"Perinçek, Öcalan'a Atatürk'ün konuşmalarını hediye etti"
Ergenekon davasında PKK lideri Abdullah Öcalan'ın eski avukatı İrfan Dündar, tanık olarak ifade verdi. Dündar, Öcalan'ın talebi üzerine görüştüğü Perinçek'in Türk-Kürt birliğinin gelişmesi üzerine fikirlerini söylediğini ve Öcalan'a Atatürk'ün Eskişehir-İzmir konuşmalarının yer aldığı bir kitap hediye ettiğini söyledi.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı "Ergenekon" davasının 263. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 30 tutuklu sanık katıldı.
Bu davadan tutuksuz yargılanan "Odatv" davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük ile diğer tutuksuz sanıklar Abdulvahit Özkaya ile Nusret Senem'in de katıldığı duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 35 tutuklu sanık gelmedi.
Öcalan'ın avukatı dinlendi
Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, tanık olarak dinlenilmek üzere çağrılan Abdullah Öcalan'ın eski avukatlarından İrfan Dündar'ın hazır olduğunu belirtti.
Salona alınan Dündar'a Özese, İstanbul'daki "KCK" soruşturması kapsamında 24 Kasım 2011'de verdiği 20 sayfalık ifadesinin dosyaya getirtildiğini belirterek, bu ifadesinde iddia olunan "Ergenekon" yapılanmasıyla ilgili bölümler ile dava sanıklarından Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük hakkında da beyanları olduğunu söyledi.
Özese'nin bildiklerini anlatmasını istediği Dündar, Türkiye'ye getirilmesinin ardından 15 Şubat 1999'dan itibaren Öcalan'ın avukatlığını yaptığını belirterek, 2000-2001 yıllarında Öcalan'ın talebi üzerine Perinçek ile İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nda görüştüğünü kaydetti.
Öcalan'ın talebiyle Perinçek ile görüştü
Dündar, "2000-2001 yıllarında Öcalan'ın avukatları olarak bir sürü kişiyle görüşüyorduk. Öcalan'ın talebi üzerine avukatlar olarak birçok kişiyle görüş alışverişi yapıyorduk. Bu çerçevede Doğu Perinçek ile de görüştük. Görüş alışverişlerinde avukatların aracılık gibi durumları vardı. Öcalan cezevinde olması nedeniyle yapılan görüşmeleri Öcalan'a aktarıyorduk" dedi.
Öcalan'a Atatürk'ün konuşmalarını hediye etmiş
Görüşmelere avukatlar olarak gittiklerini ifade eden Dündar, Perinçek ile yapılan görüşmeye avukat Doğan Erbaş ile birlikte gittiklerini anlattı. Kendisinden önce de Perinçek ile Öcalan'ın avukatlarının görüşmeler yaptığını söyleyen Dündar, "2000 yıllarında Öcalan diğer kesimlerle de görüşülmesini istemişti. Perinçek'in, Türk- Kürt birliğiyle ilgili söylediklerini Öcalan'a aktardık. Öcalan da barış için çalıştığını söyledi. Öcalan'ın da Kürt-Türk birliğinin gelişmesi, Kürt sorunun çözülmesi için söylemleri vardı.
Perinçek, Öcalan'a Atatürk'ün Eskişehir-İzmir konuşmalarının yer aldığı bir kitap hediye etti. Perinçek ile ilk görüşmede, HADEP ile falan ittifak arayışı konusunda görüşülmüş olabilir" şeklinde konuştu.
Yalçın Küçük ile görüşme
Yalçın Küçük ile 1999 ya da 2000 yılında Gebze Cezaevi'nde bulunduğu dönemde görüştüğünü dile getiren Dündar, şunları kaydetti:
"Öcalan'ın çağrısı üzerine barış grupları geldi. Şemdinli'de dağdan 8 kişi, Avrupa'dan da 8 kişi geldi. Avrupa'dan gelenlere İstanbul 5 No'lu DGM'de, dağdan gelenlere de Van DGM'de dava açıldı. Avrupa'dan gelen 8 kişi Gebze Cezaevi'nde kalıyordu. O dönemde Gebze Cezaevi'de avukat görüşlerinde, tutuklu ve hükümlüler, avukatlar bir arada bulunabiliyordu. Avukat olarak onları ziyarete gittiğimde Küçük ile 1-2 kez karşılaştım. Güncel konular üzerine bazı şeyler konuştuk. Küçük Öcalan'ı sordu. Öcalan ile Küçük'ün görüş alışverişleri oluyordu. Avukatların birçok çevreyle görüşmeleri oluyordu. Küçük'ten alıp Öcalan'a aktardığımız oldu."
Öcalan'ın isteği üzerine de görüşmek için Yalçın Küçük'e 2008'de telefon açtığını belirten Dündar, "Öcalan Yalçın Küçük ile görüşün dediği için, diğer avukatlar tanımaması nedeniyle ben Küçük'e telefon açtım. Küçük, 'Siz aradınız. Savcılar Ergenekon'a bağlar' deyince bir daha aramadık. Görüşmenin içeriği iyi geçmediği için Küçük ile görüşme gereği duymadık" diye konuştu.
Başkan Özese'nin "Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesindeki şartlar nelerdir" sözleri üzerine Dündar, "Öcalan, kendisini Amerika'nın teslim ettiğini belirterek, Amerika ve İsrail'i suçluyordu. Türkiye'yi suçlamıyordu" dedi.
"İfadem yanlış yazılmış"
Başkan Özese, "Abdullah Öcalan'ın, Yalçın Küçük ile 1970'e dayanan bir tanışıklıkları olduğunu ve bunun size Öcalan tarafından söylendiğini aktarmışsınız. Bu konuda neler biliyorsunuz" sorusu üzerine Dündar, "Ben 1972 doğumluyum. Böyle bir görüşmeye tanıklık etmedim. Bu ifade biraz fazla olmuş" dedi.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel de, savcılık ifadesi sırasında avukatının da yanında olduğunu belirterek, "Siz de hukukçusunuz. İfadede ne deyip ne demediğinizi bilirsiniz. Zaten bu ifadeler bilgisayarda yazılıyor. Herhangi bir hata yapıldığında müdahale edip düzeltme şansınız vardı. Ayrıca bunlar ifade sırasında olmadıysa da her zaman şerh düşme hakkınız var" diye konuştu.
Dündar ise, 4 gün gözaltında kaldığını ve çok yorgun olduğunu belirterek, "Kendi yargılandığım mahkemede bu ifadeyi düzeltirim" dedi.
Dündar'ın ifadesinde "Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan'ın fikir babasıdır" şeklindeki beyanı olduğunu belirten Özese, bunun dayanağını sordu. Dündar da, bunun yanlış yazıldığını belirterek, "Fikir alışverişi olmuştur, ama fikir babalığı fazla olmuş" şeklinde konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı