Kadınlar "şiddet", erkekler "yakın çevre" nedeniyle boşanıyor
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca Türkiye'de boşanma nedenlerine ilişkin yapılan araştırmaya göre, kadınlar boşanma nedeni olarak en çok "şiddet"i, erkekler ise "yakın çevre"yi gösteriyor.
TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Komisyonu, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir başkanlığında toplandı. Toplantıda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca 2006-2014 yılları arasında yürütülen "Türkiye Aile Yapısı" ve kamuoyuna ilk defa açıklandığı belirtilen "Türkiye'de Boşanma Nedenleri Araştırması" çalışmalarının sonuçları üyelerle paylaşıldı.
Araştırma kapsamında, boşanma nedenlerine ilişkin 2014'te yasa uygulayıcıları ve 410 kişiyle görüşme yapıldı. 2003-2013 dönemi istatistiki veriler dikkate alınarak, önümüzdeki 10 yıl içerisinde boşanma oranına ilişkin
tahminlerin yapıldığı araştırmaya göre, 2013'te binde 1,67 olan boşanma hızı, 2023 yılında binde 1,93 olması öngörülüyor. Boşanma oranın 2023'e kadar binde 2'yi aşması beklenmiyor.
Araştırmaya göre, evlilikte en çok "şiddet, kötü alışkanlıklar, yakın çevre etkisi, duygusal ve cinsel hayata" ilişkin sorunlar görülüyor. Boşanma nedenlerinde yakın çevrenin evliliğe müdahalesi yüzde 40, duygusal ilişkinin sona ermesi yüzde 38, aldatma yüzde 35, ekonomik sorunlar ve şiddet yüzde 34 oranında rol oynuyor. Ekonomik sorunlar ise her iki tarafın da öne çıkardığı gerekçeler arasında bulunuyor. Kadınlar boşanma nedeni olarak en çok "şiddet"i, erkekler ise "yakın çevre"yi gösteriyor.
Araştırma kapsamında görüşülen bireylerin yüzde 29'u eşleriyle çekişmeli, yüzde 71'i ise anlaşmalı şekilde boşandığını ifade etti. Adalet Bakanlığının 2013 verilerine göre de boşanmayla ilgili açılan ve karara bağlanan
dava türlerinin başında yüzde 59 ile nafaka geliyor.
Yasa uygulayıcılar, genel olarak nafaka sisteminin kadınları güvence altına alması açısından olumlu buluyor, ancak uygulamada nafaka ödeyecek tarafın maddi durumunu saklaması, kişilerin sosyoekonomik durumları dikkate alınmadan nafaka miktarının belirlenmesi gibi sorunlara da işaret ediyor.
Öte yandan, iş yükü belirgin şekilde artan aile mahkemelerinde, 2013 yılı verilerine göre, hakim başına bin 858 dava düşüyor. Bu nedenle aile mahkemelerinin kurumsal kapasitesi açısından geliştirilmesi gerektiğine işaret ediliyor.
Araştırmada, boşanma süreci resmiyet kazanmadan kişilere yönelik psikolojik destek mekanizmalarının kullanılması, bireyleri ve aileleri güçlendirmek amacıyla farkındalık çalışmalarının yapılması, anlaşmalı boşanmalarda arabuluculuk sisteminin oluşturulması öneriliyor.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Fırtına ile yeniden görüldü! Sahil kızıla boyandı
Begüm hemşirenin kahreden ölümü: Rahatsızlanınca 112'yi arayıp evin kapısını açık bırakmış!
İstanbul'un göbeğinde tehlike saçan duvar!
Reşit olmayan kızla otele girerken yakalandı: Yakınları polise saldırdı!
Kendisini bekleten taksiciye kızdı; lastikleri patlattı