hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Mahkeme Başkanına mektup yazdılar

    Mahkeme Başkanına mektup yazdılar
    expand

    Savunmanın taleplerinin gözardı edilmesi nedeniyle kilitlenme noktasına gelen 365 sanıklı Balyoz davasında sona yaklaşıldı. Avukatların duruşmalara katılmaması nedeniyle, savunma olmaksızın davanın bitirilmesinin formülleri arandı. 16 Ağustos'ta son duruşma yapılacağı açıklandı. Bunun öncesinde bir grup avukat Mahkeme Başkanına hitaben bir mektup yazarak, "Savunmanın son taleplerini lütfen gözardı etmeyin" diye seslendiler.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve neredeyse savunmanın taleplerinin hiçbirinin dikkate alınmadığı Balyoz davası, avukatların bu nedenle duruşmalara katılmayarak protestoda bulunması nedeniyle kilitlenme noktasına gelmişti. Mahkemenin avukatlık kanununa aykırı şekilde müdafi atamasını istediği İstanbul Barosu da bu talebi reddedip, duruşmalara gözlemci olarak katılmak istemişti. Burada yaşanan tartışmalar nedeniyle davanın görüldüğü mahkeme ile Baro da davalık olmuştu. Baro hakkındaki şikayet üzerine kanunun gereği olan Adalet Bakanlığı izni alınmaksızın, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatılmış ve savunma ile mahkeme ve savcılar arasındaki kriz son derece derinleşmişti. Duruşma savcısının avukatların girmemesi nedeniyle kilitlenen davanın başka bir mahkemeye gönderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurulması talep edilmiş, ancak bir önceki duruşmada bu talepten de vazgeçilmişti.

    Savunma ayağı olmaksızın sürdürülmeye ve karara bağlanmaya çalışılan davanın son duruşmasında, bu kez avukatlardan bir hamle geldi. Mahkeme Başkanına hitaben bir mektup kaleme alan avukatlar, savunmanın haklarına "saygı gösterilmesi" ve taleplerine kulak verilmesi çağrısında bulundular.

    "Sayın Ömer Diken, 10 No'lu Ağır Ceza Başkanı" diye seslendikleri mektuplarında, sanık avukatları, son bir kez taleplerini dile getirdiler.

    Mektuptan satır başları şöyle:

    "Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman madem darbeyi önlediler, lütfen tanık olarak dinlensinler" talebini, bir kez daha dile getirdiler. Sanık avukatları, bilirkişi raporlarına da gönderme yaptılar ve başkana seslendiler.

    "Davaya konu olan 11 ve 17 No'lu CD'lerin sahte olduğu yönünde Amerika ve Almanya'daki kuruluşlar, ODTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi gibi 7 değişik kurumdan alınan raporların, gerçekliğinin araştırılmasını istedik, ısrarla neden reddettiniz sayın Başkan, kaybedeceğiniz ne vardı?"

    "Bu CD'lerin teknik olarak 2003 yılında üretilmediğinin ve ayrıca 1650 adet zaman çelişkisinin bulunduğunu görmezden geldiniz."

    Mektupta, "Davaya konu olan 11 ve 17 No'lu CD'lerin üzerindeki el yazılarının  kopyalandığı  ortaya çıkmasına rağmen,  araştırma yapmadınız. Savunmaya karşı bir kin ve öfke denizindesiniz."

    "Sayın Başkan lütfen gel dostça, sorunu çözelim.  siz dosyadki tüm uzman raporlarını ve 11, 16, 17 No'lu CD'leri ve 5 No'lu harddskin imajlarını TÜBİTAK'a ya da başka bir kuruma gönderiniz, biz ise duruşmalara girelim. Bilim yalan söylemez" denildi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow