"MAALESEF ORGAN BAĞIŞI SAYILARIMIZ O ANLAMDA ÇOK YETERSİZ"
Uzm. Dr. Hançer, "Berat'ın ilginç durumu, aniden gelişen bir kalp yetmezliği olmasıydı" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında gelişen bir kalp yetmezliğiydi. Enfeksiyona bağlı miyokardit ve sonrası kardiyomiyopati, yani kalp yetmezliği gelişmişti. Normal, sağlıklı bir bireyde kalbin ejeksiyon fraksiyonu (EF) dediğimiz pompalama gücü yüzde 65 civarıdır. Berat gibi son dönem kalp yetmezliği hastalarında bu değer yüzde 15'e kadar düşer. Yani aslında 4 kat azalma var ortada. Bu da vücuda yetmiyor. Kalp normalde dakikada 4-5 litre kan pompalarken, birdenbire 1 litreye düşüyor. Bu da hastada ciddi tablolara yol açabiliyor. O nedenle 'Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu, bir hafta şikayetim oldu sonra geçti. Şimdi de buna bağlı herhalde kırgınlığım, halsizliğim var' deyip geçmemek lazım. Bu şikayetleri ihmal etmeyip, eğer genel vücut kondisyonunda nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetler varsa, yaştan bağımsız olarak, Berat'ın yaşı o cihazı taktığımızda 19'du şu an 21 yaşında, mutlaka bir kardiyoloji muayenesi, eko kardiyografik değerlendirme yapılması gerekiyor. Risk grubu olmayanlar, yaşı kaç olursa olsun yılda bir, bu muayeneleri yaptırmalı. Gönül ister ki sürekli kalp nakli yapalım ve bu hastaları şifaya kavuşturalım ama maalesef organ bağışı sayılarımız o anlamda çok yetersiz."
"ORADA ÖLENLERİ GÖRÜNCE SİZİN DE UMUDUNUZ TÜKENİYOR"
Hiçbir sağlık sorunu yokken kendini aniden bir hastanede yeni bir kalp beklerken bulan Berat Öz ise, "Bir grip sonrası oluştu bu hastalık. Çalışamaz hale geldim, en ufak efor sarf edebilecek işleri dahi yapamıyordum. 2020 Kasım ayında teşhisim kondu, son evre kalp yetmezliği… Acilen kalp nakli olmam gerektiği söylendi. Ama pandemi dönemiydi, organ bağışı zaten çok yetersizdi. Çok kişi vefat ediyor nakil olamadan. Yapay kalp destek cihazı takmak zorunda kaldılar. Kalbim kendi işlevini göremiyordu. Cihaz takıldıktan sonra, pandemi dönemi de olduğu için, toplum içine girmemem konusunda doktorlarım uyarmıştı. Arkadaşlarımdan ayrı kaldım; iş hayatımı bıraktım, üniversiteye gidemedim. Bir süre sonra tekrar fenalaştım. Akciğerlerimde de sıvı birikmesi oldu. Yoğun bakıma yatırıldım. Yoğun bakımdayken başka bir kalp destek pompası daha taktılar bana. 20-25 gün hareketsiz yattım. Orada ölen kişileri görünce sizin de umudunuz tükeniyor. Ama organ bekleyen insanların umudunu yitirmemesi gerekiyor, çünkü beklenmedik bir anda uygun donör çıkabiliyor. Nitekim bana da öyle oldu. Gece 2'de Özlem Otçu hanım nakil koordinatörümüz, organ çıktığını söyleyince şaşırdık. Apar topar hastaneye geldik" diye konuştu. Berat Öz'ün annesi Ayşe Öz ise oğlunun o yaşa kadar hiçbir sağlık sorunu olmadığını kaydederek, organlarını bağışlayan donörün ailesine de minnettarlığını dile getirdi ve şunları söyledi: "Bir anda şoke olduk, ağır bir grip de değildi geçirdiği. Şikayetleri ilerledi, mide bulantısı, karın ağrısı, ağır öksürüğü vardı. Bu şikayetlerle bir gece acile geldik hastaneye. Kalp nakli olması gerektiği söylendi. Bekleme süreci de çok zordu. Benim elimden hiçbir şey gelmiyor, kendisi üzülüyor. Ben de üzülüyorum. Yeni bir hayat bekliyorduk açıkçası. Ümidini kesmişti artık, 'Anne bana çıkmayacak' diye üzülürdü. Rabbim bir mucize yaşattı bize. Organlarını bağışlayan o genci de evladımın yerine koydum. Organ bağışı gerçekten çok önemli. Oğlum da ailem de hepimiz organlarımızı bağışladık. Hatta oğlum, 'Anne bana uygun kalp çıkmazsa başka bir aileye bir can, bir nefes olsun diğer organlarım' dedi. Bağışta bulunan aileye de çok teşekkür ediyorum. Rabbim onlara sabır versin, güç kuvvet versin."