‘PARMAKLARIMI KAYBETMEKTEN KORKTUM’
51 günlük süreçte, her gün yaklaşık 10 saat ve 20-21 kilometre yol yürüdüğünü kaydeden Bilal, “İnsanın 10 saat içinde ‘neleri planlayacaksın, herhangi bir aksaklık olduğunda neler yapacaksın’ bunları düşünmesi gerekiyor. Yeme içme konusu çadır kurma-toplama konusu ayrı bir dert. Çok zorluklar çektim çünkü Antarktika herkesin bildiği gibi dümdüz bir yer değil. ‘Sastrugi’ denilen ve rüzgarın etkisi ile oluşmuş dalga formunda oluşumlar var. Bunlar 20 santimden, 2 kilometreye kadar ulaşıyor. Hiçbir yer görünmediği zaman onların üstünden geçmek zorunda kalıyorsunuz 100 kiloluk kızak devriliyor ve gidip toparlamanız gerekiyor. Bol karda kızak çekmek zaten çok zor. Çünkü kızak ve kayaklar karın içine gömülüyor. Videolardan göreceksiniz zaten ne kadar zorlandığımı. Rüzgarın etkisi zaten inanılmaz. Kıtada hava eksi 30’larda. Aslında benim için çok soğuk değil ama rüzgarın etkisi ile çok daha düşüyor. Mesela kayak bağlamam kırıldığı zaman botumu kayağa bağlamak zorunda kaldım. O bağ günde 4-5 defa çözülüyordu ve çıplak ellerle tekrar bağlamak 10 dakika sürüyordu. Parmaklar tutmuyor hissizleşiyor ve sonra yürüyüş esnasında 1 buçuk saat sonra kendine geliyordu parmaklarım. Bu beni çok korkuttu. ‘Acaba parmaklarım hissizleşir mi, kaybeder miyim’ diye. Keza burnum ve dudaklarım soğuktan dondu. Yaralar daha yeni yeni geçiyor” diye konuştu.
‘YOLUMU KAYBETTİM AMA EŞİM SAYESİNDE GÜNEY KUTBU’NA ULAŞTIM’
Bilal, ekspedisyon boyunca kurutulmuş ve dondurulmuş yemeklerle beslendiğini, yemekleri özel poşetler içinde sıcak su koyup, bekleterek tükettiğini ifade ederek, “Yürüyüş esnasında bol kuruyemiş, protein, karbonhidrat, sıcak çorba, şekerleme ve çikolata kullandım. Bu süreçte tekrar üzerine basıyorum eşim çok yardımcı oldu. Gece gündüz beni takip etti. 2 GPS’im bozuldu. Yanlış tarafa doğru yöneldim. Bunu eşim ve harita takipçisi fark etti. Buradaki lojistik şirketine bildirdiler 2 gün kaybetmeme rağmen 51 günün sonunda Güney Kutbu’na şanlı Türk bayrağımızı dikmeyi başardım. O yüzden eşim Göksu Tugay Bilal’e teşekkürü borç biliyorum. Onun desteği olmasaydı yapamazdım. Bu arada özellikle takipçilerime çok teşekkür etmek istiyorum. Buraya geldiğimde 25 bin takipçim vardı şimdi 100 bini geçtiler. Çok güzel mesajlar yazdılar. Geceleri çadırda eşim bana uydu üzerinden takipçilerimin yorumlarını yolluyordu. Okurken gözyaşlarımı tutamadım. Yolculuk boyunca çok zorlandım ve acılar çektim. Kendimi kutup noktasında bayrağımızı dikerken, İstiklal Marşı'mızı okurken hayal edip motive ettim. Çektiğim acılar ve yaşadığım psikolojik zorluklar bayrağımızı dikip, İstiklal Marşı’mızı okuduğum anda geçti ve gitti. Acılar geçti ama gurur kaldı. Bunu yapabildiğim için çok mutlu ve gururluyum. Bu zafer ve başarımı önce aileme sonra da Türk milletine armağan ediyorum” diye konuştu.