Küçük kızın sürüklendiğini görünce hemen harekete geçtiğini söyleyerek, “Daha önce buraya 2-3 defa kampa gelmiştim. Bu sefer karavanımla geldim. Normalde gölün karşı tarafındaydım. Dün karavanımın elektrik aksamı bozulunca bunda bir hayır olduğunu düşünerek buradaki işletmenin olduğu bölüme geldim. Bugün de gölde yüzdükten sonra yemek yediğim esnada çocuğun gölde oynadığını görmüştüm. Daha sonra birileri bağırınca rüzgarın çocuğu sürüklediğini öğrendim. Sonra baktım gelen giden kimse yok yanımda bulunan şişme botum aklıma geldi. Onu alıp tam göle girerken bir cankurtaran arkadaş daha geldi yanımda. Onunla beraber kurtarmaya gittik. Baya açıldık ama çocuğu bir türlü göremedik. O an çok kötü oldum ben üzüldüm baya. Şişme ata iyice yakınlaşınca çocuğun neredeyse suya batmak üzere olduğunu gördük. “Yetişin” diye bağırıyordu. Onu öyle görünce daha çok etkilendim. Arkadaşla hemen çocuğu kurtardık. Sağ salim teslim ettik. Tamamen şans işi. Allah beni bu tarafa gönderdi diye düşünüyorum. Yani ona hayra yoruyorum. Gölün tam ortasına gitmişti hatta ortasını da geçmişti neredeyse. Rüzgar oraya kadar sürüklemiş. Bende botumla kürek çekerek oraya kadar gittim. Cankurtaran arkadaşta benimle geldi. Gittik, aldık, geldik. Ama buraya bir can kurtaran lazım. Arkadaş öbür taraftan dolanıp geldi buraya kadar. Ben botumla burada olmasam kimsenin elinden bir şey de gelmezdi. Çünkü yüzülerek gidilecek bir mesafe değildi” dedi.