İrlanda edebiyatının ilk örneklerinden Sürgün Türkçe'de
Galway'de trafik kazasında kolunu ve bacağını kaybetmiş, yüzü de deforme olmuş Micil O'Maolain korkunç bir yaratık, bir ucube olarak gezici bir sirkte çalışmaya başlar. Patronuyla yaşadığı anlaşmazlığın ardından adamın bütün foyasını ortaya çıkarır ve asıl hikâye de burada başlar. İrlanda edebiyatının önemli yazarlarından Pádraic Ó Conaire'in Sürgün adlı romanı Türkçe'de...
Tekin Yayınevi, İrlanda'da modernist edebiyatın ilk örneklerinden Pádraic Ó Conaire'in Sürgün adlı romanı ve Orhan Gökdemir'in Aydınlanma Tarikatı kitabı ile Yunus Emre, Burak Cop, Aras Aladağ ve Şenol Arslantaş'ın Haksızlıklar Ülkesinde Sosyal Demokrasi adlı çalışmasını okurla buluşturdu.
Sürgün
General Michael Collins'le birlikte İrlanda bağımsızlık mücadelesine katılan ve büyük edebiyat ödüllerinin sahibi olan Pádraic Ó Conaire, ülkesinin modernist edebiyatının ilk örneklerinden sayılan romanı Sürgün, Türkçe'de. Serpil Açıkalın'ın çevirisiyle Tekin Yayınevi'nden yayımlanan Sürgün'de Ó Conaire, dünya edebiyatının o güne kadarki birikimini ülkesinin edebiyat mirasıyla ustalıkla harmanlıyor.
Arka Kapak Tanıtım:
"Ceplerim yeniden dolana kadar hiç kimse bana saygı duymayacaktı. Zengin bir kötürüm ile fakir olan arasında çok esaslı bir fark vardı."
İş aramaya geldiği Galway'de trafik kazası geçirip sakat kalan Micil O'Maolain hayatta kalabilmek için pek çok şey dener. Kolunu ve bacağını kaybetmiş, yüzü de deforme olmuş O'Maolain korkunç bir yaratık, bir ucube olarak gezici bir sirkte çalışmaya başlar. Patronuyla yaşadığı anlaşmazlığın ardından adamın bütün foyasını ortaya çıkarır ve asıl hikâye de burada başlar.
İrlanda'nın zengin edebiyat geleneğinden beslenen ve modernist İrlanda edebiyatının ilk örneklerinden sayılan Sürgün, modern toplumun heyulası yahut korkunç ötekisi olan kötürümlerin ancak tüketilebildikleri ölçüde toplumda kendilerine yer bulabildiklerini müthiş esprili bir dille, oyunbaz bir üslupla ancak oldukça gerçekçi bir biçimde anlatıyor.
İrlanda edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Padraic O'Conaire kendi ülkesinin edebiyat mirasıyla dünya edebiyatının o güne kadarki birikimini ustalıkla harmanlıyor ve sizleri bir sakatın aniden dalgalanan, birden durgunlaşan, heyecanlanan, bitkin düşen, bencilce hareket eden, kendinden nefret eden yani bir anı diğerini tutmayan ruh dünyasına götürüp bırakıyor.
Aydınlanma Tarikatı
Tekin Yayınevi, Orhan Gökdemir'in Aydınlanma Tarikatı adlı kitabını da okurla buluşturdu. Gökdemir, içinden geçtiğimiz dönemi "Yeni Ortaçağ" olarak niteliyor ve kitabını, "karanlıkta bir ışık arayışı" olarak tanımlıyor.
Kitabında Aydınlanmayı, "uzun bir dinsel kapanışın doruğunda insanlığın ışığa ulaşmada yeni bir yol arayışı" olarak anlatan Gökdemir, kurumsallaşmış dinin ise sapkın gördüğü bu arayışı her yerde baskılamaya çalıştığını hatırlatıyor. Yedi bölümden oluşan "Aydınlanma Tarikatı"nda, aydınlanmanın dinsel kökenleri, Avrupa İdeolojisi, iktisat, entelektüeller ve finans kapital ve kapitalizm masaya yatırılıyor.
Arka Kapak Tanıtım:
"Aydınlanma, uzun dinsel kapanışın içinde insanlığın ışığa ulaşmada yeni bir yol arayışıydı. Kurumsallaşmış din her yerde sapkın gördüğü bu arayışı baskılamaya çalışıyordu. Ama insan merakı şahlanmış, dizginlenemez bir hal almıştı. Avrupa'da parası ve sonsuz merakı olan adamlar türedi. Bir ucu İskenderiye'ye dayanan uzun araştırma gezilerini finanse ettiler. Orada bulduklarını düşündükleri metinleri tercüme ettirdiler ve gizli toplantılarda huşu içinde okudular. Okudukça, buldukları bu metinlerin Kilisenin kitabından daha eski olduğuna inandılar. O meraklı adamlar o metinlerde kurumsallaşmış dinin eski orijinal halini görüyorlardı. Orijinal dini ararken bilimi ve felsefeyi buldular. Karanlığı yırttılar.
İçinden geçtiğimiz 'Yeni Ortaçağ' da, tıpkı Aydınlanma çağı insanlarının kendilerini içinde buldukları ortam gibi, ışık sızdırmaz bir yoğunlukta... Ama çok şükür merakı sonsuz insanlar hep var.
Bir kaza ürünüydü aydınlık. Mevcut, kurumsallaşmış dinle didişip durmanın bir getirisiydi. Tıpkı aydınlıkçıların yaptığı gibi kör inançta gedikler açmaktan başka çıkar yol yok. Aydınlığı çoğaltmanın başka yolunu bilmiyoruz çünkü.
Aydınlanma Tarikatı, karanlıkta bir ışık arayışı…"
Haksızlıklar Ülkesinde Sosyal Demokrasi
Yayınevi, Yunus Emre, Burak Cop, Aras Aladağ ve Şenol Arslantaş'ın TÜBİTAK tarafından desteklenen bir bilimsel araştırma projesi için hazırladıkları "Haksızlıklar Ülkesinde Sosyal Demokrasi" adlı kitabı da okurla buluşturdu. Tüm geliri Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağışlanan kitapta, Türkiye'de sosyal demokrasi, uluslararası bağlamına yerleştirerek inceleniyor.
Kitapta sosyal demokrasi, sosyal politika ve refah devleti, parti örgütlenmesi, sivil toplum, devlet, CHP örgütü, sınıfsal bölünme ve eşitsizlikler, bunların siyasetteki rolü gibi konuların yanı sıra, demokratikleşme sorunları, "milli irade", otoriterlik, asker-sivil ilişkileri, kimlik siyasetleri ve küreselleşme masaya yatırılıyor.
Arka Kapak Tanıtım:
Sosyal demokrasi bütün dünya ülkelerinde devletin sosyal ve demokratik gelişimiyle birlikte ele alınır.
Sosyal demokrasinin günümüzdeki konumu bu faktörlerin Türkiye'de geçerli olup olmadığı sorusunu akla getirmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde yükselişine tanık olduğumuz sosyal demokrasinin Türkiye'deki durumu önemli farklılıklar göstermekle birlikte ülke gerçekliğinden bağımsız olarak değerlendirilemez.
Türkiye örneğini uluslararası bağlamına yerleştirerek inceleyen ve Türkiye'de neden Batı tipi bir sosyal demokrasi hareketinin gelişmediğini araştıran bu çalışma, sosyal demokrasinin geçmişten bugüne ve bulunduğu coğrafyalara göre değişen anlamlarını gözeterek inceliyor.
Günlük, popüler politikalar yerine toplumun tüm dinamiklerini kapsayacak, tüm katmanları için çözüm olabilecek etkin politikalar üretilerek iktidar olma yolunda yürünecek zahmetli yolun hangi aşamalardan geçmesi gerektiğini gösterirken kapsamlı bir alan araştırması da sunuyor."