Türkiye’deki depremlerin yüzde 57’sinin Kuzey Anadolu fayında gerçekleştiğini aktaran Ercan konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Türkiye’de ki depremlerin yüzde 33’ü göçüntü türü olan Batı Anadolu’dadır. Yüzde 13’ü de Doğu Anadolu kırığı üzerindedir. Türkiye’de deprem açısından en sakıncalı olan yer Kuzey Anadolu kırığıdır. Karabük, Kuzey Anadolu kırığının sadece 55 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Bu yüzden depremden etkilenecek illerden bir tanesidir. En çok deprem olan şehirler ise Erzincan, Bingöl, Denizli, Gönen - Manyas - Erdek, Bolu - Adapazarı, Düzce, Adana, Van, Çorum, Amasya, Kars, Erzurum, İzmir, Kütahya (Gediz), Manisa (Demirci), Muğla (Fethiye - Marmaris). Türkiye’de en büyük üç deprem ise 7,9 büyüklüğünde 1939 yılında Erzincan’da, 7,6 büyüklüğünde 1999 yılında Gölcük’te ve 7,4 büyüklüğünde 1953 yılında Yenice - Gönen’de olmuştur. 26 Aralık 1939’da Erzincan’da yaklaşık 33 bin kişi öldü. 17 Ağustos 1999 yılında Gölcük’te yaklaşık 20 bin kişi öldü. 3 Ekim 1941 yılındaki Burdur depreminde ise 4 bin kişi öldü.”
“İSTANBUL’DA 2045’TEN ÖNCE DEPREM OLAMAZ”
Prof. Dr. Ercan, Kuzey Marmara’da iki büyük deprem beklenildiğini belirterek “Kuzey Marmara’da 6,4 ile 6,7 arasında ve 7,0 ile 7,2 arasında deprem olacaktır. Yaptığım araştırmalara göre İstanbul’da deprem 2045’ten önce olamaz. Deprem bilimciler her an deprem olabilir diyorlar ama hiç birinde kanıt yok.” şeklinde konuştu. Konuşmasında yapılaşmaya da değinen Ercan, Karabük ve Safranbolu başta olmak üzere betornarme yapılaşma türünden çelik çatkılı yapı türüne acilen geçilmesi gerektiğini savundu. Sempozyuma, Vali Yardımcısı Numan Tahir Şimşek, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yaşar, AFAD Karabük İl Müdürü Dr. Gazanfer Erbay, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Özalp ile kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, üniversite akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.