1. Otopsisinde dış muayenede çürüme nedeniyle ayrıntılı travmatik değişim analizi yapılamamakla birlikte cilt bütünlüğünün korunmuş olduğu, kafa göğüs ve batın boşluğuna nafiz olacak herhangi bir yaralanma tespit edilmediği, iç muayenede kafatasında kırık, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar lezyonu tespit edilmediğine göre; Mevcut verilerle kişinin travmatik bir tesirle öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı,
2. Otopsisinde alınan doku örneklerinin Kimya İhtisas Dairesinde yapılan tetkikinde tespit edilen alkol düzeyinin tek başına ölüm meydana getirebilecek düzeyde olmadığı çürüme nedeniyle oluştuğu, tespit edilen Ornidazol'ün enfeksiyon tedavisinde kullanılan ilaç etken maddesi olduğu, tespit edilen Roküronyum'un kişiye 11/09/2024 tarihinde yapılan ameliyat esnasında verilen anestezik madde olduğu ve 2 (iki) ay süreyle vücutta tespit edilebileceğinin tıbben bilindiği, aranan toksik maddelerin bulunmadığı dikkate alındığında; mevcut verilerle kişinin zehirlenerek öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı,
3. Elde edilen bulgular dikkate alındığında, cinsel dokunulmazlığının ihlal edildiğine dair tıbbi delil bulunmadığı,
4. Adli dosyada kayıtlı bilgilerde; kişinin 27/09/2024 tarihinde kaybolduğu, 15/10/2024 tarihinde Van Gölü sahilinde ölü olarak bulunduğu, ölümüne neden olabilecek travmatik değişim ve toksik madde bulunmadığı, iç organlarda tespit edilen makroskopik bulgular ile iç organların histopatolojik tetkikinden elde edilen bulgular, bulunduğu ortam, bulunuş şekli, olay yeri inceleme bulguları dikkate alındığında; kişinin ölümünün suda boğulma sonucu meydana gelmiş olduğunun kabulü gerektiği ancak suda boğulma olayının intihar mı, kazara mı veya bir başkası ya da başkalarının etkisiyle mi gerçekleştirildiği hususunda tıbben değerlendirme yapılamadığı, bu hususların adli tahkikatla aydınlatılması gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur.’ şeklinde kayıtlıdır.”