Polisler Ali İsmail'i görmemiş, duymamış, bilmiyorlar!
Eskişehir'deki Gezi Parkı eylemlerinde öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın davası Kayseri'de başladı. Davanın iddianamesinde tanıkların Ali İsmail'in ölümüne yol açan polislerin ''İyi stres attık'' şeklindeki anlatımları yer aldı. Tutuksuz yargılanan polis Şaban Gökpınar, "Ali İsmail diye tabir edilen şahsı hiç görmedim" derken, tutuklu olarak yargılanan polis memuru Mevlüt Saldoğan ise, "Benim müdahale ettiğim kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunu kabul etmiyorum. Şahsı yerden kaldırmak için ayağımın ucuyla hafifçe dürttüm" dedi. Duruşma, 12 Mayıs'a ertelendi.
5'i tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada Ali İsmail Korkmaz'ın annesi elindeki oğlunun fotoğrafını sanık polisin suratına tutup, "Oraya değil buraya bak, çocuğum var derken gözlerimin içine bak" dedi.
Davayla ilgili olarak Kayseri'ye çeşitli illerden 40'a yakın otobüs, midibüs, minibüs ve özel araçlarla 5 bine yakın kişi geldi. Eski adliye binasındaki duruşmaya girmek isteyen 300'e yakın avukatla güvenlik görevlileri arasında zaman zaman tartışma yaşandı. Duruşma öncesi avukatlar yaptıkları ortak açıklamada, "Ali'yi aramızdan aldılar. Adaleti hangi deliğe girerse girsin oradan çıkaracağız" dedi.
Kayseri'nin Ankara ve Adana girişindeki Pastırmacılar Parkı arama noktasında durdurulan, davayı izlemeye gelenler kimlik ve GBT sorguları yapıldıktan sonra kente alındı.
Ali'nin annesi feryat etti, avukatlar ağladı
Saat 09.15'te başlaması gereken duruşma, yoğunluk nedeniyle saat 10.00'da başladı. Duruşmada, 5'i tutuklu 8 sanık da hazır bulundu.
Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz, elinde oğlunun fotoğrafıyla adliye salonuna alkışlar eşliğinde girdi. Anne korkmaz, sanıklara "nasıl kıydınız alime? çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?" diye sordu.
Anne Korkmaz, elindeki oğlunun çerçeveli büyük fotoğrafını sanık polisin suratına tutup, "Oraya değil buraya bak, çocuğum var derken gözlerimin içine bak" dedi.
İddianame okundu
Duruşmanın başlamasının ardından savcı iddianameyi okudu. Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz iddianameyi kucağında oğlunun resmiyle ağlayarak dinledi. İddianameye göre sanıkların ''Ali İsmail bize küfrediyordu'' dediği yer alıyor. Tanıklara göre ise Ali İsmail ''Yapmayın etmeyin'' diye yalvarıyordu. İddianame okunurken Ali İsmail'in babası da ''Nasıl yaptınız bunu oğluma'' diye haykırdı.
Döven polisler "iyi stres attık" demişler
İddianamedeki tanıkların anlatımına göre ise Ali İsmail'i döven polisler ''İyi stres attık'' demişler.
Müdahillik talebi
İddianamenin okunmasının ardından mahkeme başkanı Korkmaz ailesine davaya müdahil olup olmayacaklarını sordu. Anne Emel Korkmaz, "Tabii ki, Ali İsmail'le birlikte katılacağım" dedi.
Ankara'da polisin silahından çıkan kurşunla ölen Ethem Sarısülük'ün abisi Mustafa Sarısülük ile Gezi protestoları sırasında hayatını kaybeden ilk isim Abdullah Cömert'in abisi Zafer Cömert, Mehmet Ayvalıtaş'ın abisi Muharrem Ayvalıtaş da şikayetçi olduklarını ve müdahil olmak istediklerini söylediler. Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği de müdahillik talebinde bulundu.
Sanıklar ve avukatları aile dışındaki müdahillik talepleri ne itiraz ederek; "tanımıyorum, kabul etmiyorum" dediler. Bu ifadelere aile ve avukatları tepki gösterdi. Gürkan Korkmaz, sanıklara "Ali İsmail'i tanıyor musun?" diye seslendi.
Mahkeme, Korkmaz ailesi dışındaki müdahillik talepleirnin reddine karar verdi.
"Mahkemenize tarihi bir sorumluluk yüklendi"
Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın, Eskişehir'deki Gezi Parkı odaklı eylemde darbedilerek hayatını kaybettiği iddiasıyla açılan davanın Kayseri'de görülen ilk duruşmasında mahkeme heyetince söz verilen Feyzioğlu, davanın buraya gelmesinde avukat arkadaşlarının çok ciddi mücadelesi olduğunu söyledi.
Mahkemeden tüm toplumu tatmin edecek bir sonucun çıkması gerektiğine dikkati çeken Feyzioğlu, şunları kaydetti: "Defalarca silinen kayıtlar, birtakım görüntüler, avukatlar tarafından tek tek toplandı. Bütün bu cümlelerin ardından avukatların provokasyon yapabileceği düşüncesiyle 'davanın Eskişehir'de görülmesi uygun değildir' denildi. Mahkemenize tarihi bir sorumluluk yüklendi. Kayseri'de Ali İsmail Korkmaz için adalet çıkması lazım. On binlerce polis teşkilatı mensubu için de adalet çıkması lazım. Aksi takdirde bütün polis teşkilatı zan altında kalacaktır."
Silahlı kişi ihbarı üzerine duruşmaya ara verildi
Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüyle ilgili 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde saat 09.20'da başlayan duruşmaya, 2 kadın avukatın salonda silahlı bir kişinin bulunduğu ihbarı üzerine saat 10.20'de ara verildi. Sivil kıyafetli ve tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan'ın teyzesinin oğlu olduğu bildirilen Uzman Çavus İ.K. polisler tarafından salondan çıkarılarak başka bir odaya alındı. 2 avukat ve CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu'nun şahitliğinde polisler tarafından yapılan aramada, Burdur 58'inci Piyade Alayı'nda görevli Uzman Çavuş İ.K.'ın üzerinden herhangi bir silah çıkmadı.
Tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan'ın teyzesinin oğlu olduğu bildirilen Uzman Çavus İ.K'nin üzerinde silah olduğu iddiası salonda gerilime neden oldu.
Şaban Gökpınar: "Ali İsmail diye tabir edilen şahsı hiç görmedim"
Ali İsmail Korkmaz davasının ilk duruşmasında tutuksuz yargılanan sanıklardan Başpolis Şaban Gökpınar'ın ifadesine başvurdu.
Gökpınar,"Olay günü mesai çıkışı eve gittim. Beni telefonla aradılar ve sözlü talimatla Yunus Emre Caddesi'ne Ak parti önüne geldim. Burada kalabalık vardı. Gözaltına alınanları merkeze götürecektik. Ali İsmail diye tabir edilen şahsı hiç görmedim" dedi.
Başpolis Gökpınar'ın Ali İsmail Korkmaz için kullandığı "Tabir edilen" sözlerine avukatlar ve Korkmaz'ın yakınları tepki gösterdi.
Başpolis Gökpınar, mahkeme heyetinin elinde sopa olanların polis olup olmadıkları yolundaki soruya, "Ben, Şırnak'tan geldim. Buradaki polisleri tanımıyorum. Herhangi bir kimseyi darp etmedim. Olay yerinde de yoktum. Bu görüntülerde de mevcuttur. Diğer kişiler polis mi, vatandaş mı bilemiyorum. Polisler olaylara copla müdahale ediyordu. Sopalı polis görmedim" diye yanıtı verdi. Bunun üzerine anne Emel Korkmaz, "Ali İsmail'in fotoğrafını gösterin. Belki hatırlar. Her soruya hatırlamıyorum, üzerinden zaman geçti diye söylüyor" dedi.
Tutuksuz yargılanan bir diğer polis memuru Hüseyin Engin de "Gezi olaylarında şifahi emirle görev aldım. Başpolis Şaban Gökpınar'la birlikte olaylarla ilgili sarkmalara ve gözaltınara müdahale ettik" diye konuştu.
"Benim müdahale ettiğim kişi Ali İsmail Korkmaz değildi"
Ali İsmail Korkmaz davasında tutuklu olarak yargılanan polis memuru Mevlüt Saldoğan Kayseri 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, şunları anlattı: "Önce TEM'de çalıştım. Ne olursa olsun Ali İsmail gibi bir kardeşimizi kaybettiğimiz için çok üzgünüm. Ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. 31 Mayıs akşamı mesaim bitti ama 'basın açıklaması var devam edin' dediler. 3 Haziran'a kadar aralıksız 72 saat çalıştım ve görevde kaldım. Olay günü aksam saatlerinde Ak Parti'nin önünde görev aldık.
Çevik kuvvetin arkasına sarkma olursa gözaltına almamız söylendi. TOMA ve Çevik kuvvet arkasına bekledik. Bu arada amirlerimiz megafonla adeta yalvarırcasına grubu dağılmaları konusunda uyardı. Ancak, gruptan barikatın arkasına taş, sopa, çubuk ve demirle saldırılar oldu.
Çevik kuvvetle birlikte grubu dağıtmak üzere harekete geçtik. 8-10 aydır Eskişehir'deyim. Ordaki polislerin çoğunu tanımıyorum. Ama telsizden bir amir, bizi grubu gözaltı yapmadan dağıtmamızı istedi. Sokağa bu amaçla girdik. Sokakta kovaladığımız kişi kesinlikle Ali İsmail Korkmaz değildi. Benim kovaladığım kişi uzun boyluydu. Ali İsmail Korkmaz kısa boyluymuş.
Görüntüler iyi incelensin. Şahsı yerden kaldırmak için ayağımın ucuyla hafifçe dürttüm. Kendisi yere oturup kalkmadığında oradan ayrıldım. Şahıs bu sırada ben ayrılırken arkadamdan, 'Hepiniz o... çocuğusunuz, Ak Parti'nin p.........' diye küfür etti.
Sesimi bile yükseltmeden 'Lütfen yapma, ayıp. Erkek adama küfür yakışmaz diye karşılık verdim. Şahsın etraftakileri daha fazla tahrik etmemesi için ayağımın ucuyla dürterek, oradan uzaklaştırdım. Bedenen zor kullandım. Öldürmek veya yaralamak gibi kastım yoktu.
Benim müdahale ettiğim kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunu kabul etmiyorum. Olayın devamında da raporluydum. Daha sonra yıllık izne çıktım. Yıllık izindeyken de tutuklandım. O yüzden görüntüleri izleme şansım olmadı. Ben tekrar etmek gerekirse uzun boylu birine müdahale etmiştim. Kesinlikle Ali İsmail Korkmaz değildi."
Yalçan A: "Ali İsmail değildi"
Bu arada tutuksuz polislerden Yalçın A. da TEM şubesinde görev yaptığını, izninin son gününde göreve çağırıldığını, o nedenle Ankara'dan Eskişehir'e özel otomobiliyle geldiğini anlattı. Yalçın A. da şifahi talimatla olayın olduğu sokağa yönlendirildiklerini, olaylar sırasında bir genci kovaladığını ancak bu kişinin ölen Ali İsmail olmadığını iddia etti. Yalçın A., "Önümüze bu sırada sivil polis olduğunu düşündüğüm 3-4 kişi çıktı. Ellerinde cop vardı. Yerdeki bir kişi onlara küfrediyordu" dedi. Ancak, Korkmaz'ın avukatları, polis Yalçın A.'nın Ali İsmail'e vururken görüntüsü olduğunu ileri sürdüler.
Fırıncı: "Asıl mağdur benim"
Ali İsmail Korkmaz'ı dövdüğü ve ölümüne yol açtığı iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan fırıncı İsmail Koyuncu, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. İşini ve itibarını kaybettiğini söyleyen Koyuncu, mahkeme heyetine olay gününü ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Asıl mağdur ben oldum. İşimi de itibarımı da kaybettim. Yağmur vardı, polis biber gazı sıkınca etkilenenler benim fırınıma sığındı. Burada simit yediler dinlendiler. Çıkarken yağmurdan etkilenmemek için çöp poşeti istediler. Verdim. Herkese yardımcı oldum. Daha sonra otomobilim olmadığı için amcaoğlu Ramazan'ı aradım. Beni fırından almasını istedim, zira otobüsler çalışmıyordu. O da tatil olduğu için eniştem Muhammet ile birliktelermiş. Fırına geldiler. Olayları hep birlikte izledik.
Biri yabancı dilde konuşuyordu. Diğer gençler de o yabancı dilde konuşanın söylediklerini yapıyordu. Bu sırada ilk dayağı yiyen ben oldum. Zira, polis beni eylemci sandı. Esnaf olduğumu söyleyince bıraktılar. Bu sırada çevik kuvvet polisleri biber gazı sıktı ve oradaki herkes, polisler bile gazdan etkilendi. Beşik otelin oradan biri bağırarak bize doğru koşuyor, sivil polisler de onu kovalıyordu.
Polis bize tutun diye bağırdı. O heylecanla ben gence doğru ayağımı uzattım ama değmedi bile. Arkamı döndüğünde o gencin yerde oturduğunu gördüm. Sonra polis Şaban geldi. Yerde oturan gencin önünde bir taş vardı. Ayağımla taşı kenara çektim. Daha sonra polis Mevlüt Saldoğan geldi. Ayağıyla bir iki kez dizine vurdu. 'Bizi de kendini de yoruyorsun' dedi.
Polis Mevlüt ayrılırken, yerdeki genç küfür etti. Polis, onu küfür etmemesi için uyardı. Ama, genç küfüre devam edince, belden aşağısına dürttüğünü sanıyorum. Zira benim arkam dönüktü. O genç ayağa kalktı ve giderken bize de küfür etti. Buna rağmen, ona dokunmadım. İşyerimin önüne gittim. Tanıkların çelişkili ifadesi var. Eğer elimde sopa varsa, en ağır cezayı bana verin.
Sopa ve biber gazını yerde gördüm ve çöpe attım. Ben kimseye vurmadım. Medyada olayı sanki ben yaptım gibi gösterildi. İnanın mesleğimden bıktım. Konya'da çiftçiyim, Mart'ta Eskişehir'de fırın açtım. Ailemin geçimini sağlamak isterken, 6 ve 8'inci aylarda dükkanım sürekli basılınca, işyerimi ailem kapatmak zorunda kaldı. En kötüsü de itibarımı kaybettim. Yerde yatan o genç benden çok daha uzundu. Ramazan bayramına 3 veya 4 gün kala ailemin yanına gittim. İfadeye çağrıldığımı öğenince, Konya'dan gelip, karakola ifade verdim ve ardından tutuklandım. Asıl mağdur olan benim."
Baba bayıldı
Tutuklu sanıklardan Ebubekir Harlar'ın ifadesi sırasında sarfettiği "Polisin vurup, öldüreceğini bilmiyordum" sözlerinin ardından Ali İsmail Korkmaz'ın babası Şahap Korkmaz bayıldı. Bu sırada, duruşma salonunda bulunan bir doktor, babaya müdahale ederek, kendine gelmesini sağladı. Tansiyonu yükselen acılı baba Şahap Korkmaz, daha sonra duruşma salonundan çıkarıldı.
Tutuklu sanık 28 yaşındaki fırın işcisi Ebubekir Harlar duruşmaya siyah takım elbiseyle çıkınca, Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz, "Oğlum Ali de ağabeyinin düğününde böyle bir siyah takım elbise giymişti. Sen ise, katil damgasıyla böyle siyah takım elbise giymişsin" diye seslendi.
"Polislerin vurup öldüreceğini bilmiyordum"
Genç fırın işçisi, zaman zaman gözleri dolarak, o geceyi şöyle anlattı: "Olay günü nişanlımı eve bıraktım dönüyordum. Tanıdıklarımın olduğu bu fırına uğradım. Burada 1.5 saat kadar kaldım. O sırada olayları izliyordum. 3-4 polis koşarak birini kovalıyorlardı. Polisler bize 'Tutun' diye bağırdı. Biz de, o gencin önüne geçtik. Ayağımı kaldırdım, çelme taktım. Ama, düşmedi. O arada diğerleri de geldi ve vurmaya başladı. Polisin vurup öldüreceğini bilmiyordum. Polis Mevlüt Saldoğan ve diğer sivil sanıklar onu yere düşürdü ve en son üstündeydiler. Sonra çekildiler. O şahsın ne yaralanması ne de ölmesi için yolunu kesmedim. Ali İsmail olsun veya olmasın, kimseye bir kastım yoktu. O da bu vatanın evladı. Terörist değil."
"Bu şekilde saldıranlar vahşi yaratıklardır"
Kayseri 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, benzer ifadeler veren tutuklu sanık Muhammed Vatansever ile Ramazan Koyuncu'yu da dinledikten sonra, müştekilerden baba Şahap ile anne Emel, ağabey Gürkan ile ablası Aylin'e söz verdi.
Baba Şahap Korkmaz, şöyle dedi: "Ben, Ali İsmail Korkmaz'ın babasıyım. Oğluma kasıtlı davranılmış pusu kurulmuştur. Ortada bir vahşet ve cinayet var. Oğlum polisten darbe yedikten sonra kaçıyor, çelme takılıp düşürüyorlar, sonra da tekmelerle ve sopalarla dövüyorlar. Hastanede her tarafı mosmordu. Kafasında 2 kırık vardı. Sırtına boya sürülmüş gibi, 3 dişi sökülmüştü. Bunu yapan kesinlikle insan değildir. Bu şekilde saldıran vahşi yaratıktır. Ali İsmail bana yılan öldürdüğüm için bile karşı çıkmıştır. Küfür etti onun için yaptık diyorlar, biz onun ağzından bu yaşına kadar küfür duymadık. Ne annesi ne de ben bir kez tokat atmadık. Oğlum huzurevini ziyaret eder, çocuklara kitap alırdı. Elinizi vicdanınıza koyup adil yargılayın."
Anne Korkmaz: "8 aydır ağlıyorum..."
Anne Emel ise "Ben Ali İsmail için hem ayakta ve dik duracağım. Ali İsmail bırakın küfürü en ufak lanet bile etmezdi. Savunmalarını adam gibi yapsın, bahane bulmasınlar. 8 aydır ağlıyordum. Yaptıkları savunma ile beni güldürdüler. Ali İsmail çevreye, doğaya insanlara hayrandı. Vatansever bir çocuktu. Sabahtan beri yüzlerine oğlumun fotoğrafını tutuyorum. Oğlum Eskişehir'e severek gitti. Eğitmen olacaktı. Tercüman olacaktı. Binlerce çocuk yetiştirecekti. Katilleri savunacak avukatlarına sesleniyorum, ellerini vicdanlarına koyup öyle savunma yapsınlar" dedi.
Savcı tutuksuz polis için tutuklama istedi
Kayseri 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifadelerin alınmasının ardından hayet savcıya mütala için söz verdi.
Cumuriyet savcısı, duruşmada tutuksuz olarak yarğılanan polis memuru Yalçın Akbulut'un da tutuklanmasını, Eskişehir'deki çok sayıda şahitle ilgili ifadelerin alınmasını istedi.
Savcı, bu arada silinip jandarma kriminal biriminde kurtarılan Harman Fırını'nın kamerası görüntülerinde dövülen kişinin Ali İsmail Korkmaz olup olmadığının belirlenmesi için TÜBİTAK'a gönderilen görüntülerle ilgili henüz mahkemeye iletilmeyen raporun gönderilmesini istedi.
Duruşma 12 Mayıs'a ertelendi
Mahkeme heyeti, Eskişehir'de öldürülen Ali İsmail Korkmaz davasında, ikinci duruşmanın 12 Mayıs saat 10.00'a ertelenmesine, TUBİTAK'in olay günü kamera görüntüleriyle ilgili raporunun ikinci duruşmaya getirilmesine, Eskişehir'deki tanıkların ifadelerinin tamamlanmasına, bazı tanıkların da Kayseri'deki mahkeme tarafından yüzleştirme yapılması açısından duruşmada Kayseri'de olmalarını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, savcının tutuksuz yargılanan polis memuru Yalçın Akbulut'un tutuklanması isteğini de geri çevirdi. Ancak, tutuksuz yargılanan 3 polis memurunun tüm duruşmalarda hazır bulunmasına karar verdi.
DURUŞMA SALONUNUN DIŞINDAN NOTLAR
300 avukat adına açıklama
Etrafı demir barikatlarla çevrilen ve arama noktalarından girilen adliye binası önünde, Eskişehir Barosu başta olmak üzere 300 avukat adına bir basın açıklaması yapıldı. Avukat Ali Özgür tarafından okunan bildiride şöyle denildi:
"Eskişehir'de 2 Haziran Gezi parkı protestoları sırasında uradığı saldırı sonucunda ağır yaralanan ve 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren üniversite örgencisi Ali İsmail Korkmaz'ın davası, Eskişehir'den kaçırılarak, Kayseri'ye getirildi. Ali İsmail, dosyasının güvenlik nedeniyle Eskişehir'den Kayseri'ye taşıyan Yargıtay 5'inci Hukuk Dairesi, 1993 yılında da Lice'de katledilen Tuggeneral Bahtiyar Aydın dosyasını güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'e nakletmişti. Ali İsmail Korkmaz davasının güvenli bir şehir olduğu yıllardır bu tür davalarda uygulanan nakil kararları ile tescil edilmiş olan Eskişehir'den güvenlik gerekçesiyle kaçırılmış olması ve doysa Kayseri'ye nakledilmişken, 24 tanığın Eskişehir'de yapılacak duruşmada dinlenmesine karar verilmiş olması, naklin aslında hukuki bir sebebe dayanmadığının en açık göstergesidir. Güvensiz denilen Eskişehir'de 6 Ocak tarihinde yapılan ve hiçbir güvenlik sorunu yaşamayan talimat duruşmasına 100'dan fazla avukatla katılan bizler, Kayseri duruşmasına bu kez 300 avukatla katılıyoruz. Yolları kesseniz de Ali İsmail'in ailesi, milletvekilleri, uluslararası heyetler, sendika, parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileriyle Kayseri'deyiz. Siz haksızlığı büyüttükçe, biz bu davanın daha kalabalık takipçisi olacağız. Ali'yi aramızdan aldılar ama adaleti hangi delikte saklanırsa saklansın çıkaracağız."
CHP ve HDP'li vekiller de izliyor
Öte yandan, davayı izlemek üzere CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, İlhan Cihaner, Şevki Kulkuloğlu, Süheyl Batum, Nurettin Demir M. Ali Edipoğlu, Melda Onur, Mahmut Tanal, Musa Çam, M. Ali Edipoğlu, Refik Eryılmaz, HDP milletvekili Levent Tüzel, MHP milletvekili Mümin İnan, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da Kayseri eski adliye binasına geldi. Adliye binası çevresinde 2 TOMA, 1 polis helikopteri ve çeşitli illerden gelen bin 900 polis devriye görevi yaptı. Bu arada çevredeki gençler, "Ali İsmail ölümsüzdür. Katiller hesap verecek" sloganları attı.
2 bin polis 2 TOMA, 1 helikopter
Kentte her türlü gösteri valilik tarafından yasaklandı. Yaklaşık 2 bin polis memuru, 2 TOMA ve bir polis helikopterinin görev yapacağı duruşma öncesi, şehrin giriş ve çıkışlarına arama noktaları kuruldu. Davada 1’i polis olmak üzere 5’i tutuklu 8 kişi kasten adam öldürmek ve bu suçu kolaylaştırmaktan 10 yıl ile ömür boyu hapis arasında ceza istemiyle yargılanacak.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ MESAJLARI! Resimli, anlamlı Dünya Çocuk Hakları Günü sözleri, mesajı 2024
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TAKLİT TAĞŞİŞ LİSTESİ 2024: Sahte - hileli ürünler sorgulama ekranı (guvenilirgida.tarimorman.gov.tr)
Kan donduran olay! Annesini yaraladı, eniştesinin boğazını kesti
Dikkat! Tarih belli oldu: Türkiye genelinde kar alarmı!
Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, son yolculuğuna uğurlandı