hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    IŞİD'in rehin aldığı özel harekatçı yaşadıklarını anlattı

    IŞİDin rehin aldığı özel harekatçı yaşadıklarını anlattı
    expand

    Irak'ın Musul kentindeki Türkiye Başkonsolosluğu'nda IŞİD militanları tarafından rehin alındıktan 101 gün sonra serbest bırakılan 49 kişiden Gaziantepli özel harekat polisi Veysel Can, esarette yaşadıklarının anlattı. Can serbest bırakıldıklarında otobüslerle Suriye'nin içinden geçerek Rakka'ya, sonra Telabyad'a geldiklerini anlattı ve "Biz burada kalacağız diye düşünüyorduk. Sonra Akçakale sınırına geldik. Burada Türkiye'ye gireceğimize inandık. MİT'e haber vermedikleri için 4 saat sınırda bekledik" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    11 Haziran günü IŞİD tarafından Musul Başkonsolosluğu'na yapılan baskınla rehin alınan ve geçtiğimiz Cumartesi günü serbest kalan 3’ü Irak vatandaşı 49 personel arasında yer alan 3 çocuk babası 50 yaşındaki özel harekat polisi Veysel Can, 101 gün boyunca başından geçenleri anlattı.

    Konsolosluğun önüne patlayıcı dolu 3 kamyonet

    Gaziantep'te ki evinde ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Veysel Can, IŞİD baskını öncesinde başkonsolosluk binasının karşısında bulunan Irak askeri birliğinin şehri terk ettiğini söyledi.Olayın olduğu gün yaklaşık bin IŞİD militanının başkonsolosluk binasına sardığını anlatan Veysel Can, şunları anlattı:

    "Daha önceden bulunduğumuz yerde bir IŞİD komutanı öldürülmüş. IŞİD de bildiriler dağıtarak, sesli anonslarla insanların şehri terk etmesini, bunun intikamının kanlı bir şekilde alınacağını söylemiş. Bizim binamızın karşısındaki operasyon birliği de kentten ayrıldı. Sonra baskın günü kapıya geldiler. IŞİD militanları içindeki bir Türkmen kapıyı açmamızı söyledi. Biz de bunun mümkün olmadığını söyledik. Sonra tahminime göre içinde 500 kilodan fazla patlayıcı bulunan 3 kamyoneti bizim kapılarımızın önüne koydular. Kapılarımızı havaya uçuracaklardı. Yaklaşık bin kişi çevremizi sarmıştı. Çoğu ağır silahlıydı. Evlerin çatılarında roketatarlı militanlar vardı. Sonra Başkonsolosumuz, o zaman Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Onun talimatıyla çatışmadık ve teslim olmak durumunda kaldık."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    İşte ABD'nin gözünü korkutan yeni örgüt: Horasan

    Azeri IŞİD Komutanı geldi ve onlarla konuştu

    Teslim olduktan sonra Azerbaycan uyruklu bir IŞİD komutanının yanlarına gelerek, "Sizi Türkiye'ye hemen göndermeyeceğiz, önce Türkiye ile bazı konularda anlaşmamız gerekiyor" dediğini anlatan Veysel Can, geçen süre içinde 8 farklı noktaya transfer edildiklerini kaydetti. Veysel Can, götürüldükleri bazı noktalarda hava bombardımanına maruz kaldıklarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Üzüldüm" dediği Fırtına adlı bomba arama köpeğinin bu hava saldırılarının birisinde telef olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

    "Bizi aldıktan sonra bir eve götürdüler. Burada 8-10 gün kadar kaldık. Daha sonra ‘Sizi daha emniyetli bir yere götüreceğiz’ diyerek, bizi araçlara bindirip tatil köyü dedikleri bir yere götürdüler. Burası uzun koridorlara sahip bir binaydı. Sonra 10 dakika arayla buraya iki büyük bomba düştü. Camlar kırıldı, bir arkadaşımızın ayağında kesik oluştu, bir arkadaşımızın kulak zarı patladı. Köpek de bu saldırıda yaralanmış. O gün hiç bir şeyi yoktu, bir gün sonra telef oldu. Arkadaşlarım köpeğin göğüs kısmında derin bir yara olduğunu söyledi. IŞİD, köpeği arabaya koyarak bir yere attı. Sonra buradan da ayrıldık bizi geniş bir yere götürdüler. Burada şartlar daha iyiydi."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    49 rehine IŞİD'in elinden nasıl kurtarıldı?

    MİT rehine krizinde kilidi Arap aşiretleriyle açtı

    "MİT'e haber verilmemiş, MİT'çiler teslim almaya 4 saat sonra geldi"

    IŞİD komutanlarının, serbest bırakılmalarından 10 günce yanlarına gelerek, "Yarın sizi Türkiye'ye göndereceğiz" dediğini söyleyen Veysel Can, "Biz buna inanmadık çünkü daha önce de bırakacağız dediler, fakat bırakmadılar. Çok yalan söylüyorlardı. Zaten dedikleri gibi ertesi gün de bırakmadılar. Sonra serbest bırakılacağımız gün gelerek bize hazırlanmamızı söylediler. Biz hazırlandık otobüse bindik. Yine başka bir yere transfer ediliyoruz diye düşünüyorduk. Sonra yanımıza onların Musul Valisi dediği kişi geldi. Anlaşmanın sağlandığını ve Türkiye'ye gönderileceğimiz söyledi. Biz yine inanamamıştık. Otobüslerle Suriye'nin içinden geçerek Rakka'ya, sonra Telabyad'a geldik. Biz burada kalacağız diye düşünüyorduk. Sonra Akçakale sınırına geldik. Burada Türkiye'ye gireceğimize inandık. MİT'e haber vermedikleri için 4 saat sınırda bekledik. Geçen süreden sonra Türk görevliler geldi, 'Belgeleri imzalayıp sizi sayarak teslim alacağız' dedi. Sonra biz teslim aldılar sınırı geçerken bazı arkadaşlarımız Türk bayrağının yanından geçerken çığlıklarla ağlamaya başladı. Bizi MİT Bölge Müdürlüğü'ne götürdüler. Burada ailelerimizle ilk defa telefon görüşmesi yaptık."

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    O isimler bulunamayınca herkesin mal varlığına tedbir

    Veysel Can'ın eşi Melek Can ise mutlu haberi alınca gözyaşlarını tutamadığını kaydederek, "Eşim rehinken Özel Harekat Daire Başkanı, şube müdürü, Şahinbey Belediye Başkanımız bizi hiç yalnız bırakmadı. Sürekli telefonla aradılar. Ziyaretimize geldiler. Hep eşimin sağ salim döneceğini söyleyerek manevi destek oldular. Onlara çok teşekkür ediyorum. Eşimin kurtarıldığı haberini alınca apartmanda bağırarak eşimin döndüğünü haykırdım, çok mutluyuz" diye konuştu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ABD Hava Kuvvetleri'nin "Yırtıcı Kuş"u, "F-22 Raptor"

    İşte IŞİD'e yönelik koalisyonun hava gücü

    Osmanlı'da eşcinsellik

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow