Marmara Denizi ve çevresinin yüz yıllardır depremden uzak kalmayan bir bölge olduğunu ifade eden Eyidoğan, "Marmara Denizi'nin içinden geçen Kuzey Marmara fayı, tüm Marmara’yı etkileyecek bir deprem yaratma potansiyeline sahip. Bununla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalar ve hazırlıklar, 7 ve daha büyük bir deprem için yapılıyor. Yani bugüne kadar yapılan jeolojik, jeofizik ve sismolojik çalışmalar denizde ve karada yapılan çalışmalar, özellikle denizin içinde yapılan çalışmalar Marmara Denizi'nin tabanında Kuzey Marmara fayının, bu fay Tekirdağ ve İstanbul kıyılarına 15-20 kilometre uzaklıkta bir fay hattıdır. Bunun üzerine 7 ve daha büyük bir depremin olma olasılığı 2016'dan 2030 yılına kadar yüzde 50. En son yapılan bilimsel çalışmalara göre, 7 ve daha büyük bir depremin başta İstanbul olmak üzere Marmara Denizi çevresindeki 7 ili ve 50 ilçeyi etkileme oranı, 2016 - 2030 yılı arası yüzde 50 ve oldukça yüksek. Bu yıllardır konuşulan bir şey. En son Kahramanmaraş depreminden sonra tekrar gündeme geldi ve yine tartışılmaya başlandı. Tabi biz deprem olacak mı olmayacak mı tartışmasının içine girmek istemiyoruz. Çünkü zaten bugüne kadar yaptığımız bütün çalışmalar ile bu bölgenin deprem tarihi, bize böyle bir deprem ile karşılaşacağımızı gösteriyor. Bu nedenle, İstanbul başta olmak üzere Marmara'daki il ve ilçelerin özellikle de kıyısı olan ilçelerin bu depreme her zaman hazır olması gerekiyor. Nitekim 6 Şubat 2023'te sabaha karşı olan Kahramanmaraş merkezli depremin, nelere mal olduğunu, mal olacağını ve ne hazırlıklar yapmamız gerektiğini ortaya koydu. Marmara'nın böyle bir depreme hazır olması lazım. Bu yalnız İstanbul depremi olarak anılmamalı. İstanbul deprem açısından ne kadar tehlikedeyse Tekirdağ'da aynı durumda, Çanakkale'de, Balıkesir'de, Bursa kıyıları da, Yalova da, Kocaeli de. Dolayısıyla Marmara depreminden bahsediyoruz. Tabi bahsettiğimiz bizi korkutan ya da endişelendiren önümüzdeki 20 yılda harekete geçme olasılığı yüksek olan bir fay, denizden geçiyor." diye konuştu.