HASTALIĞI, MESLEĞİNİ DE BELİRLEDİ
Artık kendisi de bir sağlıkçı olan Merve, bu mesleği seçmesinde hastalığının büyük payı olduğunu söyledi ve şunları anlattı: “8 yaşındayken hastalığımın belirtileri başladı. Yürüyemiyordum, çok ağrı yapıyordu. Hastaneye gittik ve tümör olduğu söylendi. İlk ameliyatımı fakülte hastanesinde yaptılar. Ardından ayak parmaklarımda sakatlık kaldı. Tümör sürekli nüksetti. İki ayrı doktorda daha ameliyat geçirdim. Anjiyo ile skleroterapi aldım. Sonra yine tekrarladı ve bu sefer çok büyümüştü. İstanbul, Adana, Ankara, Diyarbakır’da pek çok profesöre ve hastaneye gittim. Hepsi aynı cevabı veriyordu: Bacağını kesmeden tümörü almamız imkansız. Annemin bir arkadaşı vasıtasıyla Help Dünya Vakfı’na ulaştık ve onlar da hocamıza ulaşmamızı sağladı. Kalangos Vakfı ile Help Dünya Vakfı ortak bir şekilde ameliyatımın tüm masraflarını üstlendiler. Yoksa, dünya çapında en iyi kalp damar cerrahlarından birine ulaşmak benim için imkansız bir şeydi."
"HİKAYEMİ DİNLEYİNCE HOCANIN GÖZLERİ DOLDU VE BANA SÖZ VERDİ"
Ameliyat olmak üzere hastaneye yattığında hocaya ilk sorduğu sorunun “Bacağım kesilecek mi?" olduğunu söyleyen Merve, en büyük hayalinin artık aktif olarak mesleğini yapabilmek için işe girebilmek olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle noktaladı: “Hocamız hayat hikayemi öğrenmek istedi. Çok zor şartlarda okudum ben. Çok büyük emeklerle, zaman zaman tekerlekli sandalye ve koltuk değnekleriyle üniversiteye gidip sınavlara girdim. Hocam da dedi ki ‘Niye bu kadar uğraştın, önce hastalığınla ilgilenseydin ya?’ dedi. Ben de bizim oralarda kız çocuklarının okumasının çok zor olduğunu söyleyerek yaşadıklarımı anlattım. Hoca çok duygulandı, bana sarıldı ve ağlamaya başladı. ‘Söz veriyorum, bacağını kesmeyeceğiz, inşallah sağlıklı bir şekilde ameliyat olup kendi mesleğini yapmaya devam edeceksin’ dedi. Ameliyattan sonra gözümü açtığımda bana gülümseyerek ‘Merve artık topuklu ayakkabı da giyebileceksin’ dedi. Ben bacağımı kurtarmayı beklerken, ayağımdaki deformiteyi de düzeltilmişlerdi. O sayede topuklu ayakkabı da giyebiliyorum artık. Sağlık alanını da hastalığım nedeniyle seçtim. Benim gibi acı çeken insanlara yardım etmeyi çok istedim. Kız çocuklarının okutulmadığı, zorla evlendirildiği bir yerde hem okuyup hem bu hastalıkla savaşıp hem kendi aileme, hem de kendime umut olabilmek çok zordu. Hala da çok zor. Son bir hedefim var, paramediklik çok tempolu ve zor bir meslek. Ama ben yine de kendi işimi yapmak istiyorum ve iş bulabilmeyi umut ediyorum"