Hükümet AB için eylem planı hazırlıyor
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Avrupa Birliği sürecinin masaya yatırıldığını ve bu konuda çok önemli kararlar alındığını rahatlıkla söyleyebilirim. Avrupa Birliği'ne yeni ama takvimleştirilmiş yani süreç içinde, belirli zaman dilimleri içinde gerçekleştirilecek bir eylem planı yapılıyor" dedi.
Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Oldukça uzun bir toplantı gerçekleştirildiğini ifade eden Bülent Arınç, bazı konuların önemine binaen etraflı bir biçimde görüşüldüğünü dile getirdi.
Toplantıda bazı bakanların sunum yaptığını bildiren Arınç, "Öncelikle bugünkü çalışmalarımızın temelini ve daha çok vakit ayırdığımız için birinci planda önem verdiğimiz konu, Avrupa Birliği konusu oldu" diye konuştu.
Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu konuda bir çalışma yapılması talimatı verdiğini, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın da Avrupa Birliği katılım süreci çalışmaları hakkında etraflı bir sunum yaptığını söyledi.
Eylem planı hazırlığı
Arınç, şunları belirtti: "Avrupa Birliği sürecinin masaya yatırıldığını ve bu konuda çok önemli kararlar alındığını rahatlıkla söyleyebilirim. Avrupa Birliği'ne yeni ama takvimleştirilmiş yani süreç içinde, belirli zaman dilimleri içinde gerçekleştirilecek bir eylem planı yapılıyor. Bunun hazırlığı yapılmıştı, taslağı
üzerinde çalışmalar gözden geçirildi. Bu eylem planı hazırlığı mademki takvimleştirilmiş olarak ifade ediyorum, bugünkü günden itibaren 2014 sonuna kadar, takriben 3,5 aylık bir takvim içerisinde bir eylem planı, 2015 Ocak'tan, muhtemelen haziran ayında yapılacak seçimlere kadar ikinci bir eylem planı, 2015
seçimlerinden sonra 2019'a kadar da bir eylem planı olarak dikkat çekici bir çalışma üzerinde duruyoruz.
AB Bakanımız Volkan Bozkır, bugün akşam saatlerinde de yurt dışında yine AB ile ilgili bir çalışma yapmak üzere ayrıldılar. Bizim eylem planımız üzerinde müzakere sürecini dikkate aldığımızı, siyasal ve stratejik süreci dikkate aldığımızı, algı ve iletişim sürecini dikkate aldığımızı ifade edebilirim. Yani 3 aşamalı eylem planı içinde bugüne kadar 2005'ten beri devam eden müzakere sürecinde yeni argümanlarımız ne olacaktır, siyasal ve stratejik süreçlerde eksikler, noksanlıklar nelerdir ve bunun brüksel Türkiye'ye bakıldığı zaman, Türkiye'den Brüksel'e, Avrupa Birliği'ne bakıldığı zaman görüntü ne noktadadır ve her iki merkezdeki algıların ve iletişim sürecinde yaşanan olumsuzlukların giderilmesine yönelik eylem planımızı, yapısal reformları da 2015-2019 arasına sıkıştırabileceğimiz bir acil eylem planına dönüştürüyoruz.
Bu süre içinde ilgili bakan arkadaşlarımızın Brüksel ile ilişkileri Brüksel'de AB sürecindeki aktörlerin de Türkiye'ye yönelik çalışmaları ayrıca planlanmış olacaktır."
