hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Kimse mağduriyet edebiyatı yapamayacak"

    Kimse mağduriyet edebiyatı yapamayacak
    expand

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Meclis'e başörtüsüyle gelen AK Partili milletvekilleriyle ilgili, "Parlamentoda tarih yazdık. Artık hiç kimse türban üzerinden mağduriyet edebiyatı yapamayacak" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Parti Meclisi (PM) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlığında toplandı.

    CHP'nin geçen hafta parlamentoda tarih yazdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bazı AK Partili kadın milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu'na başörtüsü ile gelmesine değindi.

    Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    "AKP'liler, onların medyaları, kalemşörleri hazırlanmış kıta kıta bekliyorlar. CHP'ye saldıracaklar, püskürtecekler, ezecekler. Bütün bunların hazırlıklarını yapmışlar. CHP, kendisine yakışan tavırla Parlamento'da yerini aldı, konuşmalarını yaptı. Şu gerçek ortaya çıktı; biz CHP olarak kadının bedeni, giysisi üzerinden siyaset yapmayı doğru bulmuyoruz. Düne kadar hem kadının bedeni
    üzerinden hem giyimi üzerinden siyaset yaptılar. Utanmadan dönüp, CHP'yi suçladırlar. Biz kadın erkek eşitliğine inanan, kadına seçme, seçilme hakkını getiren bir partiyiz. Kadının siyasette, toplumsal yaşamda daha fazla rol almasını isteyen partiyiz. Bunun için mücadele ettik. Biz çok önemli bir gerçeği Türkiye'nin gündeminden sildik, aldık. Artık hiç kimse türban üzerinden mağduriyet edebiyatı yapamayacak. Hazırlıkları ona göre yapmış, saldırılarını da ona göre hazırlamışlardı. Tam bir bozguna uğradılar."

    İnce ve Pavey'e teşekkür

    Genel Kurul'da CHP adına konuşma yapan Grup Başkanvekili Muharrem İnce ve Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey'e teşekkür eden Kılıçdaroğlu, özellikle Pavey'in konuşmasının büyük etki yarattığını, ancak alkışlamaları gerekenlerin saldırıya geçtiğini söyledi.

    Kılıçdaroğlu, "Bunu beklemiyorlardı, ezberleri bozuldu" ifadelerini kullandı.

    AK Parti iktidarının kadına özgürlük getirdiğini iddia ettiğini, ancak bunun gerçeği yansıtmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, sadece İstanbul'da onbinlerce başörtülü kadının sosyal haklardan yoksun şekilde çalıştığını bildirdi.

    AK Parti üyelerinin bu soruna değinmediğini savunan Kılıçdaroğlu, onların sorunlarını da CHP'nin dile getirdiğini bildirdi.

    "Kadını vitrin olarak kullandılar"

    AK Parti'nin kadınları asıl amaçlarına ulaşmak için vitrinde kullandığını, samimi olmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, kafalarının ardında gizli gündemleri olduğunu, adım adım hayata geçirilen uygulamaların bu gerçeği gözler önüne serdiğini söyledi.

    Dünya Ekonomik Forumu'nun 2013 yılı Cinsiyet Ayrımcılığı Raporuna göre kadın-erkek eşitliği açısından Türkiye'nin 136 ülke arasında 120. sırada olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin getirdikleri uygulamalarla kadınların istihdama katılımını da engellediğini savundu.

    "Sivil dikta ile karşı karşıyayız"

    Türkiye'nin demokrasi açığının gün geçtikçe arttığını, mücadele edilerek elde edilen kazanımların parça parça vatandaşın elinden alındığını ifade eden Kılıçdaroğlu, akademisyenlerin, öğrencilerin, gazetecilerin, askerlerin, aydınların hapishanelere atıldığını söyledi.

    Hükümetin açılım çerçevesinde halka yeni ve modern hapishaneler vaad ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dikta rejimini bundan daha güzel anlatan bir söylem olamaz. Bir sivil dikta ile karşı karşıyayız. Biz sıradan bir demokratik ortam içinde iktidardaki bir partiye karşı mücadele vermiyoruz. Bizim mücadelemiz AKP devletine karşı. Çok partili rejimden tek partili devlete doğru gidiyoruz" diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, bazı çevrelerin kendisini "diktatör" ifadesini kullandığı için eleştirdiğini ifade ederek, "Hangi demokraside başbakan bir ile gidecek, 'olabilir ya şu kişiler protesto edebilir' diye onları önceden toplayıp hapse atıyorsunuz. Kenan Evren bile bunu yapmadı. Bunu yapan adama ben diktatör demezsem doğruyu söylememiş olurum" değerlendirmesinde bulun.

    "Demokrasi konusunda kimse elimize su dökemez"

    Kılıçdaroğlu, CHP'ye yönelik her türlü eleştiriye açık olduklarını, ancak demokrasiyi bu ülkeye getiren, derinleşmesi için çaba harcayan ve bedel ödeyen bir parti olarak "siz demokrasiyi getirmediniz" şeklindeki sözleri kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi.

    "Biz demokrasi konusunda sadece elini değil, gövdesini taşın altına koyan bir partiyiz. Kimse demokrasi konusunda bizim elimize su dökemez" diyen Kılıçdaroğlu, egemenlik hakkını sultandan alıp, halka verenin kim olduğunu, herkesin sorgulaması gerektiğini söyledi.

    Kendilerinin "yolunu bulanlar partisi" olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, CHP'nin bütün söylemleriyle Türkiye'yi çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmaya çalışan, kalıcı bir parti olduğunun altını çizdi.

    CHP'nin çok partili yaşamının yanı sıra sosyal demokrasiyi de ülkeye getirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Herkes haddini, yerini bilecek. CHP ile oturup konuşacaksanız, adam gibi oturup konuşacaksınız" dedi.

    "Cam gibi tertemiziz"

    Kılıçdaroğlu, CHP'nin özgürlüklerden ödün vermeyen, kimsenin etnik kimliği ile uğraşmayan, inanç üzerinden siyaset yapmayan bir parti olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

    "Diyanet İşleri Başkanlığını, İmam Hatip mekteplerini, İlahiyat Fakültelerini biz kurduk. Ama biz çıkıp meydanlarda bu işin siyasetini yapmadık. Bunları yapmayanlar, bunun siyasetini yapmaya başladılar. Dini siyasete alet ettiler. Bütün yurttaşlarıma söylüyorum; dini siyasete alet eden insanlara güvenmeyiniz. Onlar sizin en temiz inaçlarınızı kendi çıkarları açısından sömürüyorlar.

    Cami avlusunda miting yapan adamın bu ülkeye hayrı olmaz. Cami avlusunda siyaset yapacaksın, din, iman edebiyatı yapacaksın, dünyanın en zengin başbakanlarından biri olacaksın ve hesabını veremeyeceksin. Bu diktatöre defalarca söyledim; çık milletin önüne 'ben kul hakkı yemedim' de. Diyemiyor. Ama biz deriz. Bu millete veremeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Cam gibi tertemiziz.

    Bir taraftan bakarsanız öbür tarafa görürsünüz. Karanlık dünyaların insanları değiliz. Ama karanlık dünyaların insanları bugün ülkeyi yönetiyorlar."

    CHP'nin tarihinde hiçbir siyasal idama ve darbeye evet demediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ancak iktidarın bunu topluma tersi biçimde yansıtmaya çabaladığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Halkın günlük belleğinden bunu silip alsalar bile tarihin belleği ortadadır. Tarih bunları unutmaz" dedi.

    "Uludere'nin takipçisiyiz"

    Parlamentoda Uludere olayını takip eden ve en fazla sorgulayan partinin CHP olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Onların öldürülme talimatını bu diktatör verdi. Ankara'nın derin dehlizlerinde bu dosya kaybolur. AKP milletvekillerinin oylarıyla da bu dosya tozlu raflara kaldırılır. Ama bu dosyanın takipçisi olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yasama organını kendi arka bahçesi haline getirdiğini, AK Parti milletvekillerini ise kendi sözlerine göre parmak kaldıran askerlere dönüştürdüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, "Parlamentonun olağanüstü toplantı tarihini bile bu diktatör belirliyor. Meclis Başkanı çıkıp 'Sayın Başbakan bu Meclis'in başkanı benim. Parlamentonun hangi tarihte toplanacağına ben karar veririm' diyemiyor. Neden? Koltuğunu diktatöre borçlu da ondan" ifadelerini kullandı.

    Başbakan Erdoğan'ın kendisini demokrasinin teminatı olarak gösterdiğini ifade ederek, bu durumu eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    "Sen kimsin benim teminatım oluyorsun? Bu ülkede yurttaşların teminatı, evrensel kurallardır, hukukun üstünlüğüdür, demokrasidir. Kimse kimsenin teminatı olamaz. Eğer teminat olunacaksa, bu ülkenin teminatı bu ülkenin halkıdır. Kimsin sen? Ülkeyi bölen ayrıştıran bir adam teminat mı olur?" Uluslararası kuruluşların da artık Türkiye'nin demokrasiden uzaklaştığını gördüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, Hükümetin terör örgütleriyle girdiği ilişkinin herkes tarafından fark edildiğini söyledi.

    Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti terör örgütleriyle kol kola gezer, onlara kol kanat gererse Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti uluslararası alanda meşruiyet tartışmasına
    sokulmuş olur. En tehlikeli olan budur. Türkiye şimdi bu sürecin içindedir" dedi.

    "En doğru adaylarla yola çıkmaya çalışıyoruz"

    Konuşmasında yerel seçimlere yönelik hazırlıklara da değinin Kılıçdaroğlu, oluşturdukları 5 kişilik heyetin objektif, tartışmaya yol açmayacak ve kapsamlı bir çalışma yaptığını söyledi.

    Kılıçdaroğlu, "En doğru adaylarla yola çıkmaya çalışıyoruz" dedi.

    CHP'li belediye başkanlarının zor koşullarda ve baskı altında çalıştıklarını, ancak görevlerini hakkıyla yerine getirdiğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, tüm başkanlara teşekkür etti.

    Sarıgül için partiye dönüş oylaması yapılacak

    CHP PM toplantısı Kılıçdaroğlu'nun açılış konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam ediyor.

    Toplantının kapalı bölümünde iç ve dış gelişmeler ele alınarak, yerel seçimlere yönelik hazırlıklar görüşülecek. Bu kapsamda il ve ilçelerden oluşan 295 yerleşim yerinin yerel seçimlerdeki kesinleşen belediye başkan adayları PM üyelerinin görüşüne sunulacak.

    Ayrıca aralarında Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de bulunduğu 5 kişinin, geçmişte verilen partiden ihraç kararlarının kaldırılması ve üyeliklerinin iade edilmesine ilişkin talepleri görüşelerek, oylama yapılacak. Öte yandan PM toplantısı öncesi bir grup parti genel merkezi önüne gelerek, üzerinde "Kötünün iyisine değil, solun kendisine oy vermek istiyorum" yazılı pankart açtı.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow