Haluk Koç'tan Cizre ve Silopi tepkisi
CHP'li Haluk Koç Cizre ve Silopi'de yaşananlara tepki gösterdi. MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamada hükümeti eleştiren Koç "Tek kişinin iki dudağının arasından çıkan kararlarla ülke kaos içine sokulabiliyor"dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Cizre ve Silopi'de öğretmenlere SMS'li 'hizmet içi eğitime' çağrı hakkında "Öğretmenler ayrılıyor ama eğitim verdikleri çocuklar o bölgelerde kalmaya devam ediyor. 300 bine yakın insanımız bölge içi ve bölge dışı göç yollarında. Adına çözüm dedikleri süreci kendi kişisel çıkarlarına uygun düştüğü sürece götürenler bir seçim döneminde koyu milliyetçiliğin ve onun getirdiği güvenlikçi uygulamaların kendilerine oy devşireceğini hesapladıklarında o barış masası, savaş masası haline dönebiliyor. Tek kişinin iki dudağının arasından çıkan kararlarla ülke kaos ve sıkıntı içine sokulabiliyor" dedi.
"Olağan kongre süreçleri tamamlandı"
Partisinin MYK Toplantısı sonrası konuşan Koç, toplantıda 16-17 Ocak'ta gerçekleştirilecek 35'inci CHP Olağan Kurultayı ile ilgili gelişmelerin değerlendirildiğini belirtti. Kurultay süreciyle ilgili tüm hazırlıkların gözden geçirildiğini söyleyen Koç, "İlçelerimizde olağan kongre süreçleri tamamlandı. İllerimizin bir kısmı da yapılmıştı. Bu hafta sonu ve önümüzdeki 2 hafta sonu 26-27 Aralık'ta da bütün illerimiz tamamlanmış oluyor. Bölyece kurultay sürecine de yenilenmiş bir kurultay delegasyonuyla gitme gerçeği karşımıza çıkmış bulunuyor" diye konuştu.
"Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşananlar kaygı verici bir hal almıştır"
Yurdun Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan gelişmelere değinen Koç, bölgede yaşananlarla ilgili en büyük sorumluluğun devleti yönetenlere düştüğünü vurgulayarak "Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşananlar Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü açısından kaygı verici bir hal almıştır. Siyaset gerçekçi ve acı tespitlere dayanmak zorunda. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşananlar bütün bu olayları tanımlamak için kullanılan kelimeler durumun vehametini ortaya koyuyor. Türkiye maalesef bu süreci akılla, ferasetle, geniş devlet kültürüyle aşmak zorunda. Burada en büyük sorumluluk devleti yönetenlere düşüyor. Kibirle, kaprisle, kişisel hesaplarla, kişisel çıkarlara dayalı, öngörüsüz politikalarla devletin yönetilemeyeceği bir kere daha tüm acı gerçeğiyle maalesef karşımıza çıkmış bulunuyor. Bu milletin çıkarından çok kendi yakın dönem politik çıkarlarını düşünen bir anlayışla devletin idare edilmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
"TBMM bu soruna el atmak durumunda"Bölgede yaşanan sorunların çözüm adresi olarak Meclis'i işaret eden Koç, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu şekilde şapkasını önüne koyarak ciddi bir değerlendirme yapması gerektiğine inanıyorum. 13 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Çeşitli iddialar ortaya attınız. Geldiğiniz nokta ortada. Herkesi yok sayarak attığınız adımlar sonunda berbat sonuçlarla karşımıza çıktı. Bütün bölge yangın yeri. Türkiye'nin tüm bölgelerinde güvenlik kaygısı var. Sorunun bir tek çözüm yeri var. O da TBMM. Bunu ifade etmeye devam ediyoruz. TBMM bu soruna el atmak, Meclis'te temsil edilen tüm partiler de çok içten ve samimi olarak bulundukları siyasi kamplardan ve koşullanmalardan sıyrılarak bu sorunu çözmek için harekete geçmek durumundalar. Bu ulusal ve hepimizi ilgilendiren bir konudur. Hepimizin ortak sorumluluk alması gereken bir konudur" açıklamasında bulundu.
"Sorun hendek sorunu değil"
AK Parti'nin dış politikasını eleştiren Koç, "Bugün karşı karşıya kaldığımız mesele sadece hendek kazma meselesi değildir. Bugün karşı karşıya kaldığımız mesele sadece sokağa çıkma yasaklarıyla, şehirlere tanklar sokarak bir savaş manzarası ortaya koyarak çözülebilecek bir mesele de değildir. Sorun hendek sorunu değil, o hendekleri açtıran, o bölgeyi yangın yerine çeviren derin ve küresel siyasi boyutları olan bir mesele haline gelmiştir. Maalesef etrafımızdaki siyasi koşullar bu sorunu bir süredir Türkiye'nin sorunu olmaktan çıkartmış uluslararası sorun konjonktürüne taşımıştır. Dış politikada yapılan stratejik hatalar sorunun bu boyuta ulaşmasına maalesef zemin hazırlamıştır" dedi.
"Devlet, terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez"
Terörle mücadelenin hukuk çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiğini savunan Koç, "Devlet, terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez. Hukuk devleti olarak bu mücadelesini ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde yapmak zorundadır. Hukuku aşarak gayrinizami yollarla yapılan her uygulama terörle mücadele değil, bir şekilde teröre destek çıkan uygulamalardır. Sonuçları itibariyle. Devlet kendi vatandaşına düşman unsur, kendi şehirlerine de düşman şehir statüsüyle asla bakamaz" diye konuştu.
"Barış masası, savaş masası haline dönebiliyor"
Şırnak'ın Cizre ile Silopi ilçelerinde öğretmenlere SMS ile 'hizmet içi eğitime' alındıkları mesajının gitmesinin ardından çok sayıda öğretmenin ilçeleri terk etmesine değinen CHP'li Koç, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Öğretmenler SMS talimatlarıyla bölgeden tahliye ediliyor. Öğretmenler ayrılıyor ama eğitim verdikleri çocuklar o bölgelerde kalmaya devam ediyor. 300 bine yakın insanımız bölge içi ve bölge dışı göç yollarında. İktidar partisinin ve onu en üstte yöneten ve yönlendiren kişinin çıkarlarına uygun olduğunda Türkiye adına barış süreci, çözüm süreci dedikleri sürecin içine sokuluyor. Adına çözüm dedikleri süreci kendi kişisel çıkarlarına uygun düştüğü sürece götürenler bir seçim döneminde koyu milliyetçiliğin ve onun getirdiği güvenlikçi uygulamaların kendilerine oy devşireceğini hesapladıklarında o barış masası, savaş masası haline dönebiliyor. Tek kişinin iki dudağının arasından çıkan kararlarla ülke kaos ve sıkıntı içine sokulabiliyor"
"Çözüm masasında ne tavizler verildi?"
CHP Sözcüsü Koç, konuşmasında şunları kaydetti: "Her gün gelen hain pusularda şehit edilen polislerimizin haberleri. Diğer yanda bölgede masum sivil halkın çektiği eziyetler, insan hakları ihlalleri. İkili bir dramla karşı karşıyayız. Bunlar yaşadığımız gerçekler. Neden 7 Haziran sonrası bunlar yaşanıyor? Ne oldu da 7 Haziran sonrasında birisi bir düğmeye bastı? Bugünlere gelinmesinin sorumluları kimler? Kimseyi vatan hainliğiyle suçlamayacaksınız. Dönüp aynanın karşısında biz ne dedik, ne yaptık, sonuçları ne oldu, bunu bir irdeleyin. Şu soruyu sormamız gerekiyor. Çözüm masasında ne görüştünüz, ne tavizler verildi, verilenin hangisi yapıldı, hangisi yapılmadı?"
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Kasesi 1000 TL! Uludağ'daki 'çorba' Bakanlığı harekete geçirdi
Üşümeye hazır olun! Marmara’da hava sıcaklıkları 10 ila 12 derece azalacak
Son Dakika Haberleri... Rusya’da Yakalanan Berat Can Gökdemir’in Türkiye’ye İadesi Talep Edildi
SON DAKİKA... "Türkiye altında kalabilir" deyip uyardı: 7.2 büyüklüğünde deprem bekliyoruz
Bursa'da yarın okullar tatil mi 22 Kasım 2024? Valilikten açıklama geldi mi?