İmralı Adası'na DEM Parti'den Kimler Gidecek? Abdulkadir Selvi Yazdı...

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'tarihi bir dönüm noktası' olarak nitelendirdiği 22 Ekim tarihinde MHP grup kürsüsünden yapmış olduğu terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan ile DEM Parti'nin yüz yüze görüşmesi, Öcalan'ın terör örgütünü lağvetmesi gerekirse Meclis kürsüsünde konuşması, örgütün silah bıraktırılması halinde ise 'umut hakkı'nın tartışılabileceği söylemlerinin ardından DEM Parti bu hafta Adalet Bakanlığı'na dilekçe vererek Öcalan ile görüşme talep etmiş, bakanlık da bu talebi kabul etmişti. Şimdi ise İmralı'ya kimlerin gideceği merak konusu oldu. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi konuya dair görüşlerini bugünkü köşe yazısında kaleme aldı... İşte Selvi'nin yazısı;Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin son dönemdeki grup konuşmaları ve birbirleriyle gerçekleştirdikleri görüşmeler, dikkatle izlenmeye devam ediyor. Bu görüşmeler, yeni dönemin yol haritasını anlamak isteyenler için kritik öneme sahip. Ancak, bazı çevreler bu birlikteliği sarsmak adına fırsat kolluyor. Cumhur İttifakında bir çatlak yaratabilir miyiz? diye uğraşanlar ise her seferinde başarısız oluyor. Erdoğan, son açıklamalarında, Bahçelinin çağrısına ortağız ve tamamen uyum içindeyiz, diyerek ittifakın güçlü duruşunu vurguladı. Bu süreç, özellikle bazı medya organlarında bolca senaryolaştırıldı. 3 Ekimde Erdoğan, Bahçeliyi evinde ziyaret etti, ardından MGK toplantısına katıldı. 22 Ekimde Bahçeli, Abdullah Öcalanla ilgili çağrısını yaptı ve sonrasında, 14 Kasımda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yeniden bir araya geldiler. Bu görüşme üzerine birçok Hollywood senaryosuna taş çıkartacak yazılar kaleme alındı, ancak bu iddiaların hiçbiri gerçeği yansıtmadı. Erdoğan, Ülkenin menfaati doğrultusunda Bahçeliyle tam bir mutabakat halindeyiz ve birlikte hareket ediyoruz, diyerek ittifakın ne kadar güçlü olduğuna bir kez daha işaret etti. Son dönemde, Bahçelinin İmralı ve DEM grubu arasında temas kurulması çağrısı üzerine dikkatler tekrar yoğunlaşmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Görüşüyorlar, diyerek bu meseleye açıklık getirdi. Erdoğanın bahsettiği görüşme, Ömer Öcalanın İmralı ziyaretiydi. Ancak, PKK ve Kandilin çözüm yönünde bir adım atmayı tercih etmediği, aksine savaşı savundukları da gündemdeki yerini koruyor. Bahçelinin çağrısı sonrasında, DEM partisi ile İmralı arasında yapılacak görüşmelerin tarihi bir fırsat sunduğu değerlendiriliyor. Adalet Bakanlığına başvuruda bulunan DEM Partisi Eşgenel Başkanları, Öcalanla görüşme talebinde bulundular. Ancak bu görüşmeye kimlerin katılacağı hala belirsiz. DEM partisi içindeki bazı isimler çözüm karşıtı olup, Kandil ile yakın ilişkilerde bulunuyorlar. Dolayısıyla, bu görüşmenin sadece doğru kişilerin katılımıyla yapılması önemli. Çünkü, Öcalandan gelen mesajların doğru aktarılması çözüm sürecinin başarısı için kritik bir öneme sahip. Devlet Bahçelinin umut hakkı çıkışı ile Cumhurbaşkanı Erdoğanın Silahı gömdüğünüzde önünüz açılır mesajları, son derece önemli bir dönemeç işaret ediyor. Erdoğan ve Bahçelinin birlikte yürüttüğü bu strateji, Türkiyenin geleceği için tarihi fırsatlar barındırıyor. Bu adımlar, özellikle Ortadoğunun kanla yazılan haritalarında Türkiyenin bekası adına büyük bir önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grubundaki konuşmasında da bu tarihi sorumluluğa dikkat çekerek, Dünya büyük ve köklü bir değişimin eşiğinde, bölgemiz ise savaşların, çatışmaların ve zulümlerin içinde adeta cayır cayır yanıyor. İşte böyle bir ortamda, Cumhur İttifakı olarak tarihi bir sorumluluk taşıyoruz. Bu tablo, sadece AK Parti ve Cumhur İttifakıyla sınırlı değil, tüm ülkemiz için büyük bir öneme sahip, dedi. Cumhur İttifakının içindeki güçlü birlik, sadece Türkiyenin iç politikası için değil, bölgesel ve küresel düzeyde de tarihi bir anlam taşıyor. Bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için tüm tarafların birbirlerine güvenmesi, doğru adımların atılması ve ülke çıkarlarını ön planda tutmaları gerekiyor.