin medyanın durumu olduğunu söyledi ve bu konudaki gelişmişliğin örneği olarak kendi dönemlerinde gazete, dergi, TV kanalı ve internet sitesi sayısının artmasını gösterdi.
Daha sonra sözü tutuklu gazeteciler sorununa ve yasa dışı dinlemelere getirerek şunları söyledi:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İngiltere'de gazeteciler haber yapma adına bazı telefonları dinlediler, telefon mesajlarını elde ettiler. Bundan dolayı yapılan soruşturmada 50 gazeteci gözaltına alındı. Bunlardan bazıları mahkum oldu. Bu skandala karışan gazete ortaya çıkan skandaldan dolayı mahcup duruma düştü. Yayıncı kuruluş tarafından bu gazete kapatıldı. Ama dikkat edin hiç kimse, 'İngiltere'de gazeteciler tutuklandı, gözaltına alındı' demedi. Hiç kimse, 'İngiltere'den basın özgürlüğü yok' demedi. Bizim şu anda yaşadıklarımıza bakın, İngiltere'de yaşananlara bakın. Şu anda birçok gazete ve televizyon, birçok internet sitesi hukuku hiçe sayarak, Anayasayı, yasaları, bunlarında ötesinde insani ve vicdani değerleri ayaklar altına alarak her gün ses kayıtları ya da tapeler yayınlıyor. Ama montaj ama montajsız, aklınıza ne geliyorsa... Bazıları bu dinlemelerine 'bunlar yasal dinleme' diyerek kılıf uyduruyor. Bu yayınlanan dinlemeler yasal dinleme değildir. Türkiye'de dinleme yapmanın belli kuralları vardır ve bu kurallar ihlal edilmiştir."
Savcılara casusluk iması
Dinlemeleri yapanlara yönelik casusluk suçlaması yönelten Başbakan Erdoğan, "Bakın ben dün akşam Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüm. Bir savcı keyfi bir dosya hazırlayıp bu mahrem görüşmeyi dinleyebiliyor. Belki bizim devlet başkanlarıyla yaptığımız görüşmeler de böyle keyfi dinlemiyor. Bir başbakanı dünyanın hiçbir yerinde dinleyemezsiniz, bir cumhurbaşkanını, bir genelkurmay başkanını, bakanları dinleyemezsiniz. Savcı tamamen keyfi bir şekilde devletin mahrem telefon görüşmelerini dinlemiştir. Hukuksuzluk sadece dinlemeden ibaret değildir, gizli bir dosyada yer alan dinlemeler de birilerine servis edilmiş, bu yolla da savcı ya da bu dinleme yapan memurlar ayrıca Anayasa'yı, yasaları çiğnemiştir" dedi.
Ticari casusluk iması
Salonda bulunan Enerji Bakanı Taner Yıldız'ı gösteren Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte bizim Enerji Bakanımız. Kıbrıs konusundan, doğalgaz, enerji, tahkim konusuna son derece mahrem görüşmeler yapılıyor. Elektrik fiyatında 1 sentlik artışın Türkiye'ye maliyeti 400 milyon dolar. Enerji Bakanımızın dinlenmesinin, pazarlıkların sızdırılmasının Türkiye'ye yükleyeceği maliyeti düşünebiliyor musunuz?"
MİLGEM ihalesi
Başbakan Erdoğan, iş adamı Metin Kalkavan'la MİLGEM ihalesine ilişkin görüşme yaptığı ses kaydının yayınlanamasına ilişkin de konuştu. Başbakan, bu konuda ''Bir çok ihaleler yapılıyor birisi safdışı edilmiş olabilir, şahsıma müracaatı olabilir, ben de dava et diyorum. Dava neticesinde o ihalenin iptali ortaya çıkıyor. Burada bu devletin 100-200 milyon dolar kazancı oluyor. Bu telefon görüşmesini dinleyecek kadar bunlar karaktersiz. Bu ülkenin menfaatini hiçe sayan tipleri görüyoruz. Bir hukuk devletinde bunlar yaşanamaz" diye konuştu.
Paralel yapı Emniyet, TİB, yargı, TÜBİTAK içinde
Yapılan dinlemeler ile ailesinin mahremine girildiğini ve "aile gibi kutsal bir müessesenin" yok edildiğini söyleyen Erdoğan, bu dinlemelerin hiçbir şekilde yayınlanamayacağını dile getirdi. Erdoğan, "Sadece dinleme de yok. Biliyorsunuz aynı zamanda görüntüleme de var. Hele ki bu görüntüleme ahlaki değerleri tamamen yok sayan, yani bir ailenin mahremine girecek kadar olan, aile dışındaki ilişkileri dahi görüntülemek suretiyle, bunu da sosyal medyadan yayınlama hakkını size bir internet veriyorsa, kusura bakmayın böyle bir interneti ben kabul etmiyorum. Çünkü bu bir ülkenin tüm değerlerinin yok sayılmasıdır. Aile gibi kutsal bir müessesenin yok edilmesidir. Meşru gayrimeşru. Gayrimeşru ilişki kurar meşru birlikteliği dağıtır. Öyle mi? Gayrimeşru yapıyorsa o da zaten ayrıca... Ama bunun yayınlanma hakkını kimse elde edemez. Bu dinlemeler Emniyet, TİB, yargı, TÜBİTAK gibi kurumların içinde bu yapının mensupları tarafından yapıldı. TÜBİTAK gibi kurum merkezinde bu dinlemeleri yapıyor. Siz güvenli hat diye bu konuşmaları yapıyorsunuz. Güvenli hat denilen telefonlar bunu yapan kurumun merkezinde dinleniyor, depolanıyor" şeklinde konuştu.
Bahçeli'nin "montaj" iddiasına yanıt
Erdoğan, AK Parti mitinglerindeki kalabalıkların montaj olduğu iddiasına da konuşmasında değindi ve şöyle konuştu:
"Meydanlardaki kalabalığın montaj olduğunu ahlaksızca iddia edebiliyor. O iddiaları yapanlar, buyurup gelsin yerinde görsün. Bir siyasi partinin genel başkanı da olabilir. Buyursun gelsin çay ikram ederiz. Kendi memleketinde nasıl miting yaptığımızı görsün. Bir de 'bindirilmiş kıta' diyenler var. Bindirilmiş kıta mantığını kabul etmeyen bir genel başkanım. Asla bir il diğer ile taşınmayacak. Her ili kendi ilinde görmek istiyorum. Teşkilata bu talimata verdim. Bugüne kadar bu şekilde yaptık, bundan sonra da böyle yapacağız."
"Adalet Bakanına yakından takip et dememden daha doğal ne olabilir"
Erdoğan konuşmasında eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'le arasında geçen ve bir davaya müdahale edilmesine yönelik olduğu iddia edilen ses kayıtlarına da değindi. Erdoğan, şunları söyledi:
"Bir tane daha yayınladılar. Adalet Bakanımla benim görüşmem. Bugün malum gazete yayınlamış. Çünkü kendileriyle ilgili. Dönen dolapları tabii biz biliyoruz. Benim Adalet Bakanıma bunu daha yakından takip ettirmemden daha tabii ne olur. Bana ilgili kuruluşum, SPK'nın verdiği bilgiler çok çok tehlikeli bilgiler. Paralel yapı veya paralel yapının dışındaki ilişkiler, kirli ilişkiler, ister istemez 'Burayı yakından takip et' dememi gerektiriyor. Bunu ben ülkem, milletim için istiyorum. Çünkü bugüne kadar bu ülkede her şey bunların elleriyle iki dudağının arasındaydı. Bunlar spor kıyafetlerle, bluejean'lerle eşofmanlarla evlerinde başbakan ağırlamış tiplerdi. İstedikleri şekilde hükümet kurmuşlar hükümet indirmişlerdir."