Kızılırmak Nehri'nin çok geniş bir topoğrafyada aktığını söyleyen Doç. Dr. Ekici, "Irmaklar özellikle bu yaygın topoğrafyada akarken bulundukları bölgedeki kaya mitolojilerinden çok fazla malzemeyi alıp, bünyelerinde taşırlar. Bu taşıdıkları malzemelerin bulunduğu bölgeye baktığımızda; Kızılırmak, Kızıldağ'dan doğduğu noktadan özellikle bulunduğumuz coğrafya Sivas'tan geçerek Samsun'a uzanana kadar kilometrelerce uzunluktaki serüveninde çok çeşitli kayalardan parçacıklar koparıyor. Özellikle de bu bölgede yaygın olarak bulunan ofiyolitik kayalar da ultramafik, ultrabazik magmatik kayalardan başlayıp, en üstteki genç magmatik gibi kayaçlara uzanan bir kaya istifinden bahsediyoruz. Bu kadar çok çeşitliliğin olduğu bir yerde mevsimsel akışların son derece önemi var. Şu anda bulunduğumuz mayıs-haziran döneminde akışlar çok fazla. Yağan karların erimesiyle beraber bu çok zengin kaya litolojilerinden sökmüş oldukları kaya parçalarını bünyesinde bulunduruyor. Bu akış hızı nedeniyle de nehir en fazla bulanıklığı ve kızıllığı yaşıyor" dedi.
'NEHRİN BU KIZILLIĞI HİÇBİR ZAMAN BİTMEYECEK'
Kızılırmak Nehri'ni besleyen bölgelerdeki kayaçların olivin, piroksen, amfibol, feldspat ve kil mineralleri bakımından zengin olduğunu belirten Doç. Dr. Ekici, "Ultrabazik magmatik kayaçlardan almış olduğu mineraller, Kızılırmak'a koyu bir renk veriyor. Sadece bunlar değil tabi. Killi, kumlu kayalar da Kızılırmak havzası içerisinde çok yaygın şekilde bulunuyor. Bu saymış olduğum kayaların çok yaygın olmasından kaynaklı bu kadar renkli bir görüntü veriyor. Temmuz ve ağustos aylarına doğru ise yağış miktarının azalmasıyla beraber bu coğrafyada akış yavaşlayacak. Ancak nehrin bu kızıllığı hiçbir zaman bitmeyecek. Nehri besleyen kollardan Fadlum Irmağı için de söylediğimiz şeyler geçerli. Sadece Fadlum değil; birçok ırmak Kızılırmak'a ulaştığı yerde taşıdığı malzemeleri nehre ekliyor" diye konuştu.