hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Küfreden gençlik benim gençliğim olamaz"

    Küfreden gençlik benim gençliğim olamaz
    expand

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer 'özgürlükler' diyorsak, AK Parti iktidarı döneminde verilen özgürlükler bu ülkede hiçbir zaman verilmemiştir. Şu anda Taksim'de bulunanlar, yakıp yıkanlar, ülkenin değişik yerlerinde bulunanlar, yakıp yıkanlar soruyorum, "Bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Erdoğan, 17. Akdeniz Oyunları Tesisleri'nin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, 2001 yılında AK Parti'yi kurarken insanı, daha da önemlisi kadınları ve gençleri politikalarının odak noktasına yerleştirdiklerini, Hükümetin de bu anlayışla kurulduğunu, programının bu şekilde hazırlandığını söyledi.

    Eğitimde gerçekleştirilen büyük refomların gençler için yapıldığını, ülke genelinde 95 yeni üniversite kurulduğunu, yurtlar yapıldığını, mevcutların kapasitelerinin artırıldığını, 45 lira olan burs miktarının aylık 280 liraya çıkarıldığını, üniversite harçlarının kaldırıldığını aktaran Erdoğan, kendilerinden önceki iktidarların bu hizmetleri neden yapamadığını sordu.

    Türkiye genelinde yeni spor ve kültür merkezleri kurulduğunu, her zaman gençlerin yanında olduklarını bildiren Başbakan Erdoğan, seçilme yaşının da 30'dan 25'e AK Parti iktidarı döneminde indirildiğini hatırlattı.

    Erdoğan, tüm bu fiziki imkanların yanında gençlere daha büyük, daha kalkınmış, daha özgür bir Türkiye bırakmanın mücadelesini kararlılıkla verdiklerini belirterek, "Eğer 'özgürlükler' diyorsak AK Parti iktidarının döneminde verilen özgürlükler bu ülkede hiçbir zaman verilmemiştir. Şu anda Taksim Meydanı'nda bulunanlar, yakıp yıkanlar, ülkenin değişik yerlerinde bulunanlar, yakıp yıkanlar soruyorum; bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar? Sorar mısınız? Veya görüştükleriniz varsa kendilerine sorun; siz ne adına bunları yapıyorsunuz? Demokrasi adına mı? Özgürlükse özgürlüğü istemenin yolları var. Eğer fikrinize güveniyorsanız, düşüncenize güveniyorsanız düşünce hürriyetinden korkmayın. Siz kendiniz için belli bir özgürlük istiyorsanız başkalarının özgürlük alanına da tecavüz etmeyin" diye konuştu.

    "Biz hukuk içinde kalarak mücadelemizi verdik"

    Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkede, 10 yıllardır başı örtülü olduğu için üniversiteye giremeyenlerin özgürlüğü noktasında siz ne yaptınız soruyorum sizelere? Onların eğitim hakları acaba hak değil miydi? Eğitim-öğretim hakkından bu ülkede yıllarca, 10 yıllarca mahrum edilen bu kızlarımıza bu kadar zulmü reva görenler, şu anda ne adına acaba meydanlarda dolaşıyorlar? Ve konuyla ilgili bir ifade kullandığınızda AK Parti'nin kapatılması gündeme geldi. Fakat AK Parti'nin kapatılması gündeme geldiği zaman biz bu ülkede Taksim Meydanı'na çıkmadık, meydanlara dökülmedik.

    Biz hukuk içinde kalarak mücadelemizi verdik. Hukuk içinde kalarak bu mücadelenin neticesinde hakkımızı aldık. 330 milletvekilimiz vardı bizim o zaman. 330 milletvekilimize rağmen, biz seçmenimizi sokağa dökmedik. Ama şu anda bakıyorsunuz ki anamuhalefet sandıkta alamadığını buralarda arıyor. Ben de şimdi Mersinli kardeşlerime diyorum ki; 7 ay sonra bunlara dersi siz sandıkta vermelisiniz. Türkiye de sandıkta vermeli. Onun için oyuna gelmeyeceğiz. Ev ev, kapı kapı dolaşacağız benim başı açık kardeşim, başı örtülü kardeşim hep beraber dayanışma içinde bu işi çözeceğiz"

    "Bu oyuna gelmeyin"

    Erdoğan, bugün 20 yaş ve altında olanların Türkiye'nin hangi süreçlerden geçerek bu günlere geldiğini tecrübe etmediklerini vurgulayarak, onların AK Parti'nin tesis ettiği, güçlendirdiği, uğruna mücadele verdiği demokrasi ve özgürlük ortamında yetiştiğini söyledi. Bugünün gençlerinin koalisyon dönemlerini yaşamadığını belirten Erdoğan, "Kendi Başbakanına ağıza alınamayacak derecede küfreden bir gençlik benim gençliğim olamaz. Bunu duvarlara yazan bir gençlik hak arayışı içinde olan bir gençlik olamaz. Ve bugün çeşitli iş yerlerini, alışveriş mağazalarını basanlar bu ülkenin hak arayan bir gençliği olamaz. Kıracaksın, dökeceksin, yakacaksın. E? Hak arıyormuş. Ne hakkı ya. Ben aklıselim sahibi olan gençlerimize sesleniyorum; bu oyunu bozun, bu oyuna gelmeyin" şeklinde konuştu.

    "Başını iki elinin arasına al ve düşün"

    Gerçek manada çevreci olanlara, samimi olarak seslendiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Samimi olarak sesleniyorum; siz gerçek manada çevreciyseniz burada çevreci bir Başbakan var. Eğer gerçek manada çevreciyseniz siz o caddelerdeki, yaya kaldırımlarında kilit taşlarını söküp de kamunun araçlarını yakıp, yıkanlarla beraber olmamalısınız. İş yerlerini yakıp yıkanlarla beraber olmamalısınız. Sizler sivil vatandaşın araçlarını molotoflarla, taşlarla hatta elinde baktım ki balyozlarla onları vurarak kırmaya çalışanlarla beraber olamazsınız. Aklıselim sahibi olan gençlerimize sesleniyorum; başını iki elinin arasına al ve düşün, ben ne yapıyorum, 2 milyar 800 milyon bu ülkede fidan ve ağaç diken bir iktidara karşı, benim verdiğim bu çevrecilik mücadelesi olabilir mi?"

    "Şu İstanbul'un dili olsa da ayağa kalksa"

    Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüttüğü dönemde İstanbul'da gerçekleştirdiği çevre yatırımlarını anlatan Erdoğan, "Şu İstanbul'un dili olsa da ayağa kalksa. Çöldü çöl" dedi.

    Bugün altında piknik yapılan ağaçların kendi döneminde dikildiğini, refüjleri ağaçlandırdığına dikkati çeken Erdoğan, "İstanbul susuzdu. İstanbul'a 180 kilometre uzaklıktan dağları delerek suyu getiren belediye başkanı kimdi? Susuz İstanbul'u CHP belediyesinden aldım. 2,5 milyar dolar borçla devraldım ve 1 milyar 200 milyon dolar borçla devrettim. Çöp dağlarının olduğu bir İstanbul çevreci miydi? O çöp dağlarından İstanbul'u temizleyen belediye başkanı kimdi? Bu çevrecilik değil mi? Haliç kokudan geçilmiyordu. O Haliç'ten 2,5 milyar metreküp çamuru çıkarmak suretiyle bugünkü Vialand'ın olduğu taşocağını doldurup bugünün gençliğine, çocuklarına kavuşturan kimdi? Şimdi Haliç'te balık avlanıyor. Ve boğaz Sadabad ile birleştirildi ve oradan da sağolsun yeni Belediye Başkanımız Kadir Bey'in buraya getirdiği suyla artık bambaşka bir Haliç var. Bunlar hep çevre yatırımı olarak yapıldı" şeklinde konuştu.

    İstanbul'da geçmişte hava kirliliği nedeniyle maske ile dolaşıldığını da anımsatan Başbakan Erdoğan, "Hava kirliliğini İstanbul'da kim giderdi? Bu kardeşiniz giderdi. Tertemiz bir kent, hava kirliliği olmayan bir kent, yeşili olan, artan bir kent geleceksin sen şimdi Gezi Parkı'nda 12-13 tane ağaç sökülecek bir başka yere dikilecek, bize çevrecilik dersi vereceksin. Kusura bakma. Buradaki niyet başkadır. Buradaki niyet bozuktur. Samimi değildir. Eğer buna 'çevrecilik' adını veriyorsan benim kapım açık ama buradaki ideolojik temsil görevi yapanlara katılmayın. Kopun onlardan. Eğer çevreciysen bu Başbakan sizin emrinizdedir. Demokrasiyse bu Başbakan sizin emrinizdedir" değerlendirmesinde bulundu.

    Kılıçdaroğlu'na tepki

    Kendilerinin olaya farklı baktıklarını vurgulayan Erdoğan, "Seçmek zordur diyoruz ve seçilmeyi 18'e indirebiliriz diyoruz ve bunun üzerinde de çalışıyoruz" diye konuştu.

    Gençliği anlamak ve kulak vermek noktasında asla duyarsız olmadıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, gençlik ile yola çıkmış, gençlikle yürüyen, gençler için bu kadar yatırım yapan, büyük imkanlar sağlayan bir kadro olarak gençliğe asla sırtlarını dönmeyeceklerini bildirdi.

    Erdoğan, "Bunlar gençlik örgütlerinden gelmedi. Kılıçdaroğlu ne anlar gençlikten, diğerleri ne anlar gençlikten. Ama bu kardeşiniz 18 yaşından itibaren siyasette gençlik teşkilatlarının içerisinden geldi" diye konuştu.

    Başbakan Erdoğan, gençlere özgürlük ve demokrasi ortamı kazandıran bunun için mücadele veren, gençliğe daha büyük, güçlü ve itibarlı bir ülke kazandırmanın çabası içerisindeki bir hükümet olarak gençliğe asla kulaklarını tıkamadıklarını ve tıkamayacaklarını kaydetti.

    "Siyaseti öğren, ondan sonra yola çık"

    1980 öncesinde maalesef gençlerin birbirine silah doğrulttuğunu, çatıştığını ve karşı karşıya geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Bütün bu çatışmaların acı bir oyun, acı bir tuzak olduğu sonradan ortaya çıktı. Ardınan bu sefer farklı şekilde ama daha büyük bir acıyı yaşamaya başladık. 30 yıl boyunca terör ülkemizde can aldı. Yine gençler öldü, yine kaybedenler gençler oldu. Şimdi çözüm süreci başlattık. Halkımız sahiplendi buna. Gencecik askerlerimiz ve polislerimiz, korucularımız şehit oldular. Bakın şimdide önünde bir tane Prof, istisnalar kaideyi bozmaz, benim polisime hakaret ediyor. Bu polis, Türk milletinin polisidir, benim polisimdir ve bu polise hakaret etmeye senin hakkın yok. Siyaseti öğren, ondan sonra yola çık. Kaldı ki akademisyensin, burada da terbiyeni muhafaza et. Bu ülkede kalkıp da zaten bunları zerre kadar sorumluluğu olsa bu ifadeyi kullanmaz ama bunlarda sorumluluk bilinci de yok. Dolayısıyla polisimiz anarşiye karşı, teröre karşı bugüne kadar askeriyle, korucusuyla nasıl mücadele verdiyse bundan sonra da bu mücadelesini samimi şekilde verecektir."

    "Tuzak kurucular bu ülkede kazanamayacaklar"

    Polisin zaman zaman hata da yapabileceğini vurgulayan Erdoğan, ancak son olaylarda 600'ü aşkın polisin yaralandığına, 1 polisin de şehit olduğuna işaret etti. "Peki başkomiserimizi şehit edenlerin hesabını bunlar vermeyecek mi?" diye soran Erdoğan, hesabını soracaklarını bildirdi.

    Başbakan Erdoğan, "Oyun kurucular, tuzak kurucular bu ülkede kazanamayacaklar" dedi.




    Başbakan Adana'da da halka seslendi. Okumak için tıklayın...

    "Çapulcuların yaptıklarını yapmayız"

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow