"Raporda katılmadığımız noktalar var"
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, "İlerleme Raporu'nu detaylı biçimde inceleyeceğiz. Ancak taslaklardan hareketle raporu dengeli buluyoruz. Tabii katılmadığımız unsurlar da var" dedi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, 5. Türk-İtalyan Forumu nedeniyle bulunduğu Roma'da, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini'yle düzenlediği ortak basın toplantısında, AB Komisyonu'nun bugün açıkladığı İlerleme Raporu'nun yanı sıra ABD'deki seçim sonucuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Babacan, Türk-İtalya Forumu'nun yapıldığı Cipolla Sarayı'nda düzenlenen
basın toplantısında kendisine yöneltilen bir soru üzerine, İlerleme Raporu'nun nihai şeklini henüz okumadığını belirterek, "İlerleme Raporu'nu detaylı biçimde inceleyeceğiz. Ancak taslaklardan hareketle raporu dengeli buluyoruz. Tabii katılmadığımız unsurlar da var" dedi.
Babacan, ABD'de Barack Obama'nın zaferiyle sonuçlanan başkanlık seçimleriyle ilgili olarak ise, "ABD ve dünya için bugün önemli bir tarih. Bu seçimler önemli bir seçimdi. Temennimiz, ABD'nin bu seçimlerin ardından, dünyada barış, istikrar ve güvenliğe çok daha yoğun katkılar sağlamasıdır" diye konuştu.
İtalyan mevkidaşı raporun kopyasını verdi
Babacan'ın AB Komisyonu'nun hazırladığı İlerleme Raporu'nu okumadığını belirttiği sırada, yanında oturan İtalyan mevkidaşı Frattini'nin kendisine raporun bir fotokopisini sunması dikkat çekti.
Babacan da tebessüm ederek teslim aldığı rapora bakarak, "Evet rapor, dostum Frattini'ye saat 13.38'de fakslanmış" demesinin ardından, "Her yıl olduğu gibi raporu detaylı biçimde inceleyip AB'ye sunulmak üzere bir cevap hazırlayacağız. Cevabı da önümüzdeki haftalarda AB'ye göndereceğiz" dedi.
Ali Babacan, "Böyle bir ortamda böyle bir ton ve üslup kullanılmasını da önemsiyoruz. Ancak raporda haksız gördüğümüz eleştiriler de var. Detaylı görüşlerimizi, ayrıca açıklayacağız" dedi.
"Anaysal düzenlemeler gerek"
AA'nın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Babacan, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği hedeflediği süreçte atılması gereken yeni adımlarla ilgili olarak, "Türkiye'de reformları sadece yasaları değiştirerek yapamayız. Mutlaka anayasal değişikler de lazım" dedi.
Babacan, "Anayasa Mahkemesi'nin son dönemlerde aldığı bazı kararlarla TBMM'nin yasama yetkisini kullanmasının iyice güçleştiğine" değinen soru üzerine, "Türkiye'deki güçler dağılımında yasama, yargı ve yürütme arasında sistemik hatalar var. Kuşkusuz bunlar zaman içerisinde ele alınacak. Bunlara er geç çözüm üretilecek" diye konuştu.
Bakan Babacan, "yeni anayasa hazırlığının tümüyle bir kenara bırakılıp bırakılmadığına" ilişkin soru üzerine ise şunları söyledi:
"Yeni bir anayasa tabiri yerine, kapsamlı bir anayasa değişikliği demenin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bizim internette de yayımladığımız ulusal programımızda bu konular zaten var. O programdaki yargı reformu stratejisinin detayına bakarsanız, pek çok anayasal düzenleme zaten öngörülüyor.
Ancak Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararlar ve konuya bakışı, bizi sizin dediğiniz türden bir tabloyla karşı karşıya bırakıyor. Bu tabloya göre TBMM'nin anayasayı hiçbir zaman tam olarak ele alma, tam olarak değiştirme gücü yokmuş gibi görünüyor. Zira, Anayasa Mahkemesi yapılan anayasa değişikliklerini dahi iptal edebiliyor. Bunları kısmen ya da tamamen yok sayabiliyor. Zaten AB de bu açıdan bir sistem hatası olduğuna işaret ediyor."
Babacan, son cumhurbaşkanı seçimi süreci, parti kapatma davası gibi konuların da Türkiye'de yasama, yargı ve yürütme arasındaki güçler dağılımındaki sistemik hataları dışa vurduğuna değinerek, "Ben, Türkiye'de olup bitenlere dışardan bir gözle bakmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün açıklanan İlerleme Raporu'nun niteliği de budur. Müzakere sürecini de İlerleme Raporu'nu da ülkemizi daha yüksek standartlara kavuşturmak için kullanmakta yarar var. Durmak yok, hep beraber yola devam" diye konuştu.
Sorular...
