Numan Kurtulmuş: "Hürriyet'e yapılan saldırıyı kınıyoruz"
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hürriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili olarak, "yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Saldırganlar hakkında soruşturma başlatılacaktır" dedi. Kurtulmuş ayrıca Hürriyet'e yapılan ilk saldırıda saldırganlar içinde yer alan AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın'la ilgili kararın parti organlarınca verileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dün yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili açıklama yaptı.
İşte Kurtulmuş'un açıklamalarının satırbaşları;
- Türkiye bir günde tesadüfen bu noktaya gelmedi. Önce şunu açıkça ifade etmek gerekirse, bu ortama girilmesini isteyen ne hükümet ne devlettir. Bilinçli şekilde ortaya koyan terör örgütüdür. Daha 11 Temmuz’da, Suruç katliamından evvel, Türkiye’de çatışmasızlık dönemini sona erdirdiğini açıklamış, üç gün sonra da yeniden çatışma ortamını başlattıklarını ilan ve ifade etmişlerdir. Sonra da 20 Temmuz’dan sonra da maalesef üç terör örgütünün birden, kumandaları kimlerin elindeyse, terör örgütleri ciddi bir terör faaliyetlerine başlamışlardır.
"Çatışmasızlığı bitiren terör örgütleridir"
- Ne tek başına iktidar, ne iktidar koltuğu, ne bir saniyelik iktidarlık bile bir insanın canından daha değerli değildir. Terörün her halükarda sona ermesi için mücadele ettik. Ama maalesef bu ortamı yeniden dirilten ne hükümetin ne devletin iradesidir. Bu çatışmasızlığı sona erdiren bizatihi terör örgütünün kendisidir. O terör örgütlerine emir verenlerdir.
"Hürriyet'e yapılan saldırıyı kınıyoruz"
- Bizler insani yaşat ki devlet yaşasın felsefesiyle siyaset yaparız. Bizim için bir insanın canı, bir insanın kılı dünyadaki bütün iktidarlardan çok daha önemlidir. Bu terör ortamıyla birlikle maalesef istemediğimiz bir takım toplumsal olaylara da şahit oluyoruz. Son günlerde bazı basın organlarına yapılan son derece çirkin saldırıların varlığı hepimizi rahatsız ediyor. Hükümet olarak bunları telin ediyoruz. Bu olayların arkasındaki güçleri de kınadığımızı ifade ediyoruz.
- Basın organlarının her birisi demokrasinin ayrılmaz parçalardır. Basın organlarının da sorumlu olmaları lazım. Söyledikleri her söze, her cümleye, her görüntüye dikkat etmeleri, eyvallah bunlar basın organlarının sorumluluğu altındadır. Bu yayınlar karşısında memnun olmayabiliriz, memnun olmayan insanlar olabilir. Ama kaba kuvvetle, bir takım saldırılarla ortaya koyamazlar. Bunu tasvip etmek mümkün değildir. Medyaya yapılan bu saldırıları kabul etmiyoruz, asla müsamaha etmeyeceğimizi, ilgililer için de soruşturma açılacağını ifade etmek istiyoruz.
"HDP'ye yönelik saldırıları tasvip etmiyoruz"
- Toplumsal tepkimizi makul şekilde göstermeliyiz. Siyasi parti binalarına saldırmak, oralara zarara vermek asla tasvip edilmeyecek şeylerdir.
- Oyunu kuranların, bu ülkeyi bölüp parçalamak isteyenlerin en önemli argümanlarından birisi komşuyu komşuya, Türk'ü Kürde düşman kılmaktır. Bu oyuna gelmeyeceğiz. Bu memlekette yıllardır terörle mücadele veriyoruz. Kanunsuz bir takım işlerle mücadele ediyoruz. Bu toprakları bölüp parçalamak isteyenlerin temel amacı, bu memlekette insanların arasına nefret tohumları ekmektir.
- Biz hep beraber birlikte barış içinde kardeşliğimizi koruyarak yolumuza devam edeceğiz. Bu topraklardan nice hainler geldi geçti. Nice örgütlü güçler gelip geçti. Bunların hepsi gelip geçecektir. Bu zor zamanları da atlatacağız. Birbirimize daha fazla kenetlenerek, terörün karşısında dimdik durarak, evet içimiz kan ağlayacak ama hep beraber dostumuzu düşmanımızı iyi bilerek yolumuza devam edeceğiz. Daima barış diyeceğiz, daima kardeşlik, demokrasi diyeceğiz.
Soru-Cevap
Iğdır ve Dağlıca’da çok ciddi miktarda patlayıcılardan bahsediliyor. İstihbarat zafiyeti oldu mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir süreç başlayacağını söylemişti. Terörle mücadelenin seyri nasıl devam edecek?
- 20 Temmuz’dan sonra ortaya çıkan terör maalesef haince kahpece işler yapıyor. Birisi bankadan para çekerken bir güvenlik görevlimizi şehit ediyor. Dün yine Tunceli’de kızıyla birlikte tatile giderken bir polisimizi şehit ediyor. Bir başka yerde binbaşımızı eşiyle birlikteyken şehit ediyor. Iğdır ve Dağlıca’da ise normal rutin faaliyetlerini sürdüren… Örgüt operasyonlara katılanlara karşı bir şey yapmıyor, külliyen yalandır.
- Yol temizliyor. Güvenlik güçlerimizi götürüyor. Öylesine hain bir saldırı ki insanın kanı donuyor. İçine misketini demir parçasını koyarak bombayı patlatıyor. Bu aynı zamanda terör örgütünün iki yüzlü propaganda yaptığını ortaya koyuyor. Bunlarda bir istihbarat zafiyet varmış… Şunu ifade etmek isterim ki, her gün emniyet kuvvetlerimize polisimize gelen yüzlerce istihbarat var. Bunların içerisinde önemli bir kısmı olay olmadığı için duymuyoruz. Bunlar önleniyor. Ama maalesef bir kısmı da önlenemiyor. Bunların hepsi yeniden gözden geçiliyor.
- Diyelim Cizre’de bir operasyon yapılıyor. Aynı sokağın içerisinde terör örgütüyle hiçbir ilgili olmayan binlerce insanımız yaşıyor. Ama aynı sokakta nasıl pusu kurarım diye bakan terör örgütü mensubu da var. Anında müdahale edeceksiniz, sivil vatandaşlarımızın kılına zarar vermemek için azami gayret sarf edeceksiniz. Hem istihbarat hem müdahale anlamında yapılacak ne varsa yapılıyor.
Dağlıca ile ilgili bazı iddialar ortaya atıldı muhalefet tarafından şehit sayısının fazla olduğu yönünde. Öldürülen terörist sayısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
- Masa başında oturup bir bilgisayarın tuşlarına basıyorsunuz. Şu kadar şehit oldu demek kolay iş, şu kadar terörist öldü demek kolay iş. Daha olur olmaz şu kadar şehit oldu haberini yaydılar, kara propaganda yaydılar. Kamuoyunda infiali artırmak için yapılan tezgahın bir parçasıdır. Terör örgütü sadece yollara bomba döşeyecek bir mücadele yapmıyor. Terör örgütü aynı şekilde, en az bunun kadar ciddi bir algı operasyonu yürütüyor. Dağlıca’dan sonra ortaya çıkan bir takım sayılar, bir takım hatta görüntüler, bunların hepsi bu propagandanın parçasıdır. Bunların tamamına yakını yanlıştır, yalandır.
- Örnek olarak söyleyeyim. Bir takım görüntüler var. Bunların önemli bir kısmının, geçmiş döneme ait görüntüler olduğu, Dağlıca’da puslu bir hava vardı o gün. Görüntülerin yayınlandığı medyaya servis edilen görüntüler ise bahar ortamında çekilmiş olan görüntülerdi. Ayrıca Dağlıca’yla ilgili silahlı kuvvetlerimiz bünyesinde bir soruşturma yapılıyor. Olayın nasıl cereyan ettiğiyle ilgili. Bu rapor da paylaşılacaktır.
Basın kuruluşlara yapılan saldırıların kabul edilemez olduğunu belirttiniz. Olaylarda katılımı sabit olan AK Partili milletvekili var, kendisi için soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz?
- Sayın Boynukalın da ifade etti. Gösterilerin şiddet kısmında yer almıyor sadece protesto kısmında bulunuyor. Bu görüntülerde de var. Ancak kararı partimizin yetkili organları verecektir.
Kara operasyonu yapılacak mı?
- Şu anda süreç çok yakından takip ediliyor. Şuan da yapılan sınara yakın yerlerdeki terörö örgütünün lojistik imkanlarının hava operasyonlarıyla yok edilmesidir. Yapılan budur.
HDP yetkilileri saldırılardan ötürü hükümeti suçluyorlar. Hükümetin kendilerini hedef gösterdiklerini ifade ediyorlar. Bu konuda neler söyleyeceksiniz. Bir zafiyet söz konusu mu?
- Bu iddia tamamıyla asılsız bir iddiadır. Biz başından itibaren Türkiye’de bütün partilerin demokratik olarak bu süreçlerin parçası olduğunu, HDP’nin de meşru bir parti olduğu, TBMM varlığının, barışın sağlanması için de katkı sağlanabileceğini ifade ettik. HDP’den de şunu bekledik. Terörle arasına mesafe koysun, sözleri söylesin ve barışın kurulması için birlikte mücadele edelim.
- Hiçbir siyasi partiye yapılan saldırıyı da meşru kabul etmeyiz. Seçim döneminde, Ak Parti bürolarına yapılan saldırılar, terör örgütü tarafından kaçırılan AK Partili yöneticiler vardı. Nasıl HDP’ye yapılan saldırılara nasıl karşı çıkıyorlarsa, diğerlerine yapılan saldırılara da karşı çıkması lazım.
- Bakın dün akşam ve evvelsi akşam HDP’ye yapılan saldırılarda, hükümetin yönlendirici olduğu külliyen yalandır. Bütün gücümüzle olayları teskin etmeye çalışıyoruz. Güvenlik kuvvetlerimiz de elinden gelen gayreti sarf ediyor. Bu saldırıların arkasında, esas ne istiyor terör örgütleri? Türk Kürde, Kürt Türk'e düşman olsun, buna asla müsaade etmememiz lazım.