hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mahkum mektubuna ilginç sansür

    Mahkum mektubuna ilginç sansür
    expand

    Tutuklu ve hükümlülerin içeride karşılaştıkları hukuksuzlukları basın yoluyla gündeme getirme çabalarının cezaevi yönetimine bağlı Mektup Okuma Komisyonu tarafından engellendiği iddia edildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Adana, Karataş Cezaevi'nde uzun süredir siyasi hükümlü olan Gonca Özken’in Birgün gazetesine yolladığı dört sayfalık mektupta cezaevindeki baskıları yazması üzerine, Mektup Okuma Komisyonu tarafından mektubun iki sayfasının neredeyse tamamen üzeri karalandı.

    Mektubun üzeri karalanmış bölümleri incelendiğinde zorlukla okunan şu bilgilere yer verildiği görüldü: "Size hapishanede son dönemde yapılan hak gaspları, keyfi uygulamalardan bahsetmek istiyorum. 8 Haziran'da cezaevine getirilen Menekşe Tosun ve Halime Keçeli isimli arkadaşlarımıza ayakkabı araması dayatılmıştır. Aramayı kabul etmeyen arkadaşlarımıza gardiyanlar tarafından saldırılmıştır. Özlem Aydın isimli arkadaşımız ise, mahkeme ve tutuklama sevklerine götürülürken arama sırasında sorunlar yaşamıştır. XRAY cihazından ötmeden geçtikleri halde ayakkabıları zorla çıkartmak istenmiş bunu kabul etmeyen arkadaşlarımız saldırıya uğramıştır. Cezaevinde yaşadığımız olaylara genel olarak gelirsek, bu saldırılardan dolayı hepimizin, vücudumuzun çeşitli yerlerinde morluklar, tırnak izleri, darba bağlı kol ve başta şişlikler ve ezilmeler oluşmuş ve şiddetli baş ağrısı ve vücut ağrısıyla bizleri her seferinde yıldırmaya girişmişlerdir. Ayrıca 18 Haziran, akşam saatlerinde Meral Şahin isimli arkadaşımız rahatsızlanmıştır. Bunun nedeni ise, geçirdiği travma olayıdır. Acil olarak devlet hastanesine sevk edilen arkadaşımız doktor muayenesinde olduğu halde kelepçesi çıkarılmamıştır. Hekimin yoğun olarak diretmesi üzerine kelepçesi çıkartılmış ve muayenesi yapılmıştır."


    Mahkum mektubu: Propaganda

    Mektubu, okuma komisyonuna takılan bir başka tutuklu ise hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet istenen Cihan Güneş. Güneş, Kandıra F Tipi Cezaevi’nden gazetemizde yayımlanması talebiyle kendi kendisiyle bir röportaj gerçekleştirerek yollamış. Ne var ki, Güneş’in mektubu okuma komisyonu tarafından imha edilmiş.

    Suç: kamuoyu oluşturmak

    Mektup Okuma Komisyonu’nun ret gerekçesi şöyle açıklanmış: "Her şeyden önce röportaj metninde verilen cevaplarda Adalet Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına yönelik tek taraflı asılsız iddialarla basın yoluyla dışarda kamuoyu oluşturmaya yönelik örgütsel propaganda yapıldığı tespit edildiğinden söz konusu kısmın Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevleri’nin Yönetimine ve Cezalarının İnfazına Dair Tüzük'ün 91. Maddesi 3. Fıkrası gereğince alıcısına gönderilmemesine kararın Cihan Güneş'e tebliğ edilmesine. İtirazı kabul olmak üzere karar verildi" Sakıncalı Mektup Değerlendirme Kararında, “Karar Tipi: Mektubu Yok Et” ifadesi ise dikkat çekti.

    Suç: kamuoyu oluşturmak

    Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Mehdi Boz'un yolladığı mektup ise içeride yaşanan hak gasplarının küçük bir örneğini gözler önüne seriyor: "Merhaba canlar, sizleri aydınlık yarınlarımızın olanca coşkusu ve özlemi ile selamlıyor ve gözlerden ırak mekanlardan kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum (…) Gün geçtikçe tecrit ve izolasyon daha da ağırlaştırılıyor. Üç kişinin dışında doğru dürüst insan yüzünü göremiyoruz. Revire, telefona giderken bazen koridorlarda arkadaşlarımızla karşılaşıyoruz. Bir merhaba dememizi bile engelliyorlar. Gerekçeleri ise, yer yok, personel yok oluyor. Ziyarete giderken ayakkabı araması, telefona giderken ayakkabı araması, kaldığın hücrenin dışına çıktığın zaman olağan üstü hal bölgesini andırıyor. En ufak bir hak aramada disiplin cezalarıyla tabi tutuluyoruz. Mektup, telefon, ziyaret yasaklarıyla karşılaşıyoruz. Birçok öykü, şiir, makale ve mektuplarımız yan sansürlere takılıyor yada el koyuluyor. İnfaz hakimliği ve ağır ceza mahkemesine itiraz ediyoruz ama onlar da hapishanelerin vermiş oldukları kararları aynen uyguluyorlar. Maalesef dışarıda kendilerine aydınım, demokratım, yurtseverim diyen bir çok insan hapishaneler konusunda duyarsız davranıyorlar. Bizleri görmezden geliyorlar. Unutmasınlar ki yarın sıra onlara da gelecektir..."



    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow