hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Kireçci: BAE fonluyor, Mısır eğitiyor, komşu destekliyor

    Kireçci: BAE fonluyor, Mısır eğitiyor, komşu destekliyor
    expand

    Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci Hafter ve Libya'daki son gelişmeler hakkında konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci dış politika ve Libya'ya ilişkin Sabah'a konuştu. Kireçci, "Libya’da meşru hükümet dururken darbeciyi desteklemek normal gibi gösteriliyor. İtalya dışında AB ülkeleri de buna destek veriyor. Burada çıkar ve paylaşım savaşları var" dedi.

    Küreçci "Bir tarafta meşru, uluslararası sistemin tanıdığı bir hükümet dururken İtalya dışında AB ülkeleri darbecilerin liderini destekliyor. Bu milislerin fonunu BAE sağlıyor, Mısır eğitiyor, Yunanistan destekliyor, Rusya askeri danışmanlık veriyor. Herkes bu durum normalmiş de Türkiye'nin Libya ile yaptığı mutabakat anormalmiş gibi davranıyor. Bütün bunlar baskıcı despot dedikleri Kaddafi'yi devirip, bir başka darbeciye Libya'yı bırakmak için mi yaşanıyor. Burda normal bir şey yok, sadece çıkar savaşları, paylaşım savaşları var." diyerek sözlerine devam etti. İşte Kireçci'nin röportajından öne çıkanlar;

    "Bizim Libya'yla yaptığımız mutabakat Hafter'in arkasındaki ittifaklar zincirini de açığa çıkardı"

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve İsrail'in öncülüğünde oluşturulan paylaşım anlaşmalarına Türkiye'nin sessiz kalmasını bekleyenler yanıldı. Ülkemiz Akdeniz'deki haklarında taviz vermeyecektir; meşru haklarımızı kimseye tehdit oluşturmadan savunma konusunda kararlıyız. Türkiye'nin olmadığı bir deniz kaynakları paylaşım anlaşması orta ve uzun vadede yürümez ve ekonomik olarak sürdürülebilir değildir. Libya ile yaptığımız mutabakat bölgede Libyalılar'ın da haklarını gözetiyor."


    Ortadoğu'nun karanlık aktörü: BAE

    Türkiye-ABD ilişkileri çok inişli çıkışlı. Yoğun dış politika gündemi içerisinde iki ülke ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

    ABD bizim NATO'da en önemli müttefiğimiz. Ancak soğuk savaşın bitmesiyle birlikte dünya sisteminde yaşanan kırılmalar, belirsizlikler ve daha da önemlisi Türkiye'nin etrafında oluşan ateş çemberi bizi yıllardır zorluyor. FETÖ'nün hain darbe girişimi sırasında ABD'den beklediğimiz desteği göremedik, FETÖ'nün hala korunup kollanması, ABD'de Türkiye aleyhine faaliyetlerine izin verilmesi ilişkileri sürekli geriyor. ABD'nin PYD ile doğrudan ilişkisi de bir sorun. Aslında hem ikili ilişkilerde hem de bölgesel ve küresel düzeyde ABD ile yapabileceğimiz çok şeyler var. Ticaret hacminin geliştirilmesi, Karadeniz ve Akdeniz'in güvenliği ve Orta Asya gibi birçok alanda işbirliği imkanları çekişme alanlarından daha fazla. Fakat bunların hayata geçebilmesi için ikili ilişkileri karşılıklı güven ekseninde kurumsal boyutlara taşımak gerek. Buna da ABD karar verecek; Türkiye ile ilgili önyargıları yıkıp bu alanları geliştirmek onların elinde.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ASYA'NIN DA AVRUPA'NIN DA PARÇASIYIZ

    Türkiye-Rusya ilişkilerinde birçok konuda birlikte uyumlu ilerliyoruz. Belki buna Çin'i de ekleyebiliriz. "Türkiye Batı'dan kopuyor" eleştirilerine katılıyor musunuz?

    Hayır, Türkiye Batı'dan kopmuyor. Bu bir stratejik tanımlama hatası olur. Türkiye'nin Batılı olmasına veya olmamasına başkaları karar veremez.
    Atalarımız Mudanya'dan karşıya geçdiklerinde, hatta 1061'de Anadolu'ya girdiklerinde o iş tamamlanmıştı.
    Fatih İstanbul'u aldığında Roma'nın mirası da Osmanlı'ya geçti. Dolayısıyla biz Asya'nın olduğu kadar Avrupa'nın da bir parçasıyız.

    ERDOĞAN'IN HALK ADAMI KİMLİĞİNİ TEHDİT GÖRÜYORLAR

    BAE neden doğrudan Türkiye'yi hedef alıyor?

    BAE bölgede Arap Baharı ile başlayan süreçten rahatsızdı. Diğer kraliyetler ve İsrail de rahatsızdı. Körfez liderlerinin çoğu, ortaya çıkabilecek demokratik taleplerden çok ürküyorlar. Halkın yönetime katılmak istemesi ve bu sürecin de Türkiye ile, Erdoğan'ın halk adamı kimliği ile özdeşleştirilmesi hem ülkemizi hem de Erdoğan'ı tehdidin kaynağı olarak gösteriyor. Bunu yok etmek, etkisiz kılmak ve itibarsızlaştırmak için muazzam bir faaliyetler zinciriyle karşı karşıyayız.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow