hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Hidayet Karaca'nın avukatlarından HSYK'ya şikayet

    Hidayet Karacanın avukatlarından HSYKya şikayet
    expand

    14 Aralık Soruşturması'nda tutuklanarak cezaevine konulan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatları, soruşturma savcısı, tutuklama kararını veren hakim ve tutuklamaya yapılan itirazı reddeden hakimi "Görevi kötüye kullandıkları" gerekçesiyle HSYK'ya şikayet etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "14 Aralık" soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatları, soruşturma savcısı ile tutuklama kararını veren hakim ve tutuklamaya yapılan itirazı reddeden hakimi "Görevi kötüye kullandıkları" gerekçesiyle HSYK'ya şikayet etti. 

    Karaca'nın avukatları tarafından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan şikayet dilekçesinde, soruşturma savcısı Hasan Yılmaz, tutuklama kararını veren İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun ve tutuklamaya yapılan itirazı reddeden 2. Sulh Ceza Hakimi Hulusi Pur'un görevi kötüye kullandıkları, suç uydurma ve hürriyeti tahdit suçlarını işledikleri iddia edildi. 

    2 hakim ve savcı şikayet edildi 

    Şikayet dilekçesinde, soruşturma savcısı Hasan Yılmaz'ın "gözaltı süresinin ihlal edilmesi", "ifade sırasında savunma hakkının kısıtlanması", "hukuka aykırı delil oluşturma" gerekçeleriyle görevini kötüye kullandığı iddia edildi.  Dilekçede ayrıca, tutuklama kararını veren hakim Bekir Altun "tutuklama kararının gerekçesiz olduğu" iddiasıyla, avukatların tutukluluğa yaptığı itirazı reddeden hakim Hulusi Pur'un da aynı gerekçeyle "görevi kötüye kullandığı" iddiasıyla şikayet edildiği belirtildi. Hakimler ve savcılar hakkında, "ceza soruşturması açılması, disiplin soruşturması başlatılması ve görevden el çektirilmeleri" talep edildi. 

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Makul bir şüphenin bulunması gerekir"

    Dilekçede, "Bir kişinin ceza soruşturması çerçevesinde yakalanabilmesi ve gözaltına alınabilmesi için, öncelikle atılı suçu işlediğini gösteren, objektif gözlemcileri ikna edici makul bir şüphenin bulunması gerekir. Makul şüphenin varlığı, özgürlükten yoksun bırakmak için bir ön şart olup, gözaltı için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Diğer bir ifadeyle, makul şüphe olmadan bir kişinin çok kısa bir süre dahi yakalanıp özgürlüğünün kısıtlanması mümkün değildir. Aksi durum, hürriyeti tahdit suçunu oluşturacaktır" denildi. 

    "Karar geriye veya bir başka tarihe bırakılamaz"

    Dilekçede ayrıca, "Sulh Ceza Hakimi, davanın esasının görüleceği esas hakimi/mahkemesi değildir. Savcılık iddialarına göre dava açılacaksa, görevli ve yetkili mahkeme olan ağır ceza mahkemesi esas mahkeme olacaktır. Sulh Ceza Hakimlerince icra edilen sorgu, ara verilmeden icra edilir. Karar geriye veya bir başka tarihe bırakılamaz. Zira sorgu sonucu kararı bekleyen şüpheliler, hürriyeti kısıtlanmış bir halde beklemektedir. Oysa Sulh Ceza Hakimi sorguyu bitirdiği halde, kararı ertesi gün saat 14.00'te açıklayacağını söyleyerek, kanunu da aşarak Anayasayı ağır şekilde ihlal etmiştir" ifadesine yer verildi.  

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Fransız polisi saldırganları kuşattı

    IŞİD'den Charlie Hebdo "tebriği"

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow