SON DAKİKA... Yenidoğan çetesi davasında karar çıkacak mı? Örgüt lideri Fırat Sarı'dan son savunma

Yenidoğan çetesi davasının ikinci duruşması sona erdi. Duruşmaya yarın saat 10.00’da devam edilecek.

Cumhuriyet Savcısı tarafından tutukluluğunun devamı talep edilen tutuklu sanıklardan Fırat Sarı duruşmada söz aldı. Sarı şu ifadeleri kullandı:

"Bu mahkeme salonunda ben bir bebek katili ya da bir dolandırıcı görmüyorum. Ben, bir örgüt yöneticisi olarak suçlanıyorum. Hakkımızda yapılan operasyonlarla ilgili kendimiz hakkında haberler yapılmakta. Haber özgürlüğü denilen şey bu değil; bunlar kurgu, bunlar hayal. Hiçbir mahkeme bu haberlere basın yasağı getirilmesine izin vermedi. Kamuoyu adımıza bir hüküm verdi. Haberlerde bir uzaylılara hizmet etmediğim kaldı. Kamuoyunda inanılmaz bir tatmin duygusu oluştu. Politikacılar kamuoyunu tatmin etmeye çalışıyor, birçok kişi kamuoyunu tatmin etmeye çalışıyor.

"TOPLUMSAL OLARAK BİZİ SİLDİNİZ; BİZ ÖLDÜK"

"Toplumsal olarak bizi sildiniz; biz öldük. Biz iğrenç varlıklar olduk, bebek katilleri olduk, kimseyi arayamaz olduk. Sesimizi kimse duymadı. Bizi tutuklayan sizler, medyanın çığırını aşmış haberlerini durdurmanız gerekiyordu. Biz, kamuoyunun yarattığı algı üzerinden yargılanıyoruz. Burada, bu algı varken, burada hukuk işlemiyor. Ben hapishanede insanlık dışı muamelelere maruz kalıyorum. Şu anda avukatlarım var, ancak adil yargılanmanın bütün hakları elimden alınmış durumda. Bu salonda, kimsenin bebek katili ya da örgüt lideri gördüğüne emin değilim; ama dışarıya çıktığımızda öyle görülüyoruz.

"MEDYADA ÇOK KORKUNÇ GÖRÜNTÜLER VAR"

Ben Sağlık Bakanlığı’ndan, eğer bebek sağlığını kötüye götürdüysek, bizden önceki bebek ölümlerine ve bizden sonraki bebek ölümlerine bakmalarını istiyorum. Biz, toplumsal olarak yok edildik. Medyada usulsüz haberlerin engellenmesi gerekiyor. Bir annenin bebeğini yoğun bakım ünitesine yatırması zaten travmadır. Medyada çok korkunç görüntüler var, bebek görüntüleri, bebek yoğun bakımı görüntüleri. Ben buradaki arkadaşlarımla çalıştığım için gurur duyuyorum ve yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum" dedi.

Şeyhmus Çelik: adalet iki taraflı olacak. Ben aslen İranlıyım. Şuan benim eşim de tutuklu adaletten bahsediyorsak bir çocuğu hem annesiz hem babasız mı bırakarak bu çocuğu yalnız bırakmak adalet mi? Eşim tutuklandığı gün sokakta kaldı. Kararı medya vermişse verdiler zaten. Burada olmamızın anlamı yok. Benim uzman raporunda adım bile çıkmadı. 7-8 saniyede hayatımıza girdi bu bebek (kaya bebek) 40’saniyede de çıktı.

Sümeyye Taşçı: Ben hemşirelik hayatım boyunca çok güzel çalıştığımı düşünüyorum iki aydır evliyim ve tutuklandım. 28 yaşındayım 3 cezaevi gördüm çok ağır suçlar bile bizim gibi tavırlar görmüyordur dışarıda bu kadar suç kaydı olup suç işleyen insanlar varken neden dışarda değilim bilmiyorum

Tuğçe Toptemel: hepimiz tutukluyuz daha ceza almadık ama cezamızı aldık. Haberlerde sürekli ismimiz var buna artık bir son versinler. 

Ali Dirik: Medya başhekim nerede dedi beni tutukladınız tek bir kuruş faydam yok bu işten faydalananlar belli bir tek günah keçisi ben miyim 13 hastaneden bir başhekim ben miyim medya baskı yaptı beni tutukladınız

FUNDA ÖZEN: İşimi en iyi şekilde yaptım. Raporlarda adım geçmiyor. İki yıllık bir muhasebe deneyimim vardı iki aydır ailemi göremiyorum özgürlüğümü istiyorum

GIYASEDDİN MERT ÖZDEMİR : Tahliyemi talep ediyorum

HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: 9 aydır tutukluyum delil karartma şüphem yok tahliyemi istiyorum

Örgüt lideri Fırat Sarı'nın savunması şöyle devam ediyor;

Biz zaten izolasyon içindeyiz bakın avukatım bile ayrıldı adil yargılanma hakkım yok.

Bizi suçladığınız ölümlerde sağlık bakanlığının sorumlu olduğu 3 ölüm var. Mesela Ayaz bebek. Opera bebeği ben bağıra bağıra anlattım. 112’ye başvuruda bulunuldu ama yer yok denildi. Yoğun bakımın önünden geçen herkes benden şikayetçi olmaya başladı.

Bu haberler kısıtlanmadan yol alamayız. Bu salonda ben kimsenin bebek katili olmadığına eminim. Ama kamuoyu ve halk bu salondan çıktığı anda bebek katiliyiz

Eğer biz bebek katiliysek biz tutuklanmadan önce bebek ölümlerine ve tutukluğu kaldığımız sürede ne oldu ona baksınlar eminim ki bu sürede bebek ölümleri arttı

Bizi toplumsal olarak yok ettiniz çocuğumun yüzüne bakamıyorum annem ile konuşamıyorum .

Medyada usulsüz aykırı haberlerin eklenmesi gerekiyor ki bizim adil yargılanma hakkımız olsun.

Ben kendimi yaşayan varlık olarak görmüyorum ben ölüyüm artık.

'Geçen duruşmada bir hafta sürdü. Herkes dinlendi. Bu mahkeme salonunda ben bir bebek katili görmedim dolandırıcı görmedim doktor arkadaşlarım hepsi hekim olduklarını söyledi. Ben örgüt yönetici olmakla suçlanıyorum ama buradaki insanların hiçbiri beni hekim kimliği dışında tanımıyor.

İlk günden beri medyaya yasadışı şeklinde haberler getirildi. Benim fotoğraflarım basıldı her yere. bu haberler bu noktaya geldi. Haber özgürlüğü demek bu değil ortaya sunulan şeyler haber değil uydurmalar kurgular hayaller her türlü asılsız haber yaptılar. Kanıt yoktu. Hiçbir mahkeme bu haberlerin yasaklanmasına izin vermedi benim özgür yargılama hakkım elimden alındı. Kamuoyu hüküm verdi. Benim uzaylırara hizmet etmediğim kaldı. Medya bu kadar sınırsız mı? Hakkımızda cahillikten her şey söyleniyor bunlar söylenirken nasıl adil yargılama yapabilirsiniz?

2025 yılında biz tamamen kurgusal uydurmalarla o korkunç algılarla yargılanıyoruz. Bu olayın sonuçlarında hastane el değiştirdi bir sürü hastane kapatıldı bu süreçte kimlerin mıntıka temizliği yapıldığı bu olayın sonunda bir savcı içişleri Bakanı olmayı cebine koydu. Biz normal şekilde yargılanmıyoruz.

Toplumsal olarak beni sildiniz ben öldüm biz bebek katiliyiz biz kan sattık biz en adiyiz biz toplumdan silindik

Medyaya yasağı vermeniz gerekiyordu. Bunu yapmanız gerekirdi. Bebekleri nasıl öldürdüler şeklinde çıkan haberler üzerinden biz kamuoyunda yargılanıyoruz bizim cezamız zaten kesildi.

Ben kendim söyledim burada hesaplarımın hepsini inceleyin tek bir şey görmeyeceksiniz dedim. Koskoca MASAK bile paranın mirasın bölüşümünden para geldiğini bilmiyor mu? Hayır o da algıya göre hareket ediyor'

Sanık Cansu Akyıldırım: Tüm hayatım değişti tahliye olmak istiyorum bir gecede hayatım mahvoldu

Cansu Durmuş: tahliyemi talep ediyorum bebek ölümleri ile ilgili sadece telefonda yanlış bir ifade yüzünden tutukluyum. İşimi özveri ile yaptım ihmali davranışım söz konusu değildir. Birçok kişiyi tanımıyorum. Örgüt. Suçlamasın kabul etmiyorum.

Damla Atak: tahliyemi talep ediyorum

Deniz Korkmaz: takdir mahkemenin

Dursun Eryılmaz: son 3 aydır hayatımız karardı. Tahliyemi talep ediyorum

Emine Avcı: tahliyemi talep ediyorum

Fehmi Alperen : örgüt ile ilgili bir dahilim yoktur. Burada örgüt lideri denen kişilerde de bağlantım yoktur. Epikriz yazan ben değilim hasta yönlendirdiğim iddiası varsa da delillendirilsin. Şafak operasyonunda evde değildim eşim aradı kaçma şüphem yoktur.

Tutukluluklara yönelik savcıya görüşü soruldu,

Savcı: üzerlerine atılı suç şüphesinin bulunması sebebiyle tüm tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi talep olunur.

Duruşma başladı. Savcı ve hakimin görevden alınması talepleri reddedildi.

Sanık avukatları: Soruşturmayı başlatan Savcı Yavuz Engin ile duruşma savcısı Kadir Kocakaya sosyal medyadan fotoğraf paylaşmıştır. Bu durum yargılama usulüne aykırıdır. Duruşma savcısının bu dosyadan alınmasını talep ediyoruz.

Mahkeme heyeti talebi değerlendirmek için yarım saat ara verdi. 

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 2'inci celsesinin görülmesine başlanıyor. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 26’sı tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın 2'inci celsesinin görülmesine başlanıyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu.

Öte yandan "yenidoğan çetesi"ne ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanırken haklarında soruşturma devam ediyor.

"Yenidoğan çetesini çökerten savcıya el çektirildiği" yönündeki asılsız paylaşımlar üzerine yürütülen soruşturma kapsamında da 5 kişi hakkında da dava açılmıştı.

Mahkeme heyetinin ilk duruşmadaki kararı doğrultusunda, tutuksuz yargılanan sanıklardan TRG Hospitalist Hastanesi doktorlarından Mehmet Gürül, TRG Hospitalist Hastanesi İdari Müdürü Murat Mantuş, doktor Şeyhmus Çelik ve Esenler Güney Hastanesinin mesul müdürü doktor Ali Dirik tutuklanmıştı.

Ayrıca, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca "Yenidoğan çetesi"ne ilişkin hazırlanan yeni fezlekede, şüpheliler Hilda Keykubad, Dursun Eryılmaz, Seher Çuhadar ve Şeyhmus Çelik hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10'ar yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Şüpheli Mustafa Kemal Zengin hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek" suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Fezlekede, diğer 13 şüpheli hakkında ise farklı suçlardan değişen oranlarda hapis cezası isteniyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul ve Tekirdağ Çorlu'daki bazı hastanelerin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Ayrıca, Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla 13 hastane ve 3 şirkette Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak görevlendirilmişti.

"Yenidoğan çetesi"ne ilişkin başlatılan yeni soruşturma kapsamında, 11 şüpheli tutuklanmış, 3'ü hakkında adli kontrol şartı uygulanmış, 1'i ise savcılıktan serbest bırakılmıştı.

Söz konusu soruşturma sürüyor.

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Ayrıca 8'i kadın 44 sanık hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.

İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.