Kılıçdaroğlu yine gecekondu ziyaret etti

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Mamak'ta bir gecekonduyu ziyaret eti, sokakta karşılaştığı mahallelilerle sohbet etti. Sorunlarını dile getiren vatandaşların Kılıçdaroğlu'ndan öncelikli talebi, iş oldu.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Daha önce Altındağ'daki gecekondu ziyaretinin "haberli olduğu" eleştirileri yöneltilen Kılıçdaroğlu, bugün beraberinde basın mensuplarıyla, 46 yaşında, işsiz ve geçimini şişe toplayarak kazanan Muharrem Akburu'nun evine gitti.

12 ve 9 yaşında iki çocuk babası Akburu, yavan ekmekle, zor durumda olduklarını dile getirdi. Kılıçdaroğlu'nun, bir yerden yardım alıp almadığını sorması üzerine Akburu, "Belediyeden ayda yılda bir yardım veriyor. O da zamanında olmuyor" dedi. Daha önce inşaatlarda amelelik yaptığını, ancak inşaatların da durduğunu anlatan Akburu, amele meydanında beklediğini fakat her zaman iş bulamadığını söyledi.

İlkokul mezunu olduğunu ifade eden Akburu, Kılıçdaroğlu'ndan iş talebinde bulundu.

"Değirmen mi çalıştırıyoruz"

Akburu'nun komşusu olan Fadime Tercanlı da Kılıçdaroğlu'nun yanına gelerek, sorunlarını dile getirdi.

Eşinin emekli maaşı aldığını, ancak oğlu, gelini ve 2 torunuyla birlikte yaşadıklarını belirten Tercanlı, "Geçim zor, zam, zam üstüne. Değirmen mi çalıştırıyoruz? Su faturası geliyor 50-60 lira" diye konuştu.

"Siyasetçiler sadece seçim zamanı mı geliyor?" diye soran gazeteciye Tercanlı, "Seçim zamanı da gelmiyor. Onlarınkiler geliyor, toplanıyorlar, bizimkiler hiç gelmiyor, daha yeni geliyor" diye karşılık verdi.

Tercanlı, "Belediyeden memnun musunuz?" sorusu üzerine, "Belediyeden niye memnun olacağım. CHP'ninki olacak ki memnun olayım" dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de milyonlarca ailenin dramının böyle olduğunu, yoksulluğun evin her köşesine sindiğinin görüldüğünü, bu tablodan, ülkeyi yönetenlerin ibret alması gerektiğini kaydetti.

Bakkal ziyareti

Kılıçdaroğlu, gecekondudan çıktıktan sonra, sokakta gördüğü vatandaşlarla el sıkışıp, sohbet etti. Zekeriya Ekici adlı vatandaşa, emekli olup olmadığını, rahat geçinip geçinmediğini soran Kılıçdaroğlu, "Rahat geçinmesek de idare ediyoruz" yanıtını aldı.

Sokakta yürürken Kılıçdaroğlu'nu gören Volkan Polat adlı bir genç, Süleyman Demirel Üniversitesi jeofizik mühendisliği bölümünden mezun olduğunu ancak iş bulamadığını anlattı.

Bir vatandaş da belediyenin, mahallelerine 2-2,5 saatte bir otobüs verdiğini dile getirerek, sorunlarının çözülmesini istedi.

Kılıçdaroğlu, ayrıca, "mahallenin haritasını çıkarmak üzere" bir markete uğradı. Çorum'dan 3 yıl önce gelen Bekir ve Nadir Yıldırım adlı baba oğulun işlettiği bakkalda veresiye defterini inceleyen Kılıçdaroğlu, vatandaşların en fazla hangi ürünü veresiye aldığını sordu. Nadir Yıldırım, veresiye alışveriş sonucu 4-5 bin lira alacaklarının bulunduğunu ancak vatandaşların taşınması, borcunu kapamaması nedeniyle bunu tahsil edemediğini anlattı.

Bakkalında "Veresiye teklif etmeyiniz" yazısını asan bir başka esnaf Turgay Tercanlı da, bazen 1 ekmeğin bile veresiye yazdırıldığını söyledi.

"Biz varoşlara çok gittik"

Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, temel sorunun işsizlik olduğunu, herkesin bildiği ancak dile getiremediği, çekindiği bir Türkiye fotoğrafını hep beraber gördüklerini söyledi.

Yollara, kaldırımlara, evlere, insanlara bakıldığında her tarafta sorunun olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Her tarafı sorun olan bu yerde, buranın sorununu çözmek isteyenler ise rahat koltuklarında oturuyorlar, toplumun sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. Toplumdan büyük ölçüde bu insanlar soyutlandı. Niçin bu insanlara yardım edilmiyor, bu insanlarla beraber olunmuyor, bu insanların sorunu dinlenmiyor?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, artık Türkiye'de yeni bir süreci, halk hareketi başlatmak zorunda olduklarını vurgulayarak, halkın iradesinin egemen olduğu, sorunların çözümü için çaba gösteren bir siyasal oluşuma kapı aralanması gerektiğini kaydetti.

"Bunun için buradayım" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Varoşlara gidilemiyor deniliyor ama biz varoşlara çok gittik. Buradaki insanların sorunlarını 3 aşağı 5 yukarı biliyoruz. İstanbul'da varoşlarda yaşayanlarla burada yaşayanların sorunları arasında hiçbir fark yok. Aynı sorunlar orada da burada da var. Bu insanlara, sorunlarını çözecekleri umudu verildi. Ama görünen o ki, umutların tümü boşa çıktı. Biz, bu sorunları çözmeye kararlıyız, çözmek zorundayız. Bu ülkede yaşıyorsak, seviyorsak, sorunları mutlaka çözeceğiz."

"Umarım Sayın Başbakan da görür"

Bir gazetecinin, "Geçen sefer ki ziyaretinizi eleştirenlere mesajınız var mı?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Onları hiç eleştirmiyorum, muhatap da almıyorum. O fotoğrafı gördüğüm zaman, koltuğuna kaykılmış, rahat içinde, hesabını veremeyen, çocuklarının ne yaptığı belli olmayan...Böyle bir insandan, o tür eleştirileri beklemeyi çok yadırgamıyorum zaten, onun normal yapısı o. Onun için bu insanların sorunlarıyla ilgileniyoruz. Onlar ne derlerse desinler, istedikleri kadar debelensinler, çukurlarında yerlerini göreceklerdir" diye yanıtladı.

Bugün haberli gelip gelmediğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Öyle anlaşılıyor ki ziyaretle, çat kapıyı bazı arkadaşlarımız karıştırdılar. Burada da çat kapı yaptık. İnsanımızdan kaçacağımız bir şeyimiz yok ki? O bir ev ziyaretiydi. Elbette bir eve gidip, oturacaksınız, mahallede kadınları davet edeceksiniz. O farklı, bu farklı bir ziyaret. Onların istediği gibi olsun dedik, hay hay onların istediği gibi oldu" dedi.

Kılıçdaroğlu, bu tabloyu, Türkiye'nin görmesi gerektiğini vurgulayarak, "Dilerim ki Sayın Başbakan da görmüş olsun. Öve öve bitiremediği, dünyanın en büyük kalkınmış ülkelerinden birisiyiz diye bitiremediği, başkente yaşanan insanlık dramından sadece biri. Kim bilir Ankara'da kaç tane böyle aile var" diye konuştu.

Çözüm olarak "aile sigortası" nı öneren Kılıçdaroğlu, yoksul ailelerin devletin güvencesi altına alınmasına yönelik aile sigortası getirilmesi gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Emekli maaşı olan biri son derece mutlu hissediyor kendisini. Aylığı olmayan nasıl bir güvence altında olacak? Ona bugün makarna, yarın bulgur vereceksiniz, yarın ne olacak?" diye sordu.

Gökçek kendisine iftira atıldığını iddia etti

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun gecekondu ziyaretlerinde kendisine "iftira attığını" ifade ederek, "Her attığı iftirayı mahkemeye veriyorum" dedi.

Gökçek, Ankara'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "Sayın Kılıçdaroğlu, gecekondu ziyaretlerinde, sizin aleyhinizde açıklamalarda bulundu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Gökçek, "Alışkanlık, kompleks..." karşılığını verdi.

"Bana gelen bilgilere göre, dünkü olaylardan felaket rahatsız olmuş. Etrafını kırıp geçirmiş" diyen Gökçek, Kılıçdaroğlu ve CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı'nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan "fırça yediğini" öne sürdü.

Gökçek, "Tabii, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Baykal'ın yerine hazırlanıyor. Böyle bir fiyaskoyla başlaması büyük bir darbe oldu. Bugün vazgeçmişler, 'bakkallar üzerinde duralım, vazgeçelim gecekondudan' demişler. Her işi eline yüzüne bulaştırıyor. Ne yapacağını şaşırdı, normal" diye konuştu.

Melih Gökçek, "Aranızda bir düello olacak mı?" sorusu üzerine de, "Allah bilir ne olup olmayacağını. O zaten 'bir daha düelloya çıkmam, kaçarım' demiş. Kaçacağını söylemiş. Ancak 'ben şunu sorarım, ben bunu sorarım'. Öyle sorma yok. Artık benim seçimim bitti, onun seçim dönemi geliyor. Ben ona soracağım, o cevap verecek. Kendisini önümüzdeki haftadan itibaren ben imtihana sokacağım. Öyle bir soru falan değil bizde, kendisi nelere hazırlıklı olması lazım nelere... Sanmasın ki geçen seçimde attığı iftiralar yanına kalacak" yanıtını verdi.

Gökçek, "Dünkü gazetede okuduklarımda iki tane iftira var. İftira konusunda mahkemeye hesap verecek. Öyle palavra atmaca yok. Ben, tarihi geçmiş gıda maddelerini halka dağıtıyormuşum. Böyle bir şey yapsınlar, öyle yapan müteahhidi duman ederim, perişan ederim. Fakirin, fukaranın hakkını onlara yedirmem. Bu mümkün değil. Bunu söylediğine göre bunu ispat edecek. İkincisi kömür dağıtımında yolsuzluk yapmışım, bunu ispat edecek. En büyük özelliği bu. Bir lafı söylüyor, sonra sıkıyı görünce kaçıyor, onu unutuyor. 'Onu yem diye attım' diyor. Yem falan yok. Alırım o yemlerin hepsini kendisine yediririm" diye konuştu.

Gökçek, Kılıçdaroğlu'nun ziyaretlerine davet ettiği basını seçtiğini öne sürdü. Bir gazetecinin, bazı basın mensuplarının ziyaret yapılan yere ulaşamadığını söylemesi üzerine, Gökçek, "Ulaşamazlar, mümkün değil. Çünkü gittiği yerde başına ne geleceği belli değil. Halktan korkuyor" ifadelerini kullandı.