"Kötülük gayret istiyor"
Cem Yılmaz, 5 Ocak’ta vizyona girecek filmi ‘Arif v 216’ öncesi Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay'a konuştu. Cem Yılmaz’ın yeni yıl dileği: Biz iyiyi aktive edip kötüyü anca filmlerde görelim.
Haberin Devamı
/

◊ Sinema tarihimizin en büyük yapımını çektin. Memnun musun filmden?- Çok memnunum. Şener Abi’nin (Şen) bir sözü var: “Filmi çekmek çok güzel, insanlara göstermesi de olmasa çok güzel meslek!” Bir buçuk sene uğraştım, şimdi “Söz seyircinin” bölümündeyiz.◊ ‘G.O.R.A.’-‘A.R.O.G’ dünyasının acayip fanları varmış. Twitter’da gördüm, insanlar ciddi ciddi set kurup filme amatör fragmanlar çekmişler! - Bugün birini ben de gördüm, korktum. Bizimkinden uzun ve öykü devam ediyor. “Devamını nereden biliyor?” dedim. Arif, 216, Bob Marley Faruk... Takipçi kitlesine sahip çizgi roman kahramanları gibi oldular. “Arif’in sesi değişmiş” diyorlar. 27 yaşındaydım, şimdi 45’im! İlk gün, Ozan’la iki arkadaşın yeniden rastlaştığı sahneyi çektik, epey duygulandık.◊ Ne güzel... - Bizim için yaşayan insanlar oluyor. Özge’nin (Özberk) telefonu bende ‘Ceku’ diye kayıtlı (Arif’in filmdeki eşi).◊ ‘Ceku’ anneannenin lakabı, değil mi? Amma ilginç lakaplar var sizin ailede... - Önceki jenerasyon Rumca konuşurdu. Selanik göçmeni anne tarafı. Garip lakapları vardı, yitip gitmesin diye kullandım.
/

◊ Filmde 90’lar kuşağını da madalya kürsüsüne çıkarmışsın: Mustafa Sandal, Tarkan... - Emektarları koydum, gerçekten emek verenleri. Çünkü onlar kaldı. Kendini gerçekten adamışlık... Fark yaratan her şeyin içinde çocuksu bir samimiyet var. Diri tutan, o samimiyet oluyor.◊ Ediz Hun, Filiz Akın, Zeki Müren daha naif, masum dönemlerimizin figürleri. Seni nasıl hatırlayacaklar acaba ileride? - İşler kötüye giderse bir lord gibi hatırlayacaklar. Halbuki serserinin biriyim. 20 sene önce ‘fırlama çocuk’tum, şimdi bazısı snob buluyor.◊ Nasıl?- Beyoğlu’na gidiyorsun, “Vay, siz buraya gelir miydiniz?” diyor. Ben buradan geliyorum zaten! Gerçekle kopuyor olay. Yaşsız kalıp gençliğindeki kadar fırlama, tatlı serseri ama yaşanmışlığıyla tecrübeyi aktaracak bir seviyede olmak isterdim. Rahmetli baban (Ünsal Oskay) da öyleydi. Mesela Aydın Boysan... 96-97 yaşında. Peki 15 yaşındaki halinden bir gram farkı var mı? Bence yok. Tek farkı o külliyat. Bilgisi, zihni, kütüphanesi. Böyle biri olmak isterim yaşlanırsam, kararmak istemiyorum.
Haberin Devamı
/

◊ Peki, stand-up ne zaman?- Olsa da yapsak...◊ Özlüyor musun?- Çok! Her an sahneye çıkacak gibi hazırım.◊ E hadi o zaman, niye çıkmıyorsun?- Yaparım da çok yoruluyorum moruk. Yaşlandık artık. Gençliğimde günde iki kere sahneye çıkıyordum. Yapamam şimdi o kadar. Şubat-martta olabilir belki. Bir-iki senedir çok var yapan. Hoşuma gidiyor. Yolda sahneye çıkan delikanlıya rastladım, “Abi ne zaman yapacaksın? Biraz ileri atabilir misin? Taksite girdim” dedi!
/

◊ Yeni yıl kapağı yapıyoruz gazetede... Ne söylemek istersin?- Benim 84’ten alacağım var. Yazın lütfen.◊ Hahaha, tamam! Başka? - Büyük bir içsel aydınlanma dilerim. Geçen sene çok umutluydum yılbaşından. “Oh be!” diye derin bir nefes derken, yılbaşı gecesi terör hadisesiyle perişan olduk. Öyle bir çağ ki artık “Marslılar mı inecek, kim inecekse insin” durumuna geldik.◊ Neden?- Hayat insan için giderek zorlaşıyor. “Şu taşı bileyli tutayım da yarın öbür gün bir hayvan avlar, onu rahat keserim” diyen insanlar geçti dünyadan. Şimdi herkesin sırtında büyük yük var. 27 yaşında ölüyormuş Neandertal insanlar. Meyveler düştü mü? Düştü. Yanardağ patlar mı? Belki patlar. Çok konforlu bir hayatmış.◊ Umutlu musun gelecekten? Çocuğunun hayatı nasıl geçecek acaba diye düşünüyor musun?- Fark etmez. ‘I Am Legend’ filmindeki gibi tek başına gezse de olur.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

◊ Babalık nasıl geldi sana?- Hah! Bu bölümü seve seve açarım. Gerçek zaman makinesi. İnsan başka bir bedene giriyor ve kendi çocukluğuna yolculuk yapıyor. Bilimkurgunun kralı o! Memnunum da oğlumdan; hıyarın teki olsaydı söylerdim, acımazdım, biz öyle yetiştirildik. Bizde hıyara hıyar denir. “Aa bizim oğlan, bakma öyle gerzek duruyor ama maşallah çok parlak çocuk.” Böyle bir şey yok. Benim bilmediğim şeyleri bildiği hissine kapılıyorum, hoşuma gidiyor.◊ Kaç yaşında?- 5 buçuk, küçük daha ama çok iyi niyetli, duygusal bir çocuk.◊ Komik mi Kemal? - Bunun kadar hiçbir şeye şaşırmayan birini görmedim. Sofya’da film çekiyorum; saçlarım, bıyıklarım beyaz, gözlerimde lens, yüzümde kan... Annesiyle geldiler. “N’aber baba?” dedi. “N’aber baba” mı! Bir şey de ya! Son filmi çekiyoruz, sette uzay gemisi var, geldi yine:-Ne zaman bitecek işin? -Niye?-Mars’a gideceğim, bahçeye getir. -Mars çok uzak oğlum.-O zaman Ay’a giderim. -Peki nasıl döneceksin? “Püfff, tabii ki düğmelere basarak” diye küçümsedi beni. Şaşırmıyor yani. O enteresan geliyor bana.
/

◊ Neden 1969’a gidiyoruz filmde? - Kahramanlardan biri dünyayı eski Türk filmlerinden biliyor. Dünyalıları ‘Ofsayt Osman’ filmini izleyerek öğrenmiş, böyle bir kökü var. Yoksa kendime ait bir nostalji değil bu.◊ Sinema tarihine saygı duruşu var filmde. Sadri Alışık, Ayhan Işık, Filiz Akın.... - Bize düşmez ama yapayım dedim. Bu kişisel bir fetiş değil, yaygın bir sevgi. Bu işlere teşne olmamıza sebep olan enerjiden bahsediyoruz. İçinden söküp atamazsın onu. Refleks gibi. ‘Komedik’ bir film yazarken Arzu Film filmlerinden kopma ihtimalin yok, organizmana girmiş.◊ Sadri Alışık’ın büyük bir hayranısın. - Tiyatro kökenli ya; kendini seslendirmesi, tonlama, canlılık onu ayrı yere koyuyor. “Ah ulan ah!” dediğinde o ‘ah’ ve ‘ulan’ın gerçek olması... Sokaktaki adam gibi, kendi gibi olması... Belgesel gibi. Turist Ömer’in kullandığı dil, Hulki Aktunç’un ‘Büyük Argo Sözlüğü’ gibi referans veriyor.Ajda Pekkan kostümü kendi çizdi◊ Ajda beğenmiş mi kendisini canlandıran Farah’ı?- Şapkası, saçı, kıyafetinin kenarına kadar kendisi çizdi kostümü.◊ Ya Zeki Müren? Yaşasaydı ne derdi acaba? - Çok güleceğini tahmin ediyorum. Bir yerde sıkıştırıp “Ayağını denk al” diyeceğini de biliyorum. Levent’teki villasının aynısını yaptık. Evinde Çince yazılar var, eski dergilerde görürsünüz. ‘İlkbahar, yaz, sonbahar, kış’ yazıyormuş. Zeki Bey son iki mevsimi ters yazdırmış. Biz de ters yazdık.
Haberin Devamı
Haberin Devamı
/

◊ Ekip artık iyice oturdu. Hepsi şahane iş çıkarmış.- En ufak rolde bile çok kıymetli insanlar “Ay ben bu kadar mı konuşuyorum” demeden oynadı. Onlarla daha nice film yaparım. “Abi, hep aynı adamlar!” diyorlar. E çünkü onlar iyi. Ben Zafer Algöz’ü 1988’de sahnede izledim, 15 yaşında çocukken. Ozan Güven’i bin senedir izliyorum. Ne yaptı, ne yapmak istiyor, bunlara bakıyorum. Atıf Yılmaz’ın ‘Arkadaşım Şeytan’ını çocukken izlemiştim. Mazhar Alanson müzisyen Fatih’i oynuyordu, oyunculuğundaki sadelik beni çok çarpmıştı. Özkan Abi’yi (Uğur) ‘Eşkıya’da izlemiştim. Sonra tiyatroda izledim. Kendini o rol için yerden yere atıyordu. O kadar inandırıcıydı ki.◊ En yakın arkadaşın Ozan Güven mi? - Tabii. Çok yakın çünkü bir de taşındı 20 metre yanıma.
/

◊ Ne var sırada? - Garip bir fikrim var: 60 dakikalık filmler. 2018 ya da 2019’da. Bir seansta iki film. 10 hikâyem var; kara komedi gibi. ◊ Nefismiş! Bir istek sorusu var konuştuğum kişilerden. Şener Şen’e ne zaman rol verecek filmlerinde diyorlar... - Ben çok istiyorum abi, çok söylüyorum. Müstehzi bir şekilde gülüyorlar.◊ Hayır mı diyor?- Hayır demiyor. “Müstehzi bir şekilde gülüyorlar” de, onlar anlayacaktır. İstemez olur muyum... Yavuz Abi’ye (Turgul) de defalarca söyledim. Şener Abi’ye yakışacak bir şey de bulmuştum. Riski azaltmak için Yavuz Abi’me “Siz yazın, biz de ekipte olalım” dedim. Onun tasarımına güveniyorum.
Haberin Devamı
Haberin Devamı