hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Herkesin dinlenmesi mümkün değil"

    Herkesin dinlenmesi mümkün değil
    expand

    CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın yasa dışı dinlendiği iddiasının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, taslak raporunda, "telekomünikasyon yolu ile gerçekleşen yasal süreçlerde herkesin, kamu görevlileri tarafından dinlenmesinin mümkün olamayacağını" tespit etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü'nün başkanlığını yaptığı Meclis Araştırma Komisyonu, taslak raporunu tamamladı.

    Komisyonun 35 sayfalık taslak raporunda, Sav'ın dinlenilmesi iddiasından sonra, iletişimin denetlenmesine ilişkin yasal düzenleme, usul ve esaslara yer verildi.

    Taslak raporun, iletişime yasa dışı müdahale yöntemlerinin değerlendirildiği bölümde, "casus" yazılımlara yer verilerek, komisyona bilgi veren uzmanların, piyasada 500'den fazla casus yazılım programı bulunduğunu ifade ettikleri belirtildi.

    Sonuç ve çözüm önerileri bölümünde, Sav'ın yasa dışı dinlendiği iddiasıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yaptığı iki ayrı soruşturma ve bunlara ilişkin süreç anımsatılan taslak raporda, şu görüşlere yer verildi:

    "Bir suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse hangi şekilde işlendiği ve hangi kanun maddesinin ihlal edildiği hususları, yargı yetkisine ilişkin olup bağımsız mahkemelerin görev ve yetkisi kapsamındadır. Komisyonumuzun yargı mercileri tarafından verilen kararları yok kabul edip görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak görüş açıklaması, Anayasa'nın 138. maddesinin ihlali sonucunu doğurabilecektir. CHP Genel Sekreterinin yasa dışı dinlendiği iddiasına ilişkin olarak araştırılması gereken başka bir husus bulunmadığı kanaatine varılmıştır."

    Komisyonun tespitleri

    Taslak raporun, yasa dışı dinlemelere ilişkin "tespit ve değerleme" bölümünde, demokratik hukuk devletinin, vatandaşın can ve mal emniyetini sağlamanın yanında devlete olan güveni de tesis etmesi; bireylerin sağlıklı bir şekilde haberleşmesini yerine getirirken, devletin genel güvenliğine, halkın can ve mal emniyetine karşı gelebilecek her türlü tehlikelere karşı da gerekli tedbirleri alması gerektiği belirtildi.

    Taslak raporda, "Bu husus demokratik hukuk devletleri açısından hayati öneme haizdir" denildi.

    Anayasada ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinde, herkesin, haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğuna yer verildiğine işaret edilen taslak raporda, insanların haberleşme özgürlüğünün, meşru ve yasal temellere dayandırılarak hakim kararı alınmak şartı ile devletin müdahalesine konu olabildiği ifade edildi.

    "Demokratik toplumun gerekleri de bu tür meşru müdahalelerin ölçüsünü ve sınırlarını açık olarak tespit edilmesini temel şart
    olarak belirlemiştir" denilen taslak raporda, sınırlandırmanın yapılabileceği hallerin, Anayasada ve AİHS'nin 8. maddesinde sayıldığı bildirildi.

    Güvenlik birimlerini zan altında bırakma

    Son yıllarda kamuoyunda, kişilerin yasa dışı dinlendiğine dair yaygın bir kanaatin bulunduğu, normal vatandaşların bile dinlendiğine dair söylemlerin olduğu, bu durumun da terör ve organize suç örgütleri ile mücadele eden güvenlik birimlerini zan altında bıraktığı belirtilen taslak raporda, şunlar kaydedildi:

    "Dinlemeyle görevli ve ilgili kurum temsilcilerince dile getirilen görüşlerde de yer aldığı üzere, telekomünikasyon yolu ile gerçekleşen yasal süreçlerde herkesin kamu görevlileri tarafından dinlenmesinin; dinlemeyle görevli kolluk personel sayısı ve operatörlerce ilgili kurumlara sağlanmış olan alt yapı ve teknik imkanlar itibariyle fiilen mümkün olmadığı, dinlemelerin, yasalarda tahdidi olarak sayılmış suçlar için ve hakim kararıyla yapılması ve kararlarda dinlenecek numaralara yer verilmesi zorunluluğunun bulunması dikkate alındığında herkesin dinlenmesinin mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır.

    Haberleşme hürriyetinin korunmasına yönelik olarak, iletişimin denetlenmesi sürecinde, haberleşmenin gizliğinin sağlanması yönünde alınmış idari tedbirlerin ve öngörülen ağır cezai müeyyidelerin küçümsenemeyecek ölçüde önemli ve detaylı olduğu, iletişimin yasal yollarla denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile iletişime yasa dışı müdahalede bulunanlara uygulanacak müeyyideler bakımından mevzuatta bir eksiklik bulunmadığı görülmektedir."

    Taslak raporda, yasal olmayan yollara başvuracak görevliler ve operatörler için caydırıcı yaptırımlar bulunduğu ifade edilerek, telekomünikasyon sektöründe faaliyetlerini yürüten işletmelerin haberleşmenin güvenliği bağlamında alması gereken tedbirlerin, lisans sözleşmelerine dayanak teşkil eden yasal düzenlemelerde yer alan en temel ilkeler olduğu kaydedildi.

    İthal ve satışa düzenleme

    Teknolojinin gelişmesine paralel olarak iletişime yasa dışı müdahale yöntemlerinin de gelişim gösterdiği bildirilen taslak raporda, şu görüşlere yer verildi:

    "Yasa dışı dinleme faaliyetlerinin önlenmesi konusunda yine teknolojinin sağladığı imkanlarının kullanılması büyük öneme haizdir. Ayrıca dinleme özelliğine sahip cihaz ve yazılım programlarının kullanıldığı ve yaygınlaştığı konusunda yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Gerek ortam dinlemelerine gerekse cep telefonu dinlemelerine yönelik olarak bu tür cihaz ve yazılım programlarının özellikle internet ortamında çok rahat satıldığı, reklamlarının yapıldığı, bununla ilgili olarak birçok internet adresinin faaliyetlerini sürdürdüğü, dolayısıyla bu ürünlerin ithali ve satışının izne tabi olması konusunda yasal ve idari tedbirlere ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir."

    "İddiaların üzerine gidilmeli"

    Anayasal düzeni tehdit eden terör ve organize suç örgütleri ile mücadele eden güvenlik birimlerinin yasa dışı dinleme yaptıkları şeklindeki "gerçek dışı" söylemlerin, güvenlik birimlerini toplum önünde hedef durumuna getireceğinin ve terörle mücadelede pasifize edeceğinin unutulmaması istenen taslak raporda, şunlar kaydedildi:

    "Bu bakımdan halk arasında 'dinleniyorum' paranoyasını ortadan kaldıracak tedbirler için bir takım düzenlemeler yapılırken, devletin genel güvenliğini zafiyete uğratacak işlemlerden de kaçınılmalıdır. Halkı 'dinleniyorum' paranoyasına sokacak bu tür iddiaların üzerine gidilmeli, yasa dışı bir faaliyetin tespiti halinde ilgililer hakkında gerekli işlemler yapılmalı, aksi durumda da bu tür söylemlerin asılsız olduğu kamuoyuna açıklanmalı ve gerçek dışı iddiaları mesnetsiz olarak dile getirenler hakkında gerekli yasal işlemler yapılmalıdır."

    Komisyonun önerileri

    Taslak raporun "öneriler" bölümünde, haberleşmede meydana gelen dinleme, izleme ve istenmeyen çoğu durumun kullanıcıların bilgisizliğinden kaynaklandığının unutulmaması vurgulandı.

    Haberleşme cihazı kullanan kişilerin "dinleniyorum" paranoyasından kurtulmaları, haberleşmelerini güvenli bir şekilde yapabilmeleri ve kullanıcıların konuya ilişkin bilgi birikimlerinin arttırılması için iletişim şirketleri, vatandaşlar ve ilgili kurumlar tarafından alınması istenen önlemler, taslak raporda şöyle yer aldı:

    -Haberleşmede kullanılan cihazların tamir veya kullanım amaçlı olarak başkalarına verilmesinde dikkatli davranılması,

    -Tanımadıkları kişi veya kuruluşlardan hediye olarak telefon makinesi, klavye veya elektronik cihazlar alınmamasına özen gösterilmesi,

    -Özellikle tanımadıkları kişilerden gelen ya da içeriğinden şüphe edilen e-posta veya SMS paketlerinin kabul edip okunmamasına dikkat edilmesi,

    -Şüphe edilen bazı durumlarda bilgisayar, telefon makineleri, pocket pc, blackberry gibi elektronik cihazların içerisine herhangi bir casus yazılım yüklenip yüklenmediğinin güvenli kişilere kontrolünün yaptırılması,

    -İletişim şirketleri tarafından, yasal olmayan dinleme ve izlemeye karşı aldıkları tedbirlerin ve sistemlerinin güvenli olduğunun kullanıcılara bildirilmesi veya kamuoyuna açıklanması,

    -İletişim firmalarının cep telefonlarında casus yazılım olup olmadığının test hizmetini verecek ortamları bayiliklerinde hizmete sunmaları."

    "-İletişim şirketlerinin haberleşmeyi sağladıkları network şebekesi üzerinden içerisinde casus yazılım bulunan e-posta veya SMS paketlerinin gönderilmesini engelleyecek yazılım programları (anti virüs) geliştirmeleri ve sorumlu olan birimlerce sistemin güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alınmasının temini,

    -İçerisinde casus yazılımlar bulunan elektronik sistemlerinin, böcek tabir edilen radyo frekans vericilerinin ve özel amaçlı üretilen ses kayıt cihazlarının satışının engellenmesi veya izne tabi tutulması için ilgili kurumlar tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması,

    -İletişim şirketleri veya internet servis sağlayıcılarının santrallerinde görevlendirilecek personelin seçiminde ve istihdamında gereken titizlik gösterilerek, söz konusu personelin belirli periyotlarla güvenlik tahkikatlarının yaptırılmasının sağlanması.

    -İletişim şirketleri veya internet servis sağlayıcılarının kullandıkları santraller ile santral veri yedeklerinin güvenliğini (yurt içi ve yurt dışı) sağlayacak tedbirlerin alınıp alınmadığının denetiminin yapılması,

    -Başta haberleşme olmak üzere önemli birimlerde kullanılan işletim sistemleri ile yazılım programlarının yerli firmalardan veya kurumların kendi Ar-Ge birimlerinden karşılanmasının teşvik edilmesi, kullanılan yazılımlar veya işletilen sistemlerin güvenlik testlerinin belirli aralıklarla test edilmesi ve oluşabilecek tehdit veya tehlikelerin giderilmesi gerektiği sonuçlarına varılmıştır."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow