hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Utanmaz şaka gerçek oldu: 'Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...'

    Utanmaz şaka gerçek oldu: Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...
    expand

    Yeni doğan bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere naklettirip, gecelik 8 bin liralık SGK ödemesini alabilmek için günlerce bebekleri hastanede tutan ve pek çoğunun ölümüne neden olan 'yenidoğan' çetesi mensubu iki hemşirenin kendi aralarında yaptıkları yazışmalarda, yaptıklarının ne kadar farkında olduklarının ve bilerek yaptıklarının kanıtı niteliğinde. Hemşirelerden biri diğerine yazdığı mesajda, 'Haberlere çıkarız, yüzümüzü, gözümüzü sansürlerler. Gözümüze siyah şerit çekerler...' dediği görüldü. İşte 'yenidoğan' çetesine dair tüm yaşananlar ve anlık gelişmeler...

    BAŞKA BİR DOKTORA PARA TEKLİFİ

    İddianamede, şüpheli şahıslar arasında geçen görüşmelerde, Bağcılar Özel Şafak Hastanesinde işletme müdür yardımcısı olarak çalışan M.K'nin aynı hastanede genel cerrahi uzmanı olan A.F.Y'ye, E.V. isimli doktorun hastaneye bir hasta getireceğini söylediği anlatılarak, E.V'nin A.F.Y'ye ameliyata katılması halinde vaka başına bin lira vereceğini ancak A.F.Y'nin ameliyata girmeyi kabul etmediği ifade edildi.

     

    Utanmaz şaka gerçek oldu: Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...

     

    İddianamede, M.K'nin "Tamam vaka yaparız sorun değil de girer misin yani zaten senin kaşeni kullanıyor." diyerek E.V'nin hastanede yaptığı ameliyatlarda usulsüz bir şekilde farklı doktorun kaşesini kullandığını söylediği belirtilerek, E.V'nin amacının, hastalarda ileride bir sorun yaşanması halinde ameliyatlara kendisinin hiç katılmadığı, alanında uzman genel cerrahların bu işlemi gerçekleştirdiği beyanında bulunarak bu konudan sıyrılmak olduğu kaydedildi.

    TELEFON GÖRÜŞMELERİNDEKİ 'OBEZİTE' HASTASI DETAYI

    Yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle haklarında iddianame hazırlanan 22'si tutuklu 47 şüpheliye ilişkin tape kayıtlarında, diploması askıda olan bir doktorun obezite ameliyatı yaptığı hastanın hayatını kaybetmesi yer aldı.

     

    Şüpheli Murat Mantuş'un bazı görüşmelerinde olaya ilişkin şu konuşmalar yer aldı:

     

    E.O: Abi dün ölmüş mide ameliyatında birisi dün öğleden sonra. İki gün önce ameliyat olmuş. E.V. Bey yapmış.

     

    Şüpheli Murat Mantuş: Eee yani?

     

    E.O: Abi iki gün önce ameliyat yapmış sabah taburcu etmişler hastayı hastaneden. Hasta eve gittikten sonra E.V. Bey'i aramış işte hani bulantısı var kusması var falan diye. E.V. de çok şey yapmamış telefonda hani bunlar normal olabilecek şeyler falan filan demiş. Ondan sonra tekrar aramışlar demişler ki hani bu çok kötü işte biz hastaneye getiriyoruz hastaneye gel filan diye. Getirdiklerinde zaten tam kendinde değilmiş. İşte müdahaleye başlamışlar, bilgi vermiş şimdi müdahale ediyoruz diye, bir saat sonra da başınız sağ olsun diye bilgi vermişler.

     

    Şüpheli Murat Mantuş: E.V. başkasının üzerine yapıyor hastane buna müsaade ediyor.

     

    E.O: İşte orada büyük sıkıntı. E.V. beyin diploması askıdaymış herhalde abi.

     

    Şüpheli Murat Mantuş: Evet askıda yapması yasak.

     

    E.O: İşte o yüzden bayağı bir olay problem çıkacağa benziyormuş."

    ÖLEN BEBEĞİN CENAZESİNİ VERMEDİLER

    Yenidoğan çetesi lideri Fırat Sarı'nın doktor gibi nöbete bıraktığı hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nın telefon konuşmaları ortaya çıktı. Taşçı, Hüseyin Günerhan ile yaptığı telefon konuşmasında, "Kanka aile para ödemiyor. Anladın mı? Hastaneye ödediği parayı direkt alıyorlar. Komisyon yok. Hoca 35 bin lira aldı. Çocuk kaç gün bedavaya yattı. Çocuk öldü. Bizimkiler çocuğun cenazesini vermedi. Bizimkilere 'Siz deli misiniz? Haberlere çıkarsınız' dedim, yalvardım" şeklinde konuşması soruşturma dosyasına delil olarak girdi.

     

    Utanmaz şaka gerçek oldu: Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    ÇETE LİDERİ 'PİŞMAN' DEĞİL!

    Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesinden yola çıkılarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianamede, 22’si tutuklu 47 şüpheli yer alıyor.  Şüphelilere sorgularında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyip istemedikleri de soruldu. İddianamede örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheli Dr. Fırat Sarı, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyledi.

     

    Utanmaz şaka gerçek oldu: Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...

    HEMŞİRE GÖK İTİRAFÇI OLDU

    “Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir’den tanıdığı ve irtibatlı olduğu hastanelerden kendi kontrolünde olan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sağlıksız yenidoğan bebek bulmasını istiyordu. Yaklaşık 350 yatak kapasitesine sahip olan, Fırat Sarı’nın işletmeciliğini yaptığı yoğun bakımlar çoğunlukla full’dü. Fırat Sarı bu bebekler için SGK’ya faturalandırma yapıyordu. Bunun için de epikriz raporları gerekiyordu. Bu raporların neredeyse tamamı usulsüz olarak düzenleniyordu. Kendisi bir format oluşturmuş ve bu oluşturduğu formatı işletmeciliğini yaptığı hastanelerde yoğun bakım ünitelerinden sorumlu hemşirelere veriyor ve matbu olan format üzerinde düzenleme yapılarak epikriz raporu yazılmasını istiyordu.”

     

    Utanmaz şaka gerçek oldu: Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...

    KAN DONDURAN YAZIŞMALAR

    İddianamede, 11 hastanenin hasta takibini yapan tutuklu şüphelilerden hemşire Hasan Basri Gök ile hemşire Hakan Doğukan Taşçı arasında geçen bir konuşma örgütün pervasızlığını gözler önüne serdi. Örgüt lideri olduğu öne sürülen Dr. Fırat Sarı’nın kendilerine ödeme yapmadığından şikâyet ederek solunum tedavisinde kullanılan bir ilacı, Sarı’dan gizli olarak satıp para kazanmaya ilişkin planlar yapan iki şüpheli, aralarında konuşurken cezaevine gireceklerine, haklarında haberler yapılacağına dair şakalaşarak gülüyorlar. O konuşmalar ise iddianamede şöyle yer aldı:

     

    Utanmaz şaka gerçek oldu: Haberlere çıkarız, gözümüze siyah şerit çekerler...

     

    HASAN BASRİ GÖK: Doğukan, el altından satalım.

     

    HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Hocadan nasıl gizli saklı yapcan?

     

    GÖK: Haberi olmaz ki.

     

    GÖK: 100 taneyi boşver, biz şu ana kadar 60 tane sattık. 10 binden kaç para yapıyor hesaplayamadım.

     

    TAŞÇI: 720 bin... Hasan, her ay 100 tane çıkartıcaz... Her ay 1 milyon 200. Hasan, 12 ile çarp bir trilyon para yapıyor. Bir senede bir trilyonu da geçiyor, 200’ü de var. Bir trilyon 2 milyon 400 bin. Haberlere çıkarız, bir trilyonluk ilaç kaçakçılığı yaptılar diye yüzümüzü, gözümüzü sansürlerler Hasan.

     

    GÖK: Hahah...

     

    TAŞÇI: Gözümüze siyah şerit çekerler, ikimizin yan yana fotoğrafını shop’layıp, yan yana getirirler ikimizi. İlaç firmaları, ilaç mafyaları peşimize düşerler.

     

    GÖK: Hahaha...

     

    TAŞÇI: O... ç..., ülkeyi ele geçirmiş bunlar napıyor der, bizi vurdururlar Hasan, ailemizi rehin alırlar.

     

    GÖK: Haha...

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow