Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet'teki yazısı... Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlunu çekilmeye zorlamak için her geçen gün baskısını artırıyor.İlk buluşmasında partide bir değişim gerektiğini söylemiş, değişime liderlik yapacağını belirtmişti. Kılıçdaroğluna ise, Çekilin, doğal lider olun demişti. Son olarak kendisine yakın bir gazeteciye verdiği mülakatta değişimin adını koydu. Gerekirse liderin de değişmesi gerektiğini söyledi. Böylece hedefini daha da açık etti. Zaten seçim sabahından itibaren hedefi, Kılıçdaroğlunun çekilmesiydi. Ama Ekrem İmamoğlu hiç umutlanmasın, Kılıçdaroğlunun çekilmek gibi bir düşüncesi yok. Değişim için kurultay sürecini başlatmayı, MYKda ve danışmanlarında değişiklik yapmayı yeterli buluyor. Kendisi haricinde herkesi değiştiriyor. Ayrıca bu değişiklikleri daha çok kalmak için yapıyor. Seçimlerin üzerinden 24 saat geçmeden, İstifa etmiyorum. 10 yıl daha CHPnin başındayım demişti. Kılıçdaroğlunun A planında da B planında da hatta C planında da çekilmek gibi bir madde yer almıyor. Alfabenin 29 harfini de saysanız Kılıçdaroğlunun defterinde ben çekileyim, partiyi Ekrem İmamoğluna bırakayım diye bir madde yok.Hep söylüyorum, İmamoğlu eğer CHPye genel başkan olacaksa cesur olacak, kurultayda yarışıp Kılıçdaroğlunu yenmeyi göze almalı. 27 Mayıs darbesinden sonra askerin baskısıyla İsmet İnönü başkanlığında koalisyon hükümetleri kurulmuştu. Cumhurbaşkanı Cemal Gürselin başkanlığında Çankaya Köşkünde huzur toplantıları yapılıyordu. Demirel yeni AP Genel Başkanı olmuştu. Katıldığı ilk toplantıda İnönü hükümetini eleştiriyor, İnönünün çekilmesi gerektiğini savunuyor. Bunun üzerine İsmet Paşa, Hükümetin düşürülmesinin yolu belli. Onun yeri burası değil, Meclis diyor. Demirel, toplantıdan çıkınca İhsan Sabri Çağlayangille Çankaya Köşkünün bahçesinde yürür. Çağlayangile dönüp, İsmet Paşa haklı der. İsmet Paşa aynı zamanda engin tecrübesiyle çiçeği burnundaki siyasetçi Demirele hükümeti düşürecek olan yolu göstermiştir. CHPdeki tablo şöyle; İmamoğlu bastırıyor, Kılıçdaroğlu ise direniyor. İmamoğlu medya baskısı ile Kılıçdaroğlunu çekilmeye zorluyor ama onun yeri medya değil, CHP kurultayıdır.Eğer Ekrem İmamoğlu gemileri yakıp CHP Genel Başkanlığına aday olmazsa şimdiden buraya yazıyorum, Kemal Kılıçdaroğlu, ekim ayındaki kurultayı kazanır, İmamoğlu da İstanbula aday gösterilecek miyim diye bekler. CHPde seçim yenilgisinin ardından bir de Abdüllatif Şener travması yaşanıyor. Abdüllatif Şener, CHP milletvekili olduğu sırada ilk turda Kılıçdaroğluna değil, Sinan Oğana oy verdiğini açıklamıştı. İkinci turda Geçersiz oy verdim açıklaması ise oy kullandığı sandıktan geçersiz oy çıkmayınca yalanlanmış oldu.Kendisini CHPlilere, siyasi ahlak abidesi ilkeli bir siyasetçi olarak pazarladığı için CHPliler neye uğradıklarını şaşırdılar. Ama Abdüllatif Şeneri kazdıkça altından daha neler çıkıyor. Ümit Özdağ, Abdüllatif Şenerin, CHPden aday olsam da Zafer Partisine oy veririm dediğini açıkladı.Son seçimde CHPye değil Zafer Partisine oy verdiğini iddia etti. Abdüllatif Şener ise buna halay görüntülerini yayınlayarak yanıt verdi. Sizin eleştirileriniz benim halayıma... dedi.Bir politikacı kendini itibarsızlaştırmak için bir plan yapsa bu kadar başarılı olamazdı. Sen Abdüllatif Şener ol; Maliye Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı, AK Parti kuruculuğu yap, sonunda adın Fırıldak Kubi ve Dansöz Nabi ile aynı sıraya yazılsın.Abdüllatif Şener, AK Partiden ayrıldıktan sonra en ağır hakaretleri yıllarca beraber yol yürüdüğü Erdoğana yaptı. Cumhurbaşkanına hakaretten hakkında dava açıldı. Abdüllatif Şener, hesabının, Ayyıldız Timi isimli bir grup tarafından ele geçirildiğini savundu ama avukatı mahkemedeki savunmasında buna hiç değinmedi. Milletvekili seçildiği zaman dava ertelenmişti. Şimdi yeniden başlayacak. Abdüllatif Şener, AK Partiden ayrılma sürecini siyasi ahlak ambalajına sardı ama bir anekdot aktarırsam yeterli olur.Deniz Baykal, cumhurbaşkanı adaylığı için Abdüllatif Şeneri önermiş, ancak Erdoğan, Adayımız, Abdullah Gül kardeşimiz diyerek Gülü aday göstermişti.Eşi başörtülü olduğu için Abdullah Gülün cumhurbaşkanı adaylığına karşı Cumhuriyet Mitinglerinin yapıldığı, 27 Nisan e-muhtırasının verildiği, 367 Kararının çıktığı bir dönemdi. İş AK Partiyi aşmış, demokrasi mücadelesine dönüşmüştü. Muhtıraya, 367 Kararına karşı dik durmak gerekiyordu. Erdoğan siyasette var olup olmama mücadelesini veriyordu. Abdüllatif Şener ise Meclis kulisinde bir grup gazeteciye Erdoğanı eleştiriyordu. Biz Erbakandan hep arabayı götürüp asker kışlasının duvarına vurduğu için ayrıldık. Bu da onu yaptı. O zaman biz Erbakandan niye ayrıldık? diyordu.AK Parti kulislerinde Abdüllatif Şenerin, Asker Erdoğanı götürür beni başbakan yapar diye bir beklentiye girdiği için AK Parti ile yollarını ayırdığı konuşulmuştu. Gerçek nedir bilemem ama bir siyasetçi için hiç iyi bir sicil değil. Kılıçdaroğlu, Erdoğana muhalif olan ne kadar AK Partili varsa onlarla işbirliği yaptı.Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğluna 35 milletvekilliği verdi.Onlar da Meclise girince ilk iş olarak CHP ile yollarını ayırdılar.Abdüllatif Şeneri Konyada milletvekili seçtirdi. Şener, cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğluna oy vermedi.Abdullah Gülü cumhurbaşkanı adayı yapmaya çalıştı. Gül, şimdi Kılıçdaroğluna uzak duruyor. Gönlü daha çok Ekrem İmamoğlundan yana.Kemal Bey, Erdoğana muhalif diye kim varsa tutup yanına alırsan böyle olur.Davasına, liderine, partisine ihanet eden, sana da eder.