"Savcı Kiraz'da 10 kurşun yarası tespit edildi" iddiası yalanlandı
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'a ait Florence Nightingale Hastanesi’nin verdiği adli raporda, Kiraz'ın vücudunda 10 kurşun yarası bulunduğu iddia edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu ise yaptığı yazılı açıklama ile bu iddiaları yalanladı.
Zaman Gazetesi, Florence Nightingale Hastanesi’nin verdiği adli raporu yayınladı ve şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın vücudunda 10 kurşun yarası bulunduğunu haberleştirdi. Savcı Kiraz'ın vücudunda 10 kurşun yarasının bulunduğu, yaralardan 3’ünün baş, 6’sının göğüs, 1’inin bacak bölgesinde olduğu tespiti yer alan 2 sayfalık adli raporda, ameliyata alınana kadar Kiraz’a kalp ve solunum desteğinin devam ettirildiği, ancak tüm müdahalelere rağmen canlandırma emaresi göstermediği de yer aldı. Bütün hayati fonksiyonların durduğunu gösteren raporda muayene saati olarak 20.56 ibaresi not düşüldü.
Haberde rapora dayalı olarak uzman yorumlarına da yer verildi ve "mermi yaralarının fazlalığının hedef gözetmeksizin ateş edildiğini gösterdiği", "şehit savcının teröristler tarafından kalkan olarak kullanıldığı iddiasını güçlendiren bulguların olduğu" ve kafadaki yaralara dair "sol parlatel ve sol masloit giriş çıkış" ifadelerinin bulunduğu ancak "bitişik atışla ilgili bir tespitin olmadığı" iddiaları yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısından açıklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısından yalanlama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu da yaptığı bir yazılı açıklama ile bu haberi yalanladı. Salihoğlu, 31 Mart 2015'te cumhuriyet savcısı Kiraz'ın görevi başında şehit edilmesine ilişkin 1 Nisan 2015'teki ilk basın açıklamasında, “görüşmeler devam ederken teröristlerin silahla ilk atışlarından sonra güvenlik güçlerinin müdahalede bulunduğu, otopsi raporunda da belirtildiği üzere savcının, kafasına bitişik olarak ateş edilmesi sonucu şehit edildiği"nin belirtilmesine rağmen bugün bazı yazılı basın organlarında “5 değil 10 kurşun yarası olduğu, polislere gelen talimat üzerine bilinçsizce operasyona başlandığı, polislerin bomba patlattıktan sonra silahla karşılık verdiği” ve buna benzer gerçek dışı yayınlar yapılarak, kamuoyunun zihninin karıştırılmaya çalışıldığını vurguladı.
Ayrıca 2 Nisan 2015'te Sulh Ceza Hakimliği'nden “gizlilik” kararı alındığını hatırlatan Salihoğlu, soruşturma dosyasında bulunan hastane epikriz raporunun da yayınlanarak, soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini belirtti. Salihoğlu açıklamasında, yürütülen soruşturma kapsamında tespit edilen bilgi ve görüntülere göre şunları kaydetti:
“31 Mart 2015'te teröristlerle irtibatı sağlayan emniyet görevlilerinin görüşmeleri devam etmekte iken, içeriden ilk başta peş peşe 2 el, akabinde de 16 saniye sonra peş peşe 3 el silah sesi gelmesi üzerine operasyon ekibi hemen müdahaleye başlamış, operasyon ekibinde özel harekat ve terör şube timleri ortaklaşa hareket etmiştir. 1 Nisan 2015 tarihli adli tıp raporunda açıklandığı üzere, cumhuriyet savcımızın vücudunda 5 adet ateşli silah mermi giriş deliği olduğu, 3 adet ise ateşli silah mermi sıyrığının bulunduğu, vücuttan 2 adet 7.65 mm çaplı çekirdek çıkartıldığı, atışlardan bir tanesinin kafaya bitişik şekilde yapıldığı tespit edilmiştir.”
Gizliliği ihlal edenlere soruşturma
Bu haliyle yapılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını, maksatlı olduğunu ve soruşturma belgelerinin yayınlanmasının suç teşkil edeceğini belirten Salihoğlu, "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçundan soruşturma yapılacağını bildirdi. Başsavcı Salihoğlu, soruşturmanın etkin ve hızlı bir şekilde sürdürüldüğünü, bu amaçla 3 cumhuriyet savcısının görevlendirildiğini ifade ederek, ileriki aşamalarda bilgi verileceğini duyurdu.
İstanbul'da polis, trafikte itiraz eden yolcunun burnunu kırdı
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
-
Batman'da terör propagandasına tokat gibi cevap: Burası Türkiye!
İzmir için KRİTİK uyarı: Su seviyesi yüzde 10'ların altına inebilir!
EN SON HABER | Kayıp iş insanının cansız bedeni ormanda bulundu: Ortağı tutuklandı!
Henüz 17 yaşında 70 suçtan kaydı var: Defne Hakim 'Ah' ederek paylaştı!
SON DAKİKA | Abdulkadir Selvi yazdı: Yeni bir 'kara harekatı' yolda mı?