Erik, "Eve dönüş için metroyu kullanmaya yöneldim. Hatta o sırada bir arkadaşımız minibüse binelim dedi ama trafik yoğunluğuna takılmayalım diye metroyu tercih ettik. Telefon görüşmesi yapıyordum. Hatırladığım şey, yürüyen merdivene ilk adımımla birlikte aşağıya düşmüş olduğum. Ama sonrasında çıkan görüntülerde orada bir mücadele verdiğim gözüküyor. Ama ben o anı hiç hatırlamıyorum. Tek hatırladığım şey ilk adımımla beraber bir boşluğun oluştuğu" dedi. Yürüyen merdivenin içine düştükten sonra sürüklendiğini ifade eden Erik, "Sonrasında sol kolumun bir yere sıkışmasıyla durdum. Etrafta bağırış, çağırışlar, çığlıklar duyuyorum. Olayın şokuyla neye uğradığımı anlamadım. Merdivenlerin darbeleriyle birlikte hayatım sanki film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Dedim 'herhalde buradan kurtulamayacağız.' Parçalara ayrılacağım diye düşündüm" dedi. Mehmet Ali Erik, "Kolumun sıkışmasıyla durdum, 30 saniye geçti. Sonrasında etrafa bağırmaya başladım. Telefon elimdeydi, civarda arkadaşlarım vardı. Onları arayıp irtibata geçtim. Belki de en büyük avantajım bilincimin yerinde olması ve telefonumun elimde kalmasıydı. Arkadaşlarımı arayıp durumu anlattım. Sonrasında hastanede konuştuğumuzda arkadaşlarım 'Biz seninle telefonla konuşmasaydık, yürüyen merdiveni hareket ettirip seni almayı düşünüyorlardı' dedi. Öyle bir şey olsaydı, şu an muhtemelen karşınızda olamazdım. Biliyorsunuz, o metronun yürüyen merdiveni uzun. Ben bir plakanın üzerinde kaldım yüz üstü, aşağı doğru. Çok bir derinlik yoktu ama kolum ve sağ bacağım sıkışık pozisyonda kaldı" şeklinde konuştu.