Bakan Babacan, bir İtalyan gazetecinin "İlerleme Raporu'nda Türkiye'de askerlerin siyasete müdahalesine yönelik eleştirilere" ilişkin sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Türkiye'de bizim Türk Silahlı Kuvvetlerimiz gerçekten köklü bir kurumdur. TSK, sahip olduğu donanım, bilgi ve tecrübeyle NATO içerisinde de çok takdir edilen bir kurum. Türkiye'nin özellikle son 70-80 yıllık tarihine bakacak olursak dönem dönem ülkemizin sıkıntılı anlarında, zor durumlarda, belki de bir istikrar unsuruna ihtiyaç duyulmuştur. Ama son yıllarda Türkiye'de önemli siyasi reformlar gerçekleştirdik. Türkiye'de demokrasi derinleşti, temel haklar ve özgürlükler konusunda önemli adımlar atıldı. Bu yeni dönemde Türkiye'de en önemli istikrar kaynağı demokrasidir."
Babacan, Türkiye'de açık toplumun güçlendiğine de işaret ederek, "Önemli olan da insanların özgürce hiç korkmadan her şeyi konuşup tartışabilmesidir. Atılacak adımların, serbest tartışma ortamında bir ortak akıl oluşturulması; stratejilerin buna göre çizilmesidir" dedi.
Babacan, Türkiye'de sivil-asker ilişkilerindeki farklılaşmaya da değinerek, "Türkiye'deki bu yeni dönemde, sivil-asker ilişkilerinin çok daha farklı bir düzleme taşındığı da unutulmamalıdır. Ben, böyle bir ortamda, iftihar ettiğimiz güçlü bir kurum olan TSK çalışmalarını daha da iyileştirirken, Türkiye'de derinleşen demokrasinin ve güçlenen sivil toplumun artık istikrarın ana kaynağı olarak görülmesini önemsiyorum" diye konuştu.
ABD başkanlık seçimi ve Türkiye ilişkileri
Babacan, ABD'deki seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde ise Obama döneminde ikili ilişkilerin daha da gelişeceğini umut ettiğini ifade ederek, "ABD-Türkiye ilişkilerindeki ivmenin, Obama döneminde daha da artmasını bekliyorum" dedi.
Babacan, iki ülke arasındaki ilişkilerin müttefikliğe dayandığına da işaret ederek, şunları söyledi:
"Bizim ABD'yle ilişkilerimiz çok güçlü ilişkiler. Bunlar tarihi dostluk ve müttefiklik yapısı üzerine kurulmuş ilişkiler. Biz bu ilişkileri her alanda çok daha ileri noktaya götürmek istiyoruz. Bugün ABD'yi ilgilendiren en önemli 10 dış politika konusuyla Türkiye'nin ilgilendiği en önemli 10 dış politika konusunu yan yana koyduğunuzda, bunların 7-8 tanesinin aynı konular olduğunu görürsünüz.
Üstelik pek çok konuda Türkiye, coğrafya, kültür ve tarih olarak daha avantajlı bir ülke. Son yıllarda bölgesel ve uluslararası konularda ABD'yle istişare ve diyaloğumuz da giderek artıyor. İşbirliği alanlarımızı da gittikçe genişletiyoruz. Bu ivmenin yeni yönetim döneminde de artmasını bekliyorum. Çünkü bu yakın işbirliği sürecinden her iki ülkenin de istifade edeceğini düşünüyorum."
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, yeni yönetimle seçimler öncesinde temaslarda bulunduğunu da anımsatarak, "Ben Sayın Obama'nın yakın danışman ekibiyle haziran ayında Washington'da buluşmuştum. Dış politika danışmanlarıyla uzun sohbetlerimiz oldu. Yine arkadaşlarımız da son birkaç ay içerisindeki Washington ziyaretlerinde görüşmeler yaptılar. Kuşkusuz yeni dönemde de pek çok dış politika alanında kendileriyle yakın istişare içerisinde olacağız" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı'ndan rapor değerlendirmesi:
Türkiye, AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda yer verilen ve olumsuz olarak değerlendirilebilecek hususların, "amacı üzerinde durulması gereken ve çalışmaların odaklanması beklenen alanların tespiti olarak yorumlanması gerektiğini" belirtti.
AB Komisyonu'nun her yıl bütün aday veya müzakere eden ülkeler için benzer raporlar hazırladığının belirtildiği Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, raporun onaylanan mevzuat ve uygulanan önlemleri içerdiği, hazırlıkları sürdürülen mevzuat çalışmalarını ise dikkate almadığı bildirildi.
"Raporda eksiklik veya düzeltilmesi gereken hususlara yer verilmesi esasen Komisyonun ilerleme raporlarıyla ilgili görevlendirmesinin bir parçasıdır" denilen açıklamada, bu çerçevede mevzuat ve uygulama alanında gözlemlenen eksikliklerin, Türkiye'nin tam üyelik aşamasına kadar hazırlanacak olan raporlarda yer alabileceği kaydedildi.
