İfadesinde cinayeti kabul etti, mahkemede reddetti
Kayseri’de 2006 yılında kaybolan iki çocuk annesi Saliha Toker’i 13 yıl sonra boğarak öldürdüğünü itiraf eden emekli öğretmen, çıkarıldığı mahkemede suçlamaları kabul etmedi.
Develi Cumhuriyet Başsavcılığı’na 28 Kasım 2016 tarihinde İsmet Toker, eşinden ayrılan ve iki kızı ile birlikte Develi ilçesinde yaşayan Saliha Toker’in 23 Kasın 2006 tarihinde 10 ve 11 yaşındaki kızlarını okula gönderdikten sonra evden ayrıldığını ve kızından bir daha haber alamadığını, Saliha’nın kaçırılmış olabileceğinden şüphe ederek şikayetçi oldu. Kayıp Saliha Toker ile ilgili kaybolduğu 23 Kasım 2006 tarihinden itibaren bulunmasına yönelik yapılan çalışmalarda hiçbir resmi kurumda hastane, banka veya PTT’de kayıtlarının bulunmadığı tespit edildi. Bu güne kadar ulaşılamamış olması, ayrıca kayıp olan Saliha Toker’in birlikte yaşadığı kızlarını bırakarak evden ayrılmış olmasını göz önüne alan polis ekipleri, Saliha Toker’in öldürülmüş olabileceğini değerlendirerek çalışma yaptı.
Cinayet ekipleri, kadının HTS kayıtlarında son görüştüğü kişiye ulaştı
Konu ile ilgili olarak Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından oluşturulan özel ekip, bir yıl saha çalışması yaptı. Bilgi sahiplerinin beyanları, HTS kayıtları ve teknik takip sonucunda emekli din kültürü öğretmeni Hasan B. isimli şahısla sabit hat ve cep telefonu üzerinden bir çok görüşme yaptığı belirlendi. Son görüşmenin de Kayseri’de yapıldığını tespit eden özel ekip, Saliha Toker’in gönül ilişkisi nedeniyle şüpheli Hasan B. tarafından öldürülmüş olabileceğini değerlendirerek, Hasan B.’yi 3 Nisan 2019 tarihinde gözaltına aldı.
Emniyet’te ‘boğarak öldürüp, cesedin etrafına taş dizdim’ demişti
Şüpheli Hasan B. yapılan sorgusunda Saliha Toker’i tanıdığını, kendisinden hamile olduğunu iddia ettiğini ve bu nedenle görüşmek için Kayseri’ye çağırdığını itiraf etti. Otomobil ile Erkilet bölgesi Hıdrellez tepesinden Kuşçu Mahallesine doğru boş bir araziye götürdüğünü söyleyen Hasan B., Saliha Toker’i burada boğarak öldürdüğünü ve cesedin üzerini kapatmadan çevresine taş dizdikten sonra olay yerinden ayrıldığını anlattı. Olaydan kimseye bahsetmediğini söyleyen Hasan B.’nin yapılan yer göstermesinde cesedi bıraktığı yerde arama yapıldı. Bölgenin dağlık bir alan olması, yerleşim yerlerine uzak olması ve cesedin toprağa gömülmemesinden dolayı cesede ulaşılamadı. Zanlı Hasan B. hakkında yapılan işlemlerin ardından adliyeye sevk edilerek, tutuklandı.
Bakanlık avukatı da duruşmaya katıldı
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanık Hasan B.(68) ile öldürülen Saliha Toker’in şikayetçi kız kardeşi Ü.T. ve avukatlar hazır bulundu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kayseri İl Müdürlüğü vekili de duruşmaya müdahil oldu.
Kadınla yaşadıklarını mahkemede anlattı
Emniyet, Savcılık ve nöbetçi mahkemede suçunu itiraf eden evli, 4 çocuk babası, emekli öğretmen tutuklu sanık Hasan B. mahkemede üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, Saliha Toker’i öldürmediğini iddia etti. Hasan B. mahkemede şunları söyledi: “2005 yılında emekli olduktan sonra emlak işine başladım. 2006’nın 7 Kasım’ında yazıhaneye o kadın geldi, kiralık ev aradığını söyledi ama biz kiralık ev olmadığını söyledik, kadın da hem kartvizitimi aldı hem de kendi numarasını bırakıp, olursa haber vermemizi söyledi. 3-4 gün sonra tekrar aradı, biz kiralık daire olursa kendisini arayacağımızı, kendisinin aramamasını söyledik ama 10-15 kez aradı, çoğuna cevap vermedim. O sene hac programımız çıkmıştı, evdeydik, ben telefonları açmayınca evi arayıp, telefona çıkan eşime ‘Hasan’dan hamileyim’ demiş, eşim de kızıp oğluma vermiş ama oğlumla konuşmadan kapatmış. Sonra ben kendisini arayarak ‘evimi siz mi aradınız?’ dedim, o da ‘evet ben aradım’ dedi. Bana ‘Hasan amca ben Kayseri merkezde yaşamak istiyorum, çocuklarımın eğitimi burada devam etsin, bana bir ev tut, imam nikahı kıyalım’ dedi. Ben de kendisine kızıp telefonu kapattım. Daha sonra benimle görüşmek istediğini söyledi, ben de gittim, aracın arka koltuğuna bindi. Bana Erkilet’te akrabası olduğunu, oraya bırakmamı söyledi. Götürdüm ama araçtan inmedi, ‘aracı sür, konuşalım’ dedi. Ben de kendisine çocukların dağılmış aileler yüzünden başarısız olduğunu, eşi ile barışması konusunda nasihatler verdim. Araçla bayağı bir gitmiştik, o kayıtlarda geçen yere kadar gittik, orada bana kızdı, araçtan indi. Ben de kendisine binlerce öğrencim olduğunu, mutlu yuvam olduğunu, itibarı olan bir kişi olduğumu ve imam nikahı ile ikinci nikah alamayacağımı söyledim. Bana ‘vali misin, milletvekili mi?’ diyerek araca binmedi. Ben de kendisini orada bırakıp gittim.”
Sanık: ‘Emniyet’te baskı ile öldürdüm’ dedim
Vicdanının rahat etmediğini ve bir gün sonra kadının evini aradığını söyleyen Hasan B., “2006 yılının 24 Kasım Öğretmenler Günü diye hatırlıyorum, vicdanım rahat etmedi, o gün yalnız başına orada ne yaptığını merak ettim. Ucuz diye ev telefonunu aradım, telefona çocuklar çıkınca ‘ben annenizim, geleceğim’ diyerek telefonu kapattım. O gün hiç aramadığına seviniyordum. Yıllar sonra polis aradı, gittim. Bir fotoğraf gösterdi, gerçekten tanımadım. Develi’ye gidip gitmediğimi sordu. Bu kadın 2006’dan beri kayıp diyerek beni gönderdi. Eve geldiğimde o kadının Saliha Toker olduğunu hatırladım. 2 ay sonra polis yine geldi, kelepçe takıp beni götürdü. Hücreye götürdüler, sürekli gözümü bağlayıp, 4. kata çıkarıp, indirdiler. Copla ellerime vurdular, ‘seni Müge Anlı’ya çıkarırız, manşetlere çıkarsın, rezil olursun’ diye, torunum, ailemle tehdit ettiler. ‘Söyle kurtul’ dediler. 3 gün işkence gördüm. ‘Artık dayanamayacağım, ne olacaksa olsun, ben öldürdüm’ dedim. Bana ‘hadi yeri de göster’ dediler. Ben de kadınla en son gittiğim yeri polislere gösterdim” diye konuştu.
‘İşkence gördüm’ dedi ama savcılığa suç duyurusunda bulunmamış
Mahkeme başkanının ‘karakol dışında, savcılıkta, hakimlikte neden işkence gördüğünü söylemedin? Orada da avukatın ile birlikte suçu itiraf etmişsin’ diye sorması üzerine, sanık Hasan B. “Çıldırmıştım, korku ve paniğim savcılık ve hakimlikte de devam etti, polis ne dediyse onları oralarda da söyledim” dedi. Şimdiye kadar savcılığa suç duyurusunda bulunup bulunmadığı sorulduğunda ise sanık “Bulunmadım” cevabı verdi.
Öldürülen Saliha Toker’in şikayetçi kız kardeşi Ü.T. ise sanık yakınlarının kendilerine para teklifinde bulunduklarını ancak kabul etmediklerini, sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.
6 tanığın dinlendiği davada savcı, cesedin bulunması için etkin bir çalışma yapılması adına emniyete müzekkere yazılmasını, sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti.
Mağdur avukatı: “Hiçbir cinayet kusursuz olmuyor”
Saliha Toker’in şikayetçi ailesinin avukatı da “Sanığın emniyetin üzerine attığı iftiralar günümüzde hayatın olağan akışına terstir. Sanık cinayeti kusursuz işlediğini düşünüp bu zamana kadar yaşamış, ancak hiçbir cinayet kusursuz olmuyor. Kadın ile ev telefon numaralarını verecek kadar samimi olmuşlar. Kendisi cinayeti anlatmış, cesedi taşlar ile çevirdiğini, pardesüyü kadının üzerine örttüğünü itiraf etmiş” diye konuştu.
Sanık avukatı: “Hiçbir hayvan insan kemiklerine kadar yemez”
Sanığın avukatı ise hiçbir yırtıcı hayvanın bir insan bedeninde kemiklerine kadar yiyemeyeceğini, hatta elbiselerini dahi yemeyeceğini belirterek, somut hiçbir delil olmadığını anlattı.
Varsa kimliği belirsiz cesetler araştırılacak
Mahkeme heyeti verdiği ara kararda 2006 yılından itibaren kimliği tespit edilemeyen herhangi bir cesedin bulunup bulunmadığı, otopsi yapılıp yapılmadığı, DNA eşleşmelerinin olup olmadığı hususunun tespiti için Kayseri Emniyet Müdürlüğü Cinayet Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, gelmeyen tanığın zorla getirilmesine ve sanık Hasan B.’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı Aralık ayına erteledi.
Sevgilisini öldüren 70 yaşındaki adama müebbet
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Meteoroloji il il uyardı: Lapa lapa kar geliyor! Don, tipi, buzlanma...
KENDİ ELLERİYLE YAPTI! Yatağa bağımlı 47 yıllık eşi için binanın dışına asansör
Yolda yatan köpeği ezdi: 10 saatlik kamera incelemeleri sonucu yakalandı!
HABER || İzmir'de 3 polisi yaralamışlardı! Adliyeye sevk edildiler
İstanbul'da yıkım sırasında şok! Yan binanın duvarının olmadığı ortaya çıktı: Yatak odası açıkta kaldı