SON DAKİKA! Naci Görür: Silivri Fayı 6.2'yle Kırıldı! Adalar Fayı da Kırılacak! 7.5'lik Deprem Bekliyoruz
23 Nisan'da öğle saatlerinde Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem başta İstanbulluların olmak üzere gündemin ilk maddesine oturdu. Ancak, bu depremin İstanbul'un beklenen büyük depreminin bir parçası olup olmadığı hakkındaki görüş ayrılıkları, bilim camiasında önemli tartışmalara yol açtı. 1999’daki büyük depremden bu yana Kumburgaz Fayı üzerinde dikkat çeken yer bilimci Profesör Dr. Naci Görür ile, Elazığ’daki 4.9 büyüklüğündeki depremle ilgili sabahın erken saatlerinde bir araya geldim. Elazığ depremi ile ilgili "Rahat olun" diyerek halkı sakinleştirirken, İstanbul için aynı güven verici sözleri sarf edemiyor. Prof. Dr. Görür, 6.2 büyüklüğündeki depremin, İstanbul’daki olası büyük depremin minimum 7.2 büyüklüğünde olma olasılığını artırdığını vurgulayarak, bu durumu her zamankinden daha ciddi bir tehdit olarak değerlendiriyor. Hürriyet Gazetesi'nden Fulya Soybaş kaleme aldı.


- Peki, İstanbul böyle bir depreme hazır mı?
6.2’lik depremde gördük, trafik kilitlendi. Hayır, değil! 25 yılda İstanbul’u depreme hazırlayamadık, “Deprem dirençli bir kent” yaratamadık. Kentsel dönüşüm ile işi sadece idare ettik. Önce, halkımızın deprem dirençli bir kentte, can güvenliği içinde, huzurla yaşamak istemesi ve ülkenin gerçek sahibi ve bir seçmen olarak bunu kendilerini yönetenlerden de talep etmesi gerekir. Ne halk ne de yöneticiler olarak bunu başaramadık!


- Peki nasıl yaratacağız deprem dirençli bu kentleri?
Bir kenti karakterize eden 6 bileşen vardır: Yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem-çevre ve ekonomi. Bu saydığım her alanda koordinatörler olsa, sahada 7-24 aktif çalışsalar ve eğitimler, farkındalık çalışmaları yapsalar, gereklilikleri tek tek belirleseler, yanı sıra ekonomi kurmayları, siyasetçiler, akademisyenler, muhtarlar, bürokratlar, yöneticiler, daha doğrusu toplumun en küçük hücrelerinin dahi aktif şekilde içinde olduğu, herkesin elini taşın altına koyduğu bir sistem olsa... İşte ancak o zaman, tüm bu bileşenleri deprem dirençli hale getirdiğimiz zaman, kentlerimizi de deprem dirençli yapmış oluruz.


- Birkaç gündür, sizin bir inşaat şirketinin reklam filminde oynadığınız ve dolayısıyla da “büyük bir deprem olacak” söyleminizden çıkar elde ettiğiniz iddia ediliyor.
Bu reklam filmi falan değil, şantiye ziyaretimde çekilmiş bir video. Bazı kötü niyetli insanların amacı, bu ziyaretlerimizi değişik şekillerde yorumlayıp, bizi kötülemek. Bunların nereden geldiği de belli aslında... “İstanbul’da deprem olacak” dediğim için yapıyorlar. Asıl ‘İstanbul’da deprem olmayacak’ diyenler, bu kadar insanın can güvenliğini hiçe saydıkları için büyük vebal altındalar, günah işliyorlar. Bu kadar insanın sebebi olacaklar.