Bakanlık, bu yılki ilerleme raporunun yapısının geçen yıllardaki raporların aynısı olduğuna işaret ederek, raporda her yıl olduğu gibi daha fazla ilerleme kaydedilmesi beklenen alanların vurgulandığı, beklentiler karşılanmadığı takdirde de bir önceki raporda mevcut hususların müteakip raporda da aynen yer alabildiği anımsatıldı.
Açıklamada daha sonra şunlar kaydedildi:
"Raporda yer verilen ve olumsuz olarak değerlendirilebilecek hususlar, amacı üzerinde durulması gereken ve çalışmaların odaklanması beklenen alanların tespiti olarak yorumlanmalıdır. Rapordaki görüşlere katılmadığımız alanlarda mutad olduğu üzere Komisyona görüş ve düzeltmelerimiz iletilecektir."
Genişleme strateji belgesi
Genişleme Stratejisi'nde Türkiye ile ilgili yer verilen belli başlı unsurları sıralayan Bakanlık, bu çerçevede daha önce olduğu gibi müzakerelerin hedefinin tam üyelik olduğu, AB'nin taahhütlerine sadık kalması ve Türkiye'nin AGSP misyonlarına yaptığı katkıların vurgulandığını bildirdi.
Stratejide yer alan unsurlar
- Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini yeterince yerine getirmeye devam ettiği belirtilmekte;
- Ancak, ülkemizin siyasi reformlara ivme kazandırması gerektiği mesajı verilmekte;
- Ülkemizin stratejik öneminin kilit bazı alanlarda daha da arttığı ifade edilmekte; bu çerçevede ülkemizin enerji güvenliği, krizlerin önlenmesi/çözümlenmesi ve Orta Doğu ve bölgesel güvenlik bakımından Güney Kafkasya'da oynadığı rol öne çıkarılmakta;
- Gerçekleştirilmekte olan reformların ve müzakere sürecinin, Türkiye'yi, bölgede daha kuvvetli bir istikrar sağlayıcı konuma getirdiği ifade edilmekte;
- Bu sene ilk defa, Kopenhag kriterleri bağlamında Türkiye işleyen bir piyasa ekonomisi olarak tanımlanmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı, Genişleme Stratejisi'nde, "Türkiye'nin üyeliğinin AB açısından arzettiği stratejik öneme yapılan atıfların memnuniyet verici" olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasının temel stratejik hedef olduğunu bildirdi.
"Türkiye'nin 50 yılı aşkın geçmişe sahip Avrupa ile bütünleşme hedefine bağlılığı sürmektedir" denilen açıklamada, Türk halkını her açıdan en yüksek standartlara kavuşturacak siyasi ve ekonomik kriterleri tam olarak yerine getirme yönündeki kararlılığın tam olduğu, Türk halkı ve kamuoyunun desteğinin bu yolda güç vermeye devam ettiği kaydedildi.
Türkiye'nin AB müktesebatına uyum amacıyla gerek siyasi kriterler, gerek yaşamın her alanını ilgilendiren 33 müzakere faslı çerçevesindeki çalışmalarına kararlılıkla devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, geçen 9 aylık dönem boyunca önemli reformlar gerçekleştirildiği bildirildi.
TBMM'de, 2007-2008 yasama yılında AB müktesebatına ve siyasi kriterlere uyum kapsamında 30 adet yasa kabul edildiği, bunlar arasında bulunan Vakıflar Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiğini anımsatan Bakanlık, uygulama alanında da mesafe kaydedildiğini belirtti.
"Çalışmalarını bir süredir gerçekleştirmekte olduğumuz Ulusal Programımızı tamamlamak açısından son aşamaya gelmiş bulunuyoruz" denilen açıklamada, ilk defa internette yayımlanarak tartışmaya açılan Ulusal Program'ın aynı zamanda 87 sivil toplum kuruluşu ve siyasi partilerle de paylaşıldığı, ayrıca Komisyon'un da bilgilendirildiği ifade edildi.
Bakanlık, çalışmaların şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yürütülmekte olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın Türkiye-AB ilişkilerinin önemini çeşitli vesilelerle vurgulayarak, sürecin ilerlemesini sağlamak için gerekli adımların atılmasının önemini belirttiklerini hatırlattı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Rapor güncellendi: Meteoroloji'den 3 il için sarı ve turuncu kodlu alarm!
Çocukluk hayali 87 yaşında gerçek oldu! Cübbe giyip dava yönetti
Muğla'da zincirleme kaza! İki araç alev aldı: Yaralılar var...
Bedelli askerlik yerleri 2025 sorgulama tarihi: Bedelli askerlik yerleri ne zaman belli olacak, hangi gün?
5 ay evli kaldı, 2 yıldır boşanamıyor