hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hükümetten dershane açıklaması

    Hükümetten dershane açıklaması
    expand

    Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Konu paydaşlarıyla tekrar ele alınacak" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Genel af
    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Arınç, bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın Diryabır'daki konuşmasının ardından kamuoyunda genel af tartışmalarının başladığını belirterek hükümetin böyle bir çalışması olup olmadığını sorması üzerine, şunları söyledi:

    "Arkadaşlar, çok açıktı Sayın Başbakanın konuşması. Sadece Diyarbakır değil bütün dünya duydu. Yazılı metne bağlı kalarak Sayın Başbakan, konuşmasını yaptı ve bununla ilgili paragrafın tümünü dikkate aldığınızda bir genel af beklentisinin bugün için hiçbir şekilde dile getirilmediğini görürsünüz. Kaldı ki bu konuda Sayın Başbakanın geçmişte bazı arkadaşlarımızca sorulduğu için bundan önceki zamanlar içerisinde yaptığı açıklamalar var. Genel af bugünün gündeminde yok. Sayın Başbakanımız o konuşmasında geleceğe dair bir perspektif çiziyor. Ben de ısrarla okudum. 'Allah izin verirse ömrümüz de olursa gelecekte böyle bir Türkiye hayal ediyoruz' diyor. Yani cezaevlerinde hiç kimse olmasın, dağlarda hiç kimse olmasın, barış olsun, özgürlük olsun. İnsanlar kendilerini daha iyi temsil etsinler, yasaklar kalksın, kucaklaşma olsun. O gün Diyrabakır'da bundan başka bir şey konuşulmadı."

    Diyarbakır buluşması

    "Dün gelen konuklarımızın konuşmaları, hem halkın tepkileri hem de çok güzel karelere yansıyan fotoğraflarda insanlar barıştan, kardeşlikten hep daha çok bahsettiler" ifadesini kullanan Arınç, şöyle devam etti:

    "Göz yaşı dökülmesin dediler, anneler ağlamasın dediler. Artık hiç kimse kendi toprağında 37 sene değil 37 gün bile ayrı kalmasın dediler. Yani bu kadar güzel bir konuşmanın içerisinden 'ha demek ki ertesi gün af çıkacak, bunlar bir şekilde dışarıda olacaklar' anlamını lütfen çıkarmayınız. Hiç kimse de bu çaba içinde olmasın.Esasen medyanın bir kısmında böyle anlaşılmış olmakla birlikte, bunun geleceğe ait bir perspektif olduğunu herkes çok daha iyi anladı.

    Cezaevlerini boşaltacak biz değiliz, hükümetimiz değil. Türkiye'de bir yargı var. Dağa çıkmaların önlenmesi vesairesi hepsi çözüm sürecinin mutlaka iyi bir şekilde sonuçlanmasına bağlı. 'Türkiye'de terör biterse eylem biterse ve silahlar bırakılırsa fikirlerin siyasetin konuşulacağı günler gelirse Türkiye gelecekte şöyle güzel günler görebilecektir' dedi Sayın Başbakanımız. Herkesi duygulandıran bir konuşma yaptı."

    Başbakan ile olan gerginlik

    Arınç, başka bir gazetecinin, öğrenci evleriyle ilgili açıklamalarının farklı boyuta taşındığını, Başbakan Erdoğan'ın da "eğer problem varsa aramızda hallederiz" dediğini hatırlatarak bu konunun Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine şu yanıtı verdi:

    "Bugün belki karşınıza farklı bir hükümet sözcüsü görmeyi hayal ediyordunuz. Ben görevimin başındayım. 15 gün evvel yapılan konuşmalar, açıklamalar, bunların hepsi kamuoyunun malumudur. Biz günübirlik bir siyasetçi değiliz. Geçmişten bu yana tecrübemiz var. Öncelikle şunu söylemem lazım: Şu anda bir bakan olarak, AK partinin bir milletvekili olarak benim hiçbir sözüm, benim hiçbir davranışım, benim hiçbir eylemim hükümetime zarar vermemeli, başbakanıma zarar vermemeli.

    Ben kendi şahsım ile ilgili konuşmalarımda, görüşlerimde, düşüncelerimde fikirlerimi ifade ederim ama bunların bir hükümete zarar verecek noktaya gelmesini, başbakanı yıpratacak noktaya gelmesini arzu etmem. Biz geçmişten bu yana arkadaşlığı kardeşliğini dava sahipliğini bilen insanlarız. Bizim için hiçbir mesele kalmamıştır. Biz gerekli her şeyi konuştuk. Bugün görevimin başında, yapabildiğimiz kadar bunu yapmaya devam edeceğiz. Şüphesiz Diyarbakır seyahatine katıldım.

    Ondan daha önce başka görüşmelerimiz oldu. Bizim aramızda her sorunu bu şekilde çözen, bu yola böyle devam eden insanlarız. Başka partilere, başka kişilere benzemeyiz. Eğer partimize hükümetimize zarar verecek bir sözün, eylemin sahibiysek kendimizi feda ederiz. Yeter ki hükümetimiz zarar görmesin diye. Bu noktada hiçbir anlaşmamzlığımız çatışmamız olmadı. Sayın Başbakan'la bu konuyu kendi içimzde gayet güzel bir şekilde konuştuk. Görevimizi en iyi şekilde yapmak için söz verdik."

    Yeni anayasa

    "TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 'Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışabileceğine inancım yok' dedi, parti liderlerine birer mektup göndereceğini söyledi. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz, bundan sonra Uzlaşma Komisyonunun çalışmaları noktalanmış mı oluyor?" sorusu üzerine Arınç, bunun hükümetin konusu olmadığını ve görüşülmediğini söyledi.

    Şahsi fikrini açıklayacağını ifade eden Arınç, "Bu geç verilmiş bir karar bence. Sürecin sahibi Meclis Başkanı olduğuna göre bizim bu konuda söz söyleme hakkımız yoktur. Ne Sayın Başbakanımızın ne bizim. Çünkü Meclis'te kurulan komisyonun tabii başkanı o dur, süreci o başlatmıştır. İşe yaramıyorsa bir somut sonuç ortaya çıkmıyorsa bunu daha fazla sürdürmenin de hiçbir şekilde menfaati kalmamıştır" diye konuştu.

    "Dershane gerçeğini biliyoruz"

    Arınç, "Deshanelerin kapatılmasına yönelik düzenleme özel teşebbüs hürriyetine aykırılık teşkil etmez mi? Konuyla ilgili şahsi düşünceleriniz nelerdir?" sorusu üzerine, işin bütün boyutlarıyla tartışıldığını söyledi.

    Bu konuda tarafgir hareket eden bir hükümet olmadıklarına işaret eden Arınç, dershane gerçeğini bildiklerini vurguladı.

    Binlerce öğrencinin, yüzlerce dershanenin, öğretmenlerin, çalışanların bulunduğunu dile getiren Arınç, "Eğitime bir katkı olsun diye düşünülmüş, çocuklarımıza sınavlarında yardımcı olsun diye düşünülmüş ve iyi düşünülmüş, kanun içerisinde de yeri var. Ancak elimizdeki yazılı metinler, zannediyorum 1996-2003 arasındaki 7, 8, 9. kalkınma planında dershanelerin süreç içerisinde özel okullara dönüştürülmesi ve eğitime kalite kazandırılması planlanmış. Bu kalkınma programları, Mecliste görüşülüp kabul edilir, birkaç tanesinde de ben bulundum. O zaman itirazlar yapılmamış ve bugünlere kadar gelinmiş" diye konuştu.

    Daha sonra da hükümetleri döneminde iki sebeple dershanelerin bir şekilde özel okullara dönüştürülmesinin doğru olacağının kararlaştırıldığını anlatan Arınç, şöyle devam etti: "Bir, bu hükümet 11 yıl içinde eğitime öyle güçlü bir destek verdi ki biz 7 yıldan beri Milli Savunma Bakanlığı bütçesini arkada, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini birinci sırada kabul eden bir Hükümetiz. 7 katrilyondan 47 katrilyona kadar yatırımları çıkarmışız. Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası ile de sadece kendi ilimi söyleyeyim: Bursa'da bugüne kadar hayırseverlerin, hamiyetli vatandaşlarımızın eğitime kazandırdığı okulların mali tutarı 325 milyon lira. Memleketimize çok güzel hizmetler yapılıyor. Bu eğitim öğretim yılı, 2013-2014, konuşmalar yapmak için bir dosya hazırlattım kendime. Bazı okullarda açılışlara gittim, kendi torunumu okula götürdüm, ilk gün yanında bulundum.

    Şu anda anaokulundan başlayarak, biz ona okul öncesi diyoruz lise sona kadar 15 milyon küsur, 16 milyon öğrencimiz var. Bu müthiş bir rakam. Avrupa'nın 4 veya 5 ülkesini toplasanız onların nüfusu kadar. 16 milyona yakın öğrenciye biz bugün 800 binden fazla öğretmenle 550 bin derslikle hizmet veriyoruz. Okullarımız çok fazla, sınıfları çok rahat ve geniş. 30 öğrenciyi aşmamasına dikkat ediyoruz. Sadece hükümetimiz döneminde işe başlayan öğretmen sayısı 400 binden fazla.

    Tabletler vereceğiz, akıllı tahtalar veriyoruz, eğitim ekipmanlarını, okul araç ve gereçlerini de artırıyoruz. Eskiden dershanelere duyulan ihtiyaç, eğitim sistemindeki aksaklıklar sebebiyle çocuklarımızın başarılı olamaması gerçeğiydi. Ama şimdi diyoruz ki eğitime bu kadar yatırım yaptık, yüzlerce, binlerce öğretmenimiz var, derslerimiz var, dershanelerimiz var, özel okullarımız var, dershanelere artık ihtiyaç kalmamalı. Nitelikli eğitimi okullarımız vermeli. Artık ilave bir tedbire ihtiyaç kalmamalı. Bu suretle çocuklarımız ve onların aileleri birtakım masraflar yapmak külfetinden kurtulmalılar."

    "Dershaneler ihtiyaç olmaktan çıkmıştır"

    Eğitime yaptıkları yatırımlara ilaveten geçen yıl da 4+4+4, yeni bir eğitim sistemine geçildiğini hatırlatan Arınç, "İlkokul, ortaokul ve lise. Dolayısıyla bu yeni eğitim sistemi ciddi şekilde uygulanırsa ki uygulanacaktır mutlaka, yeni seçmeli dersler, yeni ders programlarıyla öğrencilerimiz arasındaki katsayı farklılıklarını da kaldırarak eşit ve rekabetçi bir noktaya gelmişsek, dershaneler bir ihtiyaç olmaktan çıkmıştır diye düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

    "Başbakan talimat verdi"

    Eğitimin devletin birinci işi olduğunu vurgulayan Arınç, "Bugün çok güzel bir görüşme yaptık. Milli Eğitim Bakanımızın hazırladığı taslak üzerinde bütün bakanlarımız kendi önerilerini getirdiler ve biz doğru olanı yaptık. Sayın Başbakanımız, Milli Eğitim Bakanına talimat verdi, 'Bu konuda kim ne söylüyorsa görüşeceksiniz. Bu konuda kimin ne talebi varsa bunları hükümet olarak karşılayıp karşılayamayacağımıza bakacaksınız, ondan sonra bir mutabakatla veya en azından kamuoyuna projemiz budur, teklifimiz budur diye net olarak çıkma imkanı bulacağız.' Bu konu Türkiye'nin lehinedir, öğrencilerimizin lehinedir, eğitim sisteminin lehinedir. İnşallah bunu zaman içinde gerçekleştirme fırsatı bulacağız" ifadesini kullandı.

    Bu konuda eleştirilerde bulunan herkesin eleştirilerine saygı duyduğunu anlatan Arınç, "Kendi içlerinden maksatlı, hükümeti yıpratmak amacıyla hareket edenleri de çıkarmaları gerektiğini düşünüyorum. Biz hükümetimizle öğrencimiz, velimiz arasında başka birisine doğrusu ihtiyaç duymuyoruz" dedi.

    Dershanelerle ilgili taslak tartışması

    Başbakan Yardımcısı Arınç, Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat şemasında yapılması düşünülen bazı konuları ve dershanelerle ilgili konuların da gündeme geldiğini, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın bilgelendirme noktasında bir çalışma yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:

    "Bu çalışmayı arkadaşlarımızın soruları, önerileri eleştirileriyle birlikte daha da zengileştirerek özellikle dershaneler konusunda halka yanlış akseden bazı bilgilerin bulunması dikkate alınmak suretiyle halkımızın, dershanelerde okuyan çocuklarımızın, onların ailelerinin, öğretmenlerin ve dershane yöneticilerinin de görüş ve düşüncelerine müracaat edilmek suretiyle paydaşlarla birlikte bu konunun tekrar ele alınmasının yararlı olacağı konusunda bir görüş birliğine vardık. Sayın Bakan bu çalışmaları yaptıktan sonra Bakanlar Kurulumuza yeniden bir sunumda bulunacaklar."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow