Alüvyon kaplı vadilerdeki riske de dikkat çeken Akın, şöyle devam etti: "İstanbul’daki tüm vadiler genç ve güncel alüvyonlarla kaplıdır. Kent genelindeki vadiler ya doğrudan, ya birleşerek, ya da birbirleriyle bağlanarak, İstanbul Boğazı veya Marmara Denizi’ne bağlanır. Derin oyuklu dediğimiz vadilerin iç kısımlarına kadar, 9 bin yıl öncesine kadar deniz suyu tarafından çamur biriktirildi. Bu nedenle bu vadi alüvyonlarında yumuşak kil dediğimiz katman egemendir. Aralarında Ayamama, Cendere, Ayazmadere, Kurbağalıdere, Kuşdili, Haliç, Göksu, Küçüksu, ve her iki Çekmece Gölleri’nin kıyı kesimleri taşıma gücü çok düşük, yapı yükleri altında yüksek oturmalar sergileyen, deprem yükleri altında yumuşama eğiliminde olan zemin yapısına sahiptir ve Bu saydığım bölgelerde yaklaşık 150 bin yapı stoğu bulunuyor. Büyük depremde en riskli yerler alüvyon vadiler. Bu kuşaklarda yapılaşma olmaması gerekirdi. Mevcut yapıların biran önce envanter çalışması yapılarak, sorunlu olanların derin kazıklı temel, ya da zemin iyileştirme önlemlerinin uygulanması gerekir."