hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kritik BDDK davası başladı: Sanıklar Halk Bank'ı hedef yapmakla suçlanıyor

    Kritik BDDK davası başladı: Sanıklar Halk Bankı hedef yapmakla suçlanıyor
    expand
    KAYNAKAA

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınlarının, TÜRGEV'in ve bazı iş adamları ile büyük projeleri yürüten firmaların hesaplarında usülsüz sorgulama yapmakla suçlanan eski BDD çalışanlarının yargılandığı davaya başlandı. 31'i tutuklu 33 FETÖ sanığı, FED yetkilileriyle gizli görüşmeler yapmakla ve Halk Bankası'nı ve yöneticilerini İran ambargosu bağlamında ABD'nin hedefi haline getirmekle itham ediliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) çalışma esaslarına aykırı şekilde, önemli projelere imza atan bazı iş adamları ile Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ve İHH İnsani Yardım Vakfı gibi vakıfların banka hesapları usulsüz sorgulanarak elde edilen bilgilerin FETÖ/PDY'ye aktarılmasına ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile dönemin bazı BDDK yönetici ve çalışanlarının da aralarında bulunduğu 31’i tutuklu 33 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması başladı.

    Atilla'nın avukatından Zarrab'a suçlama

    Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu karşısında bulunan binadaki salonda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmada, 31’i tutuklu 32 sanık ile avukatları hazır bulundu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında iş adamları Ali İbrahim Ağaoğlu, İbrahim Çeçen, Ethem Sancak ve Abdullah Tivnikli’nin de bulunduğu çok sayıda müşteki, avukatları aracılığıyla davaya katılma talebinde bulundu.

    Duruşmada sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından, görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, katılma talebinde bulunanların suçtan zarar görme ihtimallerine binaen taleplerin kabulüne karar verilmesini istedi. Sanıklar ve avukatları ise katılma taleplerinin reddedilmesi yönünde beyanda bulundu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Levent Gök MİT'in Zarrab raporunu açıkladı

    İddianameden

    İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Evliya Çalışkan tarafından, firari FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 31'i tutuklu 33 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, 17/25 Aralık 2013 dönemindeki kabine üyelerinin tamamı ile iş adamları Abdullah Tivnikli, Ali İbrahim Ağaoğlu, Muharrem Usta, İbrahim Çeçen, Nihat Özdemir, Ethem Sancak, Mustafa Topbaş, Usame Kutub, Sezai Bacaksız, Abdülkerim Çay, Celal Koloğlu, Mehmet Cengiz ile Cemal Kalyoncu'nun da aralarında bulunduğu 30 kişi ile TÜRGEV, İHH, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Halkevleri Vakfı ile Türkiye'deki önemli projelere imza atan 31 şirket, müşteki olarak yer aldı.

    ABD’de süren davanın savcısı açıkladı: 'Reza Zarrab suçunu kabul etti'

    İddianamede, yasal zorunluluk ve BDDK'nın çalışma esaslarına rağmen BDDK çalışanı şüphelilerin, hiçbir şekilde başkanlık görevlendirmesi, ilgili kurumların talebi, ihbar ve şikayet olmaksızın, mağdur ve müştekilerin 17 bankada bulunan hesapları üzerinde yasa dışı ve sistematik olarak, yoğunlukla 17/25 Aralık kumpas sürecinde olmak üzere, 1 Ocak 2013-30 Haziran 2014 tarihleri arasında 6 bin 106 sorgu yaptıkları belirtildi.

    Bahçeli'den Zarrab açıklaması: Yargılansın

    Sanıkların, elde ettikleri bilgileri hiçbir resmi bildirime, rapor ve mütalaaya konu etmeksizin doğrudan FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne aktardıklarına vurgu yapılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Gerçek ve tüzel kişilerden oluşan mağdur ve müştekilerin bankalar nezdinde bulunan hesapları üzerinde yapılan bu usulsüz sorgular, özellikle Haziran 2013'te yoğunlaşmaya başlamış, Kasım 2013 ve Aralık 2013'te zirve yapmıştır. En yüksek sorgunun yapıldığı dönem, Kasım ayı ve 25 Aralık'a kadar olan dönem, yani yılın sonudur. Oysa BDDK'nın çalışma ve denetim esasında, yıllık denetimin yılın sonuna bırakılması söz konusu değildir. FETÖ/PDY mensubu şüpheliler usulsüz sorgulamayı, tamamen 17/25 Aralık kumpas sürecine matuf yaptıkları için sürece paralel bir planlama söz konusudur."

    Hakan Atilla'nın davasıyla ilgili yeni gelişme

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yakın isim ve kurumlar hedefte

    Sanıkların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde danışmanı Ali İhsan Arslan, Devlet Denetleme Kurumu ve o dönem Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı olan Yunus Arıncı, Cumhurbaşkanı'nın eşi Emine Erdoğan'ın özel kalemi Ela Çakıcı, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Abdülkadir Kart gibi Erdoğan ve ailesine yakın gerçek kişilerin yanı sıra, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) gibi tüzel kişilerin banka hesaplarında usulsüz sorgulama yaptıkları belirtildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İddianamede, sanıkların ayrıca Emrullah Turanlı, Celal Koloğlu, Mustafa Latif Topbaş, İbrahim Çeçen, Nihat Özdemir, Ethem Sancak gibi üçüncü havaalanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Körfez Geçiş Köprüsü, Hızlı Tren, nükleer santral, enerji hatları, otoyol ve savunma sanayi gibi stratejik yatırımları yapan firmaların sahibi, ortağı ve temsilcisi olan gerçek kişileri hedef alarak, vakıf ve dernek niteliğindeki mağdur ve müştekilerin mevduat hesaplarına da odaklandıklarına yer verildi.

    Sanıkların hiçbir resmi planlama, görevlendirme ve talep olmaksızın 17 bankada aylarca devam edecek şekilde binlerce usulsüz ve kanunsuz sorgu yaptıkları anlatılan iddianamede, bunları herhangi bir rapora konu etmedikleri de belirtildi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    'FETÖ'nün hedefindeki vakıflar, TÜRGEV ve İHH'

    FETÖ/PDY'nin hedef aldığı vakıflardan birinin TÜRGEV olduğuna işaret edilen iddianamede, örgüt mensuplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesini, vakfın faaliyetlerini desteklediği için hedef aldıkları anlatıldı.

    Örgütün hedefindeki vakıflardan birinin de İHH İnsani Yardım Vakfı olduğu belirtilen iddianamede, İHH'nın, Mavi Marmara gemisiyle Gazze'ye yardım kampanyasını organize eden niteliği gereği, örgütün hizmet ettiği güçlerin de hedefinde olduğuna vurgu yapılarak, İHH'nın bu niteliği gereği hem Selam Tevhid kumpas soruşturmalarında hem de 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarından hemen sonraki kumpas operasyonlarına hedef olduğu kaydedildi.

    İddianamede, sanıkların niyetlerinin sadece sorgu yapmak olmadığı, sorgu sonuçlarını kaydederek, banka dışına çıkarmak niyetiyle hareket ettiklerinin altı çizilerek, elde edilen verilerin FETÖ/PDY'ye aktarıldığı bildirildi. FETÖ'nün BDDK'da görev yapan şüpheliler aracılığıyla gerçekleştirdiği bu eylemlerini tamamen, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevini yapmasını kısmen ya da tamamen engelleme amacıyla yapılan 17/25 Aralık kumpas soruşturması kapsamında icra ettiği vurgulanan iddianamede, örgütün usulsüz sorgulamayla hedef aldığı mağdur ve müştekileri bu amaç doğrultusunda belirleyerek hedef aldıkları anlatıldı.

    'Halk Bankası'nı hedef yaptılar'

    İddianamede, FETÖ/PDY'nin 17/25 Aralık kumpas soruşturmasıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti'ni, kamu bankaları ve özellikle de Halk Bankası üzerinden, "İran'la ambargo kararlarına aykırı ticaret yaptığı, hatta kara para aklayıp teröre destek verdiği" algısı oluşturmak için Halk Bankası'nı ve yöneticilerini doğrudan soruşturma kapsamında hedef aldığı ifade edildi.

    Türkiye'nin ambargo muafiyetini dahi görmezden gelen düşmanca değerlendirmeler yapılarak, uluslararası kamuoyunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve Hükümeti'ni zor durumda bırakmak ve baskı altına almak kastıyla hareket edildiğine vurgu yapılan iddianamede, belirtilen dönemde sanıkların örgütsel tavır, mensubiyet duygusu ve aynı yerden emir ve talimat alma saikiyle benzer tavırlar sergiledikleri bildirildi.

    'FED yetkilileriyle gizli görüşmeler yapmışlar'

    Sanıklardan Murat Yıldırım ve Ramazan Canik'in denetim raporu hazırladıkları Ziraat Bankası New York şubesinin Amerika Merkez Bankası (FED) ile problem yaşandığını dayanağı olmayacak şekilde öne çıkardığı belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

    "Bağlı olduğu kurumun bilgisi olmadan, görev kapsamında olmamasına ve böyle bir yetkisinin bulunmamasına rağmen, FED yetkilileriyle gizli görüşmeler yapmışlar, 19 Ağustos 2013'te görevlendirilmelerine rağmen raporlarını zamanında sunmamışlar, örgüte ait medya aracılığıyla banka şubesinin kara para aklama isnadıyla itham edilmesini sağlamışlardır."

    Sanıkların kamu bankalarını zor durumda bırakmak için rapor hazırlattığı belirtilen iddianamede ayrıca, Bank Asya'nın TMSF'ye geçmesini engellemeye çalıştıkları da ifade edildi. İddianamede sanık Oktay Çolak'ın daha sonra katılım bankalarından sorumlu daire başkanvekilliğine getirildiği, burada da örgüte ait Bank Asya'yla ilgili işlemleri takip ettiği kaydedildi.

    Bu dönemde, sanıklar Ali Güleç ve Mustafa Birdişli'nin bankanın TMSF'ye devrini engellemek için bankanın notunu kasıtlı olarak yükselttikleri, 19 Mart 2015'te rapor hazırlandığı, örgütün finans ayağıyla ilgili tüm kurum işlemleri örgüte sızdırılarak kurumun müdahalesinin engellenmek istendiği anlatıldı.

    İstenen cezalar

    İddianamenin bir numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında, ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak'', ''silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek'', ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'' ve ''Bankacılık Kanunu'na muhalefet'' suçlarından bir kez ağırlaştırılmış müebbet ve 35 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, aralarında örgütün sözde ''BDDK imamı'' olduğu değerlendirilen Utku Tosun, yine kurumda bir dönem yöneticilik yapan Fatih Öztürk, Mustafa Yıldız ve Oktay Çolak ile murakıp Naim Kahveci, murakıp Ramazan Canik hakkında da ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek'', ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak'', ''silahlı terör örgütü yönetmek'' ve ''Bankacılık Kanunu'na muhalefet" suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 21 yıldan yüz elli dokuzar yıla kadar hapis cezası talep edildi.

    İddianamede, diğer 26 şüpheli hakkında ise ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' ve ''Bankacılık Kanunu'na muhalefet'' suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 13 yıl ile 450 yıl arasında değişen hapis cezası istendi.

     

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow