"Arkadaşlar suç işliyorum. Penguen nasıl bu hale geldi. 10 yıldır çiziyorum dergide. Bahadır Baruter'in hisselerini şimdiki patron çizerlere bırakıp gitmek zorunda kalmasından sonra bir şirkete dönüştü. Başımıza genel müdür geldi, her şey değişti ofiste. Genel müdürden, iş dünyasından kaçıp mizah dergisine girmiştim. Hayalini yaşayan salak bi karikatüristtim. Kaçtığım iş dünyası dergiye geldi ve mizah dergisi kültürüne uymayan bir sürü şey yaptı. Misal, kaligraf Şevki abi, "iş yerindeki kuralsız davranışları" gerekçesiyle tazminatsız işten çıkartıldı, tazminatsız kovma yapacak kadar sert bir şirket yönetimi gelmişti. Gidip "neden" diye sordum yönetime. Benim bildiğim Şevki abi mizah dergisi içinde davranılması gerekenin dışında bir davranış göstermemişti. "Hahaha hohoho" yapıyodu adam işte. Sayışmanlar iki kuşaktır Türk mizahında yaşıyor. Yeni yönetim "sanane ile karışık, sen bilmezsin" dedi bana. Söyleyin yahu ne yaptı adam? Sonra başımıza genel müdürleri getiren çizer ile saçma sapan bi sebepten de ben tartıştım. Asıl patronlar dergiye girişimi yasakladı. "Benim işim okurlarla, karikatüristim ben" dedim, haftada iki köşe çizmeye evden devam ettim. Karikatürlerimi, yazılarımı aldılar, beni almadılar, olsun! Bundan dolayı onur bile hissediyorum! İki tane patron karikatürcü yüzünden kafamdaki Asım Velioğlu'nu mu öldüreyim. Asım'ın ne suçu var? Yıllarca yazdım onu, manyak gibi serbest çağrışımıma yerleşti herif. Duayen gazeteci Asım bey bana "yapma, devam et" dedi, "bunlar küçük kötüler" dedi. O zamandan beri imza günlerine çağrılmadan hayalim olan işime evden devam ediyorum. Bi ara şirketleşen yönetim iyice coşup 10 maddelik, dev sözleşme imzalatmak istedi. Çalışan sigortalarımız kesilecek, bütün telif haklarımızdan ömür boyu, uzay dahil feragat edilecekti. Teknik olarak kovuluyorduk. "İmzalamazsınız köşe yok" dendi. "Hayır" deyip mahkemeye veren arkadaşlarım oldu, hakları da tabi ki çünkü yıllarca dergide, işçi haklarını yazdık, çizdik yani. Asım "sen devam et. Sigorta, telif, para ney, daha yazacakların var çocuğum" dedi. O evraklara da bastım parmağımı!