"Kullanacağımız üsluptan, dilden pozitif yaklaşımımızı göreceksiniz"
"Kendi içimizde de şüphesiz reform izleme gurubu toplantılarının yeni bir süreç olarak ele alınması, AB fonlarıyla ilgili çalışmalar, bakanlıklar arası koordinasyonun güçlendirilmesi, Avrupa Parlamentosu ile ilişkilerimizin yeniden gözden geçirilmesi ve diğer konularda tartışıldı" bilgisini veren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Epeyce dikkat çeken bir çalışma oldu. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: özellikle son yıllarda Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin soğumaya dönüştüğü ve fasılların açılıp kapatılması konusunda müzakere faslında çok büyük engellemelerle karşılaşıldığı ve Türkiye kamuoyunun AB sürecine olan desteğinin giderek göreceli olarak zayıfladığı konuları, herkes tarafından konuşuluyor ve yazılıyordu.
62. Hükümetimiz, Sayın Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki hükümetimiz, konuyu baştan bugüne kadar tekrar değerlendirmek suretiyle tam üyeliğe yönelik müzakere sürecimizin pozitif anlamda desteklenmesi, AB hedefinden vazgeçmediğimizi, mevcut sorunların da diyalogla, uzlaşmayla mutlaka olumlu olarak çözülebileceğini dikkate alarak bu çalışmaları yaptı. Kullanacağımız üsluptan, dilden, pozitif yaklaşımımızı göreceksiniz. Hazırladığımız ve ilan edeceğimiz eylem planında bu konuya yeni pozitif olarak baktığımızı göreceksiniz. Yaşanan son olumsuzlukların karşılıklı diyalogla ve süreç içerisinde kolaylıkla çözülebildiğini hep beraber tekrar göreceğiz. Bugünün bence en flaş konusu: Türkiye'nin AB sürecindeki yeni, olumlu ve pozitif yaklaşımının mutlaka üyeler tarafından da rahatlıkla benimsenecek bir noktaya evrilmesidir, götürülmesidir."
Kürtçe eğitim
Bülent Arınç, "PKK tarafından ana dilde Kürtçe eğitim amacıyla açıldığı Doğu ve Güneydoğu'da ancak yasadışı olduğu için savcılık tarafından işlem başlatılan okullarla ilgili ne söyleyeceksiniz? şeklindeki bir soruya şöyle cevap verdi:
"Son demokratikleşme paketi içerisinde özel eğitim kurumlarında Türkçe yine esas olmak üzere Kürtçe dersler verilebileceği kararlaştırılmıştı. Seçmeli ders olarak da Kürtçe'nin okutabileceği kararlaştırılmıştı. Bunun hayata geçmesi için hazırlanan yönetmelik kapsamında özel bir eğitim kurumunun olması gerekir. Bu özel eğitim kurumunun tam donanımlı olması gerekir.
Oysa bugün kavgası yapılmak istenen şey, yapay bir tartışmadır. Bir yerde bir okul yapımına gidilmiş, tuğlalar üst üste konuyor ama laf arasında buranın Kürtçe eğitim verecek bir okul olduğu söyleniyor. Sorduğumuz zaman bunu söylemiyorlar. Ama çevreye yaydığı dedikodulardan bunun özel bir eğitim kurumu olacağı ve Kürtçe eğitim yapacağı faraza bir köyden bahsederek bunu söylemek mümkün. Bu propaganda ve provokasyona yönelik bir çalışmadır. İzinsiz, ben yaptım oldu, mantığı ile hayata geçirilmek istenen, okul bile denilemez bir girişimin yasa dışı olduğu valilik tarafından bildirilmiştir" diye yanıt verdi.
"Suriyeli sığınmacılara nüfus cüzdanı verilmiyor"
Suriyelilere özel kimlik verileceğine dair iddialar sorulan Arınç, "Gerçek böyle değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verdiğimiz türden bir nüfus cüzdanı kesinlikle Suriye'den gelen sığınmacılara verilmemektedir. Verilmesi de mümkün değildir. Ancak ülkemizde bulunan Suriyeli sığınmacılara misafir tanıtma kartı düzenlenmektedir. Bu hiçbir zaman nüfus cüzdanı yerine vatandaşlık verilmiştir, anlamına gelmez. Bu şekilde sığınmacılar sağlık ve eğitim gibi hizmetlerden yararlanabilmektedir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin IŞİD tutumu
Türkiye'nin IŞİD'e karşı söz konusu koalisyon için tutumunun nasıl olacağı sorulan Bülent Arınç, şu ifadeleri kullandı: "ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türk,ye'ye geldiğinde toplantılar yapıldı. Bunların dışında herhangi bir söz konuşmaya veya bu konuda herhangi bir cevap vermeye de gerek yok. 11 Eylül'de Cidde toplantısına davete edildi Türkiye, bu toplantıya katıldık. Bugün de Paris toplantılarında ülkemizin bu noktada görüşleri açık bir şekilde ifade edildi.
Biz bölgesel istikrarı ve refahımızı tehdit eden terör yapılanmaları karşısında bölgesel eşgüdüm mekanizmalarına önem vermekteyiz. Tehditler karşısında Türkiye tüm dost ve müttefikleriyle yakın bir işbirliği içinde hareket etmeye her zaman gayret gösterdi.
Türkiye koalisyona katılmadı derken Cidde bildirisine imza atmamasını kastediyorsanız başbakanımız Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz günlerde açık bir şekilde bir televizyon programında söyledi. ABD'nin ne istediği ne kadar belliyse bizim de neden imza atmadığımız o kadar açıktır. Arife tarif gerekmez. Herkesin bildiğini tekrar ifade etmeye gerek yoktur, demiştir.Türkiye uluslararası toplumun önemli bir parçasıdır. Uluslararası toplumda kendi çıkarları beklentileri ve öncelikleri doğrultusunda birlikte hareket etmeye ve işbirliğine de her zaman açık durumdadır" diye konuştu.
"Torbayı literatürümüzden çıkaracağız"
Torba yasa ile Zonguldak'ta kapanan madenler ile ilgili olarak değerlendirmede bulunan Arınç, "Torba gibi bir lafı yasama literatürüne sokma gayreti içerisinde değiliz. Bunu literatürümüzden çıkaracağız. Bundan sonra bu kadar maddeli bir tasarıyı umarım ki görmeyeceksiniz. Sayın başbakanımızın talimatı budur. Artık 3, 5, 10, 15 neyse o iş için gerekli olan tasarılar Meclis'imize gönderilmiş olacaktır. İş güvenliği maliyeti yüksek olan bir iştir. 'Maliyetler yükseldi, ben burayı kapatıyorum'. Bu anlayışla karşılanacak bir şey değildir. Demek ki bugüne kadar insan hayatı çok ucuzdu sen bu işe devam ediyordun. Bu kadar ucuz değil. 300'den fazla maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma olayları Türkiye'de 76 milyon insanın gözünü açmalıdır. Hükümet olarak biz bundan gerekli dersimizi aldık" dedi.
Bedelli askerlik
Hükümetin gündeminde bedelli askerlik olup olmadığı sorulan soruya Bülent Arınç, "Bir beklentinin olduğunu biliyorum. Bugünkü toplantımızda bedelli askerlik konusunda bir cümle bile sarf edilmemiştir. Yeni bir askeri ceza kanunu yapmak arzumuzdan kaynaklanan bir taslağı bugün görüştük. Bedelli askerlik konusu gündeme gelmedi" diye karşılık verdi.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
SON DAKİKA HABERİ... Bölge bölge yeni uyarı: Sıcaklıklar 9 derece düşecek!
İstanbul'da öldürülen küçük Şirin Elmas Hanilci gözyaşlarıyla defnedildi
SON DAKİKA! Fenerbahçe tribün liderlerinden Cem Gölbaşı gözaltına alındı
On yıllar geçse de cevapsız sorular var! Toryum ve nükleer enerji üzerine çalışıyordu! Düşen uçakta o profesör de vardı! Eşi diyor ki...
'Asrın Felaketi'nin ürküten yüzü: Resmen yer yarıldı!