Mahkemeden Balyoz'da tazminata "Nâzım Hikmet"li gerekçe
Balyoz sanığına 440 bin TL tazminat ödenmesine karar veren mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, devletin kabahatli ise ağır bir bedel ödemesi gerektiği, haksız tutuklama neticesinde özgürlüklerin yok edilmesinin de devletin en büyük kabahatlerinden birini teşkil ettiği vurgulandı. 3 sayfalık gerekçeli karar Nâzım Hikmet'in şiiriyle tamamlandı.
Balyoz Davası'nda 32 ay tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Emekli Albay Refik Hakan Tufan'a 440 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar veren mahkeme gerekçeli kararını açıkladı.
Balyoz'dan tutuklananlar devlete tazminat davası açıyor
Kemal Kılıçdaroğlu: "Ergenekon’da asıl fail dönemin hükümeti"
Dilekçe: "Maddi ve manevi büyük zarara uğradım"
Balyoz Davası'nda verilen beraat kararı Yargıtay tarafından onanan Emekli Albay Refik Hakan Tufan tazminat talepli dilekçesinde olay tarihinde emekli albay olduğunu, bir iş yerinde çalıştığını belirtti. Dilekçesinde Tufan, kamuoyunda 'Balyoz' davası olarak bilinen dava kapsamında 32 ay haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklu kaldığını, maddi ve manevi olarak büyük zarara uğradığını belirtti. Dilekçede 970 bin TL manevi, 220 bin TL de maddi tazminata talebinde bulundu.
Bilirkişi raporu: Zarar 189 bin 711 TL
Dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda, Davacı Refik Hakan Tufan'ın haksız ve hukuksuz yere tutuklu kaldığı maddi kazanç kaybının 189 bin 711 TL olduğu kaydedildi.
Maddi ve manevi tazminatı hak etti
Tazminat Davası'na bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Davacı Refik Hakan Tufan'ın 2 yıl 7 ay 26 gün haksız yere tutuklu kaldığı, bu nedenle maddi ve manevi tazminatı hak ettiğini belirtti.
440 bin TL ödenmesine karar verildi
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, manevi tazminat talebini kısmen kabul etti. Mahkeme heyeti, hazineden (Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi'ne İzafeten İstanbul Muhakemat Müdürlüğü) alınarak 250 bin TL'nin Davacı Refik Hakan Tufan'a verilmesine hükmetti. Maddi tazminat talebini de kısmen kabul eden mahkeme heyeti, Davacı Tufan'a 189 bin 711 TL maddi tazminatın hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verdi.
“Sebepsiz zenginleşme değil"
Mahkeme heyeti gerekçeli kararında, davacıya verilen 250 bin TL'nin sebepsiz zenginleşmeye neden olmadığını belirtti. Mahkeme gerekçeli kararında 250 bin TL'nin İstanbul ve Türkiye şartlarına göre bir daire parasını bile karşılamadığı, bu sebeple hükmedilen manevi tazminatın hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul miktarda olduğunu ifade etti.
“Devlet adamlarının bir şahsı tutuklarken daha dikkatli olması gerekmektedir"
Bir insanın bir gün bile özgürlüğünden yoksun bırakılmasının insan haklarına, hukuka, dini inançlara ve demokrasiye aykırı olduğu kaydedilen kararda, “Hiçbir şahsın özgürlüğünün yok edilmesinin devlet eliyle bile olsa telafisi parayla ölçülemeyecek şekilde büyük zararlar oluşturduğu, devlet adamlarının bundan sonra bir şahsı tutuklarken özgürlüklerini yok ederken daha dikkatli olması gerekmektedir." denildi. “Manevi tazminat talebi yüksek oranda tutulmalı"
Ceza Hukukun en önemli görevlerinden birinin geleceğe yönelik suç işlemeyi engellemek ve haksız bir eylemi engellemek olduğu hususlarına dikkat çekilen gerekçeli kararda, “Bu nedenle manevi tazminat talebinin yüksek oranda tutulması gerektiği, verilen para hiçbir suretle devletin kusurundan kaynaklanan özgürlüklerin yok edilmesini telafi edemese bile en azından manevi tazminat talebinin yüksek tutularak bir noktada telafi edilmesi gerekmektedir" ifadelerine yer verildi.
“Batılılara örnek olacak şekilde karar vermesi gerekmektedir"
Gerekçeli kararda, Avrupa ve Amerika Hukuku'nun zaman zaman vermiş olduğu kararlar ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) vermiş olduğu kararlarda haksız tutuklamalardan dolayı Türkiye'ye çok yüksekmiş gibi gelen manevi tazminatlara hükmedildiği hatırlatıldı. Kararda, “İlla biz hukuk devleti ilkelerini uygularken Avrupa'nın ve Amerika'nın zorla, kafamıza vura vura, İnsan haklarına, hukuka saygılı olmayı öğretemeyecekleri, bizim mahkeme kararlarımızın devletin insan hakları ihlalleri yönünden Avrupa ve Amerika'dan daha önde olması gerektiği, bin sene İslam hukukunu en iyi şekilde uygulamış olan devletin, batı hukukunu da batılılara da örnek olacak şekilde uygulayarak karar vermesi gerekmektedir." denildi.
Nazım Hikmet'le bitirdi
Devletin kabahatli ise ağır bir bedel ödemesi gerektiği, haksız tutuklama neticesinde özgürlüklerin yok edilmesinin de devletin en büyük kabahatlerinden birini teşkil ettiği belirtilerek ünlü şair Nâzım Hikmet'in 'Ben içeri düştüğümden beri' başlıklı şiirinden şu mısralara yer verilerek gerekçeli karar tamamlandı:
“Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafından on kere döndü dünya, Ona sorarsanız: 'Lafı bile edilmez mikroskobik bir zaman….'Bana sorarsanız: 'On senesi ömrümün..."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Antalya sele teslim! 236 kişi mahsur kaldı: AFAD ekipleri sahaya indi!
Son dakika | İstanbul'a kar yağacak mı? Meteoroloji tarih verip açıkladı!
Diyarbakır’da 3 ayrı noktada zincirleme kaza: 21 yaralı
Aydınlı çift, bebeklerine Honda adını verdi: Hayalim gerçek oldu
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI TAKLİT TAĞŞİŞ LİSTESİ 2024: Sahte - hileli ürünler sorgulama ekranı (guvenilirgida.tarimorman.gov.tr)