Abdulkadir Selvi yazdı: Türkiye’nin Suriye’deki Rolü: Esed Rejiminin Çökmesinde En Büyük Katkı!

Suriyede 61 yıl süren Esed rejimi nihayet çöktü. 12 günlük muhalif harekâtının ardından Beşar Esad ülkeyi terk etti ve Rusyaya sığındığı tahmin ediliyor. Bu tarihi gelişme ile birlikte, Suriye halkı kendi kaderini belirleme noktasında önemli bir adım attı. Esedin devrilmesi, yalnızca Suriye için değil, Ortadoğu tarihi için de dönüm noktası oldu. Esedin devrilmesi, Suriyedeki karanlık dönemi kapatıp, özgür bir geleceğin kapılarını araladı. Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, sürece nelerin yaşandığını ve bundan sonra neler yaşanacağına dair düşüncelerini bugünkü köşe yazısında kaleme aldı...Suriyedeki devrim, Ortadoğudaki diğer devrimlerden belirgin şekilde farklı bir karakter taşıyor. Irakta Saddam Hüseyin, ABD ve koalisyon güçleri tarafından devrilmişti. Ancak Suriyede yabancı bir müdahale olmadan, tamamen Suriyelilerin kendi iradesiyle bir değişim gerçekleşti. Esedin devrilmesi, halkın dışarıdan gelen müdahaleler olmadan, kendi geleceğine sahip çıkması anlamına geliyor. Bu, özellikle Suriyenin iç dinamiklerine ve halkın direncine odaklanarak başardıkları bir başarıdır. Suriye halkı, sadece Esedden değil, onun destekçileri olan İran ve Rusyanın bölgedeki vekalet savaşlarının da son bulmasını sağladı. Bu değişim, Suriyenin kaderini belirleme noktasında önemli bir kırılma anıdır. Suriye, Iraktan farklı olarak, kendi halkının direnişiyle bağımsızlık mücadelesini kazandı. Suriyedeki devrimde en büyük katkı, kuşkusuz Türkiyeden geldi. Türkiye, başından beri Suriye muhalefetine önemli destek sağladı ve bu destek Suriyedeki rejim değişikliğinin temel dinamiklerinden biri haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğanın liderliğinde, Türkiye, sadece sınırlarında yaşayan milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmakla kalmadı, aynı zamanda muhaliflere maddi ve manevi yardımda da bulundu. Suriye halkının mücadelesine duyduğu sempati ve insani yardımlar, Türkiyenin Suriyedeki kritik rolünü pekiştirdi. Erdoğan hükümeti, ekonomik ve siyasi bedeller ödeyerek, Suriyenin geleceğinde önemli bir oyuncu olmayı başardı. Türkiye, Suriye muhalefetinin yanında duran tek büyük güç olarak, rejimin devrilmesinde kritik bir rol oynadı. Esedin devrilmesi, Suriyeli muhaliflerin ve Türkiyenin yıllarca süren mücadelesinin zaferi oldu. Türkiye, Suriyeli mülteciler ve muhalifler için büyük bir umut kaynağı olurken, aynı zamanda Ortadoğudaki dengeleri yeniden şekillendiren bir aktör haline geldi. Esed rejiminin devrilmesi, Suriye için büyük bir zaferi simgelese de asıl iş şimdi başlıyor: Suriyenin yeniden inşası. Suriyedeki siyasi, ekonomik ve toplumsal yapıyı yeniden şekillendirecek bu süreç, dünya için de önemli bir sınav olacak. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dohada yaptığı önemli açıklamalarda, bu sürecin uluslararası camianın desteğiyle şekilleneceğini vurguladı. Fidan, Suriyede yeni dönemin inşasında uluslararası toplumun desteği büyük önem taşıyor. Bu süreçte, tüm kesimleri kucaklayıcı, adaletli ve hukuka dayalı bir yönetim şekli oluşturulmalıdır, dedi. İntikam duygusuyla hareket edilmemesi gerektiğini, Suriyenin birleştirici ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirtti. Fidan, aynı zamanda Suriyedeki muhalif liderlerin, özellikle Halepin ele geçirilmesinde önemli bir rol oynayan Colaninin, gelecekteki yönetime dair rasyonel ve yapıcı yaklaşımının umut verici olduğunu da dile getirdi. Colaninin CNN Internationale yaptığı açıklamalarda, Suriye halkı artık kendi kaderine el koydu. Bu zafer sadece Suriye için değil, tüm Ortadoğu için bir mesajdır, şeklindeki ifadeleri, yeni dönemin umut verici yönlerine dikkat çekiyor. Suriyenin yeniden inşa süreci, sadece iç dinamiklerle değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası işbirliği ile şekillenecek. Türkiye, Suriyenin yeniden yapılanmasında önemli bir rol oynamaya devam edecek. Suriyedeki Esed rejiminin son bulmasıyla, tarihin karanlık bir sayfası kapandı. Yeni bir sayfa açılırken, Türkiyenin perspektifi ve Suriye halkının geleceği de şekilleniyor. Türkiye, 27 Kasımda muhaliflerin Halepe karşı başlattığı harekâtın yanında durarak, Suriye halkının yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. 2011 yılından bu yana Türkiye, Suriye halkına destek veren tek ülke olarak öne çıktı. Türkiyenin Suriyedeki yeni dönemdeki rolü, sadece askeri yardımlarla sınırlı kalmayacak; aynı zamanda diplomatik ve insani yardımlar da büyük önem taşıyacak. Suriyenin geleceği, halkın özgürlüğü ve refahı için kritik bir dönemden geçiyor. Türkiye, Suriyenin yeniden inşasında yalnızca askeri değil, aynı zamanda ekonomik, kültürel ve diplomatik katkılarla sürecin en önemli aktörlerinden biri olacak. Bu yeni dönemde, Suriyenin tüm kesimlerini kucaklayan bir yönetim anlayışı benimsenmeli, adalet ve barış ilkeleri doğrultusunda bir toplum inşa edilmelidir. Suriye halkının yıllarca süren mücadelesi sonunda zafer kazanmış olsa da, önlerinde hala büyük bir sorumluluk ve zorluklar var. Bu zorlukların üstesinden gelmek için uluslararası toplumun da desteği şart.