"Polisin olmadığı yerde şiddet olmuyor !"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2011 yılında Artvin'in Hopa İlçesi'ndeki mitingi öncesi ve sonrasında çıkan olaylara karıştıkları suçlamasıyla haklarında dava açılan 60 sanığın yargılandığı Hopa olayları davasının 3’üncü duruşması yapıldı.
Duruşmada Hopa olayları ile Taksim Gezi Parkı'nda yaşananlar arasında paralellik olduğuna vurgu yapan Avukat Aziz Üytaç, "Polisin olmadığı yerde şiddet olmuyor" dedi, 'Polis Taksim’de ve 31 Mayıs’ta Hopa’da olmasaydı olay olacak mıydı?" diye sordu.
Sanıklardan Taylan Kaya da, aynı görüşlere katıldı, 'Şiddetin kaynağı polisti' açıklamasında bulundu.
Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan 60 sanıktan 18’i katıldı. Duruşmada ifadesi alınan Ferdi Şağbanoğlu suçlamaları kabul etmedi, taş atmadığını ve kolluk kuvvetlerine müdahale etmediğini belirterek, “O gün Hopa’da HES’lere karşı bir etkinlik vardı, ben de o etkinliklere katıldım. Alanda polisin yoğun gaz bombasına maruz kaldımö dedi. Hakimin 'Yüzünü bez parçası ile örtün mü?' sorusunu yanıtlayan Şağbanoğlu, “Yoğun gaz nedeniyle yüzümü gömleğimle kapattım. Yaptığımın suç olduğunu düşünmüyorum. Polisin yoğun gaz bombalarının mağduru oldum. Hatta polisin sıktığı gaz bombası fişeği sırtıma isabet etti. Ambulansla hastaneye götürüldüm. Hopa Devlet Hastanesi’nde çekilen röntgen kayıtları ile bunu ispatlayabilirim. Polise taş atmadım, direnmedim, kamu malına zarar vermedim. Demokratik hakkım olan toplantıya katıldım, beratımı istiyorumö dedi. Duruşmada Erfail Vahiç ile Taylan Kaya da savunma yaptı.
“Polisin olmadığı yerde yerde şiddet olmuyor"
Sanık avukatlarından Aziz Aytaç, Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olaylarla iddianameye konu olan Hopa olayları arasında paralellik olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Taksim Gezi Parkı Platformu ile Hopa’da 31 Mayıs’ta etkinlik düzenleyen Derelerin Kardeşliği Platformu aynı amacı, yani doğayı korumayı hedefliyor. Taksim olayları şunu gösterdi; polisin olmadığı yerde olay olmuyor. Polis Hopa’da olduğu gibi Taksim’de saldırıya geçti, olaylar çıktı. İnsanlar bir yerde toplanıyorsa polisin görevi saldırmak değil, oradakilerin güvenliğini sağlamaktır. Ferdi arkadaşımıza isabet eden gaz bombası fişeği Antalya’da Abdullah Cömert’i öldürmüştür. Polisin olmadığı yerde şiddet olmuyor. Polis Taksim’de ve 31 Mayıs’ta Hopa’da olmasaydı olay olacak mıydı?" diye sordu. Duruşma talimatla savunmaları alınmak üzere 5 sanığın adreslerine bildirimde bulunulması kararı ile 23 Eylül 2013 tarihine ertelendi.
“Şiddetin kaynağı polisti"
Duruşma sonrası açıklama yapan Sanıklardan Taylan Kaya, iki yıl önce Hopa’da yaşanan olayların bugünlerde de Taksim’de yaşandığını belirterek “Hopa olayları Taksim’de yaşananların biraz daha küçük bir hali. Hopa’da da şiddetin kaynağı polisti. Protesto eden, hak arama çabası içerisinde olan, HES lere hayır diyen, doğasına sahip çıkan Hopalılara durduk yerde azgın bir polis şiddeti uygulandı. Mağdur olan Hopa halkıdır ve yargılanması gereken polis ve inatla Hopa’ya gelen Başbakan'dır. Buradaki saldırının daha da büyüğü Taksim’de uygulandıö dedi.
Hopa olayları iddianamesi
Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nde, '2 bin 911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, basit yaralama, halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma' suçlamasıyla 2 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan 60 sanıkla ilgili olarak Hopa Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan 65 sayfalık iddianamede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 31 Mayıs 2011'deki Hopa'da mitingi öncesi ve sonrasındaki olaylarda, koruma polisi Servet Erkan ile bazı polislerin de aralarında bulunduğu 14 kişi 'mağdur' sıfatıyla yer alıyor.
Hopa olayları
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011 tarihindeki Hopa mitingi öncesi ve sonrası çıkan olaylarda kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu yaşamını yitirmiş, taş atılması sonucu AK Parti seçim otobüsünden düşen koruma polisi Servet Erkan yaralanmıştı. Çıkan olaylarla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 70 kişiden 16’sı tutuklanmış, daha sonra serbest bırakılmışlardı. Olaylar sırasında görev yapan Artvin Emniyet Müdürü Muhsin Armağan merkeze, İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Nasif de Jandarma Genel Komutanlığı emrine alınmıştı. Emniyet Müdürlüğü'ne Hüsrev Salmaner, İl Jandarma Komutanlığı'na da Yarbay Alper Sır atanmıştı.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı