hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    İstanbul projelerinin son durumunu açıkladı

    İstanbul projelerinin son durumunu açıkladı
    expand

    Binali Yıldırım, Marmaray'da uygulanacak bilet fiyatlarının 1,95 lira civarında olacağını bildirdi. Yıldırım, 3. Köprüye ilişkin de "Her şeyi çevreye odaklarsak, kalkınma başka bahara kalır. İstanbul'un en önemli sorunu çevre değil, ulaşım" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bakan Yıldırım, soruları yanıtladı. Marmaray Projesi'ne ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, açılışın 29 Ekim'de gerçekleştirileceğini, bu konuda herhangi bir gecikme veya aksama öngörmediklerini bildirdi.

    Marmaray'da bilet fiyatı belli oldu

    Projeye ilişkin şu an ufak tefek rütuşların yapıldığını ve bir sorun olmadığını belirten Yıldırım,  Marmaray'ın 29 Ekim'de açılacağını bildirdi. Marmaray'daki bilet fiyatlarının ne olacağına ilişkin açıklamalarda da bulunan Yıldırım, İstanbul'daki metrolarda, raylı sistemlerde uygulanan bilet fiyatlarının aynısı olacağını ifade etti. Bugünlerde UKOME'nin bunun kararını alacağını aktaran Yıldırım, "Zannediyorum 1,95 civarında olacak. Şunu da söyleyim, bu hattı TCDD işletecek ama bunun entegrasyonunu İstanbul Ulaşım ile birlikte yapacağız. UKOME kararıyla, İstanbullular tek biletle hem Marmaray'ı hem metroları hem de otobüsleri kullanabilecek" bilgisini verdi.

    "Kanal İstanbul'da çalışmalar sona yaklaştı"

    Kamuoyunda "Çılgın Proje" olarak bilinen, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin soruları da yanıtlayan Yıldırım, bunun çok büyük bir çalışma olduğunu söyledi. Yıldırım, çalışmaların sona yaklaştığını belirterek, şunları kaydetti:

    "Çalışmalar 2 aşamada yapıldı. Bir tanesi, kanalın kendi yapımıyla ilgili. Bunu ağırlıklı olarak biz yürütüyoruz ama ikinci çalışma olan kanal etrafında oluşacak yaşam alanları, bunlarla ilgili de Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çalışmaları var. Onlar da tamamlanmak üzereler veya tamamlandılar. Tüm bu son durumu sayın Başbakanımıza arz edip, bir değerlendirme yaptıktan sonra artık yapımla ilgili sürece geçmiş olacağız."     

    "Üçüncü Köprü planlanan şekilde yürüyor"

    Üçüncü köprünün isminin değişip değişmeyeceğine yönelik soru üzerine Yıldırım, bu konuda herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını, kararın verildiğini ve kamuoyu ile paylaşıldığını söyledi. Köprü inşaatının tüm hızıyla devam ettiğini, köprü ayaklarının yüksekliğinin 50-60 metreyi bulduğunu ifade eden Yıldırım, "Yıl sonuna kadar bu ayaklar şekillenmiş olacak. Programladığımız şekilde devam ediyor. Herhangi bir aksama yok. Programın gerisinde de değiliz. Amacımız 2015 içerisinde üçüncü köprüyü ve yolları tamamlamak. Eğer bitirebilirsek bu bir dünya rekoru olacak" diye konuştu.

    "Her şeyi çevreye odaklarsak, kalkınma başka bahara kalır"

    Üçüncü köprü ile ilgili çevre tartışmalarını da değerlendiren Yıldırım, çevrecilerin büyük oranda ikna edildiğini, bu konuda bazı yanlış anlaşılmaların olduğunu söyledi. Böyle büyük projelerin çok tartışılmasının, çevre hassasiyetinin ön plana çıkmasının anlaşılabilir bir durum olduğunu ifade eden Yıldırım, çevre ve su havzalarının en az olumsuz etkileneceği güzergahı seçtiklerini söyledi. Yıldırım, "Çok büyük ağaç kesildiği yönündeki haberler tamamen gerçek dışı. Her şeyi çevreye odaklarsak bu sefer ülkenin ihtiyacı, ülkenin kalkınması bir başka bahara kalır" şeklinde konuştu.

    İstanbul'un en önemli sorununun trafik olduğunu söyleyen Yıldırım, "İstanbul'un en önemli sorunu dersek her İstanbullunun aklına ulaşım geliyor, trafik geliyor. Çevre hemen telaffuz edilmiyor. İşin merkezinden uzaklaşmamamız gerekiyor. Kaldı ki çevre konusu da projelerle birlikte yürütülebilir. Çevresel etki değerlendirmeleri olmadan kimse zaten finansmana yanaşmıyor. En ufak bir projeye bile ÇED raporu alınırken
    böylesine büyük bir projede bunu almadan iş yapmak mümkün değil çünkü finansörler bu konuda çok titizler."

    ÇED raporu tartışmaları

    Bakan Yıldırım, üçüncü havalimanı ihalesinde ÇED raporu alınmadığı şeklindeki iddiaların da gerçek dışı olduğunu belirtti. Üçüncü havalimanı ile ilgili ihaleye çıkmadan ÇED raporunu aldıklarını ifade eden Yıldırım, "ÇED'den muaf diye bir şey yok. ÇED'den muafiyet İstanbul İzmir otoyolu. Onlar da 90 yılından bu yana yatırımda olduğu için o zaman ÇED kanunu yoktu. O muaftır ama ona rağmen onlar da kısmen ÇED aldılar" dedi.

    Üçüncü havalimanı konusunda projelerin tamamlandığını bu konuda kendilerine sunum yapılacağını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

    "Bizden bunun olurunu aldıktan sonra işe başlayacaklar. Şu ara sözleşmenin yapılması ile ilgili her türlü işlem tamamlandı. Tek bir işlem kaldı o da şirket kurmak. Daha önce teklifler verildi, konsorsiyum oluşturuldu. Onlarla sözleşme görüşmeleri yapıldı ve mutabakat sağlandı ama bir aylık süreleri var. Nihai ve yeni bir şirketi önümüze getirecekler. O şirketi bekliyoruz ondan sonra da yer teslimi ve çalışmalar başlayacak. Orada kamulaştırma ve mevcut ocaklar var. O ocaklar (biz faaliyetimizi burada sonlandırdığımız için haklarımız) var deyip itirazları var. O itirazlar bir hukuki sürece dönüştürülmez ise birkaç ay içinde çalışmalara başlayabiliriz."

    Almanya'ya "el altından engelleme" suçlaması

    Bazı Avrupa ülkelerinin 3. Havalimanı projesini el altından engelleme çalışmaları olduğuna ilişkin iddiaların sorulması üzerine Yıldırım, 2008- 2009 krizinden dünyada sonra her şeyin değiştiğini, dünyada batıdan doğuya doğru bir servet değişimi yaşandığını söyledi ve Türkiye'nin önemli bir transfer merkezi haline geldiğini belirtti. Bu zamana kadar Almanya'nın aktarma merkezi olduğunu anlatan Yıldırım, bu yüzden 3. Havalimanı ihalesini almak için çok gayret gösterdiklerini ancak sonunda Türkiye'den bir konsorsiyumun ihaleyi kazandığını kaydetti. "Almanya'nın böyle bir düşüncesi olabilir ama bu düşüncesi 3. havalimanını engellemeye yetmez" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:

    "Finansörlere, çeşitli yollarla 'Bunların finansmanını geciktirin, vermeyin' gibi telkinler olabilir. Alman hükümetinin doğrudan bu işe müdahale edip, çıkış yapacağını düşünmüyorum. Zaten diplomasiye de uymaz, ülkeler arasındaki ilişkilere de zarar verir. Biz bunu (geçmişte) yaşadık. Dış finansman çevreleri çevre sorunları, tarihi değerleri bahane ederek uzun süre finansman vermediler. Sonra bunu yerli finansmanla yapmak zorunda kaldık. Hasankeyf hadisesini hatırlarsınız... O yüzden de bu proje ile ilgili böyle gelişmeler yaşarsak bu bizim için sürpriz olmaz ama bunların hepsinin tedbirini alıyoruz."